Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/7660 Esas 2014/9718 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7660
Karar No: 2014/9718
Karar Tarihi: 02.04.2014

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/7660 Esas 2014/9718 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2014/7660 E.  ,  2014/9718 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/06/2013
    NUMARASI : 2012/403-2013/582

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu vekilinin, icra mahkemesine başvurarak, takibe konu senetteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı, sahte olarak tanzim edildiği, bu nedenle soruşturma başlatıldığı gerekçesiyle HMK"nun 209. maddesi gereğince sahtecilik iddiası sonuçlanıncaya kadar borçlu hakkındaki takibin durdurulması taleplerini reddeden 13.11.2012 tarihli memur işlemini şikayet ettiği, mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir.
    Somut olayda, borçlu vekilince senedin sahtecilik yoluyla elde edildiği, senetteki imzanın şirket yetkilisinin eli mahsulü olmadığı, imzası taklit edilerek sahte düzenlendiği açık bir suretle ifade edilmiştir. Dolayısıyla borçlu tarafından yapılan şikayetin konusu, takip dayanağı bonodaki imza inkarına ilişkin olup, İİK"nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HUMK"nun 209. maddesi uygulanamaz. Kaldı ki imza inkarı takibin şekli gereği İİK"nun 168/4.maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresi içinde icra mahkemesine yapılmadığından memur işlemini şikayet yoluyla icra mahkemesi önüne getirilmesi de mümkün değildir.
    Öte yandan sahtelik iddiasının imza itirazı dışındaki bir nedene (yazıda sahtelik) dayanması halinde Dairemiz, İcra Ve İflas Kanunu"nda bir düzenleme bulunmadığından HMK"nun 209. maddesinin uygulanması gerektiği görüşünde iken, daha sonra içtihat değişikliğine gidilerek, senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiasının borca itiraz niteliğinde olup, bu konunun da İİK"nun 169/a maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle, HMK"nun 209. maddesinin bu yönden de uygulama yerinin olmadığı görüşü benimsenmiştir.
    İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra Ve İflas Kanunu"nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK"nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabilir.
    O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 25,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.