Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/15584 Esas 2012/6264 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/15584
Karar No: 2012/6264

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/15584 Esas 2012/6264 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/15584 E.  ,  2012/6264 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmü, davalılardan ... avukatının temyiz etmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388.maddesinde aynen;
    “Karar aşağıdaki hususları kapsar:
    1. Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,
    2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
    3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,
    4 . Hüküm sonucu ile varsa kanun yolları,
    5. Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları,
    Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” İfadelerine yer verilmiştir.
    Aynı Kanunun 389. maddesinde ise;
    "Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.” hükmü yer almaktadır.
    Açıklanan hükümlerle getirilen bu biçim koşulları yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Eş söyleyişle, kanunun amacı hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar.Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Görülmektedir ki, uyuşmazlıkların çözümünde yargıya düşen en önemli görevlerden birisi de açık ve net çözümler bulmak; anlaşılabilir, tutarlı kararlarla kamu düzen ve barışını sağlanmasına hizmet etmek olmalıdır. Tarafların çözüm aramak için geldikleri yargısal makamların açık ve net hükümlerle üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile getirilen ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerin nihai amacı da budur.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK. 297. maddesindede yukarıda değinilenlere benzer yasal düzenlemelere yer verilmiştir.
    Açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin davalı ... hakkında hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalılardan ... avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."na iadesine, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.