13. Hukuk Dairesi 2018/1426 E. , 2018/9024 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, subay olarak yetiştirilen davalının 926 Sayılı Kanunun 112. maddesinde düzenlenen mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan 28/09/2007 tarihinde TSK"den ayrıldığını, 15 yıl yerine, 8 yıl 8 ay 28 gün hizmet verdiğinden işlemiş faizi ile birlikte toplam 160.604,00 TL tutarındaki yetiştirme giderinden hizmet süresine karşılık gelen bölümü düşüldüğünde, kalan borcunun 67.011,00 TL olduğunu beyan ederek, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, bağlı bulunduğu komutanlarının iyi sicil vermediklerini, disiplin cezası verdiklerini, üst disiplin kuruluna itiraz ettiğini ancak olumlu sonuç alamadığını, bu sıkıntılar nedeniyle ... Askeri Hastanesi’nce hipertansiyon tanısı konulduğunu, sağlık raporuna itirazı sonucu ... Askeri Hastanesi’nin hipertansiyon tanısı ile görevli olarak uçamaz raporu verildiğini, sağlığını ve işini kaybetmesi nedeniyle mağdur olduğunu, ödemeyi taahhüt ettiği gibi bir tazminat borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 19.580,44 TL alacağın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, asıl alacak 5.056,68 TLye dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar kanuni faiz uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda dava, subay olarak yetiştirilen davalının 926 Sayılı Kanun’un 112. maddesi’nde düzenlenen mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan TSK"den ayrılması nedeniyle, kendisine yapılan eğitim giderlerinin tahsil edilmesi gerektiği sebebine dayanılarak açılmıştır. Davalı ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi muafiyetlerden ve ifa edilen mecburi hizmetten sonra davacının asıl alacağı 14.523,76 TL, işlemiş faiz olarak 5.056,68 TL olarak kabul edildiği halde hüküm kısmında asıl alacak 5.056,68 TL’ye dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar kanuni faiz uygulanmasına denilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu husus, az yukarıda açıklanan gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu gibi, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İ.B.K.’nada aykırıdır. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.163,10 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.