Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/25666
Karar No: 2018/1605
Karar Tarihi: 15.02.2018

Çevreyi kasten kirletmek - haksız yere sahipli hayvanı öldürme - işe yaramayacak hale getirme - değerini düşürme - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/25666 Esas 2018/1605 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2017/25666 E.  ,  2018/1605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çevreyi kasten kirletmek, haksız yere sahipli hayvanı öldürme, işe yaramayacak hale getirme, değerini düşürme
    HÜKÜM : - Sanıklar ... ve ... haklarında haksız yere sahipli hayvanı öldürme, işe yaramayacak hale getirme, değerini düşürme suçundan beraat - Sanık ... hakkında çevreyi kasten kirletmek suçundan hükümlülük


    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- Sanık ... hakkında çevrenin kasten kirletilmesi suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde :
    5271 sayılı CMK.nun 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraza tabi olup temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından; mahkumiyet hükmüne bağlı bulunması nedeniyle, müsadere kararı verilmesinin de hükme temyiz kabiliyeti kazandırmayacağından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, mercide yanılma nedeniyle CMK.nun 264. maddesi gözetilerek malen sorumlunun isteminin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    II- Sanık ... hakkında çevrenin kasten kirletilmesi ve her iki sanık hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde :
    1- Türk Ceza Kanununun 181.maddesinin birinci fıkrasında suç olarak düzenlenen atık veya artıklarla çevrenin kasten kirletilmesi fiili, kanunlarda belirtilen
    teknik usullere aykırı olarak, çevreye zarar verecek şekilde atık veya artıkların alıcı ortamlar olan toprak, su ve havaya kasten verilmesidir. Buna göre suç, atık veya artıkların teknik usullere aykırı olarak bir defa alıcı ortama verilmesiyle oluşacaktır.
    Fıkrada sözü edilen “ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırılık” hali; 2872 sayılı Çevre Kanunu, 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanunu, 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu, 3213 sayılı Maden Kanunu gibi kanunların, kapsadıkları alanlarla ilgili olarak “çevreyi kirletmeme” ilkesi gereğince çerçeve olarak benimsedikleri düzenlemelere dayanılarak oluşturulan yönetmeliklerde açıklanan ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirilecek olan, arıtma, depolama, imha etme, taşıma, koruma, alıcı ortama verme, uzaklaştırma gibi hususlar bakımından öngörülen yükümlülüklere aykırı davranmayı ifade etmektedir.
    “Çevreyi kirletmeme” prensibi ise genel olarak 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Kirletme Yasağı” kenar başlıklı 8. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
    “Her türlü atık ve artığı çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak,uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.
    Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle, kirlenmenin meydana geldiği hallerde ise kirleten,kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.”
    Yine aynı Kanunun “Tanımlar” kenar başlıklı 2. maddesine göre atık, herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü madde, alıcı ortam ise hava, su, toprak ortamları ve bu ortamlarla ilişkili ekosistemlerdir. Mevzuatımızda tanımı bulunmayan “artık” ise; öğretideki düşüncelerden de yararlanılarak, bir maddenin tüketimi, kullanımı ya da harcanmasından sonra artan, geriye kalan kısım olarak tanımlanabilir.
    Türk Ceza Kanununun “çevreyi kasten kirletme” suçunu düzenleyen 181/1, “taksirle kirletme” suçunu düzenleyen 182/1 ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. maddelerinde suçun unsuru olarak kabul edilen “çevreye zarar verecek şekilde” kavramı ise, “gerçekleşen somut bir zararı” değil, “zarar vermeye elverişliliği, zarar ihtimalini” anlatmaktadır. Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere atık veya artığın; kasten su, hava ve toprak şeklinde gruplandırılan alıcı ortama ya da bu ortamlarla ilişkili ekosistemlerden birine verilmesi ile suç oluşacaktır. Çevrenin kasten kirletilmesi, kanunda tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Zararın gerçekleşmesi, bu suçta unsur olmadığı gibi cezalandırma şartı da değildir.
    Öte yandan atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi hali TCK"nın 181. maddesinin 3. fıkrasında, bunların insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek etkilerinin olması ise aynı maddenin 4. fıkrasında cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli haller olarak düzenlenmiştir.
    2 – Yargılamaya Konu Olayda Uygulanacak Mevzuat ve Düzenleyici İşlemler:
    2872 sayılı Kanun’un 20. maddesinin (ı) ve (n) bentleri, denizler, içme ve kullanma suları (yapay ya da tabii göller, barajlar, akarsular, yer altı suları vs) ile içme ve kullanma suyu sağlama amacı dışındaki sular şeklinde üç grup su kaynağı belirlemiş, tanker, gemi ve diğer deniz araçlarının kirletme faaliyetleri ayrıca düzenlenerek, sular her türlü kirlenmeye karşı koruma altına alınmıştır.
    Öte yandan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8, 9, 11, 12, 15 ve 20. maddelerine dayanılarak “Ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması için, su kirlenmesinin önlenmesini sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere gerekli olan hukuki ve teknik esasları belirleme” amacıyla kabul edilmiştir.
    Bu Yönetmeliğin 16 ilâ 21. maddelerinde içme ve kullanma suyu temin edilen yüzeysel sularla ilgili kirletme yasaklarına, 23. maddesinde denizlerle ilgili kirletme yasaklarına yer verilmiş, 25 ilâ 36. maddelerinde ise atıksuların boşaltım ilkeleri açıklanmıştır.
    Yine Yönetmeliğin 6. maddesinde alıcı su ortamını kirleten en önemli kaynaklar ve etkenler dokuz bent halinde örnekleme yoluyla sayılmış, sınırlayıcı bir belirleme yapılmamıştır. Buna göre; fekal atıklar, organik atıklar, kimyasal atıklar, aşırı üretim artışına neden olan besin maddelerinin alıcı ortamın dengesini bozacak şekilde aşırı boşaltımı, atık ısı, radyoaktif atıklar, deniz dibinden taranan malzeme, çamur, çöp ve hafriyat artıklarının ve benzeri atıkların boşaltımı, gemilerden kaynaklanan petrol türevli katı ve sıvı atıklar (sintine suyu, kirli balast, slaç, slop, yağ ve benzeri atıklar), Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliğinin eklerinde belirtilen maddeler, örnekleme yoluyla sayılmış kirletici unsurlardır.
    Yönetmeliğin “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinde alıcı ortam; “Atıksuların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yeraltı suları gibi yakın veya uzak çevre” şeklinde tüm su kaynaklarını kapsayacak şekilde tanımlanmıştır. Aynı maddede atık “Her türlü üretim ve tüketim faaliyetleri sonunda, fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik özellikleriyle karıştıkları alıcı ortamların doğal bileşim ve özelliklerinin değişmesine yol açarak dolaylı veya doğrudan zararlara yol açabilen ve ortamın kullanım potansiyelini etkileyen katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerle atık enerji”, atıksu ise “Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri kısmen veya tamamen değişmiş sular ile maden ocakları ve cevher hazırlama tesislerinden kaynaklanan sular ve yapılaşmış kaplamalı ve kaplamasız şehir bölgelerinden cadde, otopark ve benzeri alanlardan yağışların yüzey veya yüzeyaltı akışa dönüşmesi sonucunda gelen sular” şeklinde tarif edilmiştir.
    Suların korunması ile ilgili esasları düzenleyen Yönetmeliğin 4/j maddesinde belirtilen genel ilke, atıksuların arıtılmadan doğrudan alıcı ortama verilmemesidir. Keza “Alıcı Ortama Doğrudan Boşaltım Esasları” kenar başlıklı 26. maddenin (d) bendine göre “her türlü katı atık ve artıklarla, arıtma çamurları ve fosseptik çamurlarının alıcı su ortamlarına boşaltılması” da yasaktır.
    3- Yargılamaya Konu Olay:
    Suç yerinde faaliyet gösteren... Gıda Maddeleri A.Ş."ne ait meyve suyu fabrikasında, sanıklardan ..."nın 25.10.2013 günlü olay tarihinde işveren vekili, sanık ..."in ise 23.03.2014 günlü olay tarihinde işletme müdürü olarak görev yaptıkları, fabrikanın atık su borularının üst tarafından kesilerek delinmesiyle atık suyun 25.10.2013 tarihinde Büyük Menderes Nehrine akması sonucu nehirden beslenen katılan ..."in sahibi olduğu balık çiftliğindeki yaklaşık iki milyon alabalığın telef olduğu ,yine fabrika yakınında bulunan atık su havuzundaki suyun 23.03.2014 tarihinde Büyük Menderes Nehrine akması sonucu katılana ait balık çiftliğinde yaklaşık 21.500 adet balığın telef olduğu bu nedenle sanıklar hakkında çevreyi kasten kirletme ve mala zarar verme suçlarını işledikleri iddiasıyla dava açıldığı ,
    26/10/2013 tarihli görgü ve tespit tutanağında ... Gıda Maddeleri A.Ş"ne ait meyve suyu fabrikasının dışında inceleme ve araştırma yapıldığı, fabrika atıkları için fabrikadan gelen atık su borusunun arıtma tesisine gelmeden önce arıtma tesisinden itibaren yaklaşık 8 ve 12.metrelerinde borunun üst tarafından kesilerek 2 yerinden delindiği, fabrikadan gelen atık suyun deliklerden dışarıya aktığı,atık suyun arıtma sistemine girmediği, dışarıya akan suyun fabrika ile Dinar Çivril karayolu arasındaki boşluktan aktığı, dışarı akan atık suyun büyük menderes nehrinin kollarından birisi olan Dinar ilçesi sınırlarından Çivril istikametine doğru akan su yatağına karıştığı,akan atık suyun bulanık ve siyaha yakın renkte olduğunun belirlendiği, 26/10/2013 tarihinde ... Gıda Maddeleri A.Ş"nin tahliye kanalından ve fabrika çıkışından atık su numunelerinin alındığı, numunelerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Akredite Çevre Referans Labaratuarında yapılan analizlerinde SKKY tablo 5.9"a göre KOİ(kimyasal oksijen ihtiyacı) değerinin tahliye kanalında 1923 ve fabrika çıkışında da 919 mg/L olarak tespit edildiği, Su Kirliliği Kontrol Kontrolü Yönetmeliği"nin 5.9"a göre KOİ değerinin 150 mg/L olarak belirlendiği, Limit değerin üzerinde bulunması dolayısıyla su kirliliğine sebebiyet verdiği,
    23/03/2014 tarihinde katılan ..."in sahibi olduğu Denizli ili Çivril ilçesi Gökgöl Köyünde bulunan Özpek Balık Çiftliğindeki yaklaşık 21.500 adet alabalığın telef olduğu, katılanın şikayeti üzerine jandarma görevlilerince tutulan görgü tespit tutanağında “Göknur Meyve Suyu Fabrikasının yaklaşık 50 metre güneybatısında meyve suyuna ait atık su tesisinin bulunduğu, bu atık su tesisinin yaklaşık 15 metre batısında yaklaşık 1 ile 10 metre (yer yer değişen) eninde, yaklaşık 25 metre boyunda su birikintisinin bulunduğu, su birikintisinin akışını engelleyen yaklaşık 2...3 metre genişliğinde, su seviyesine göre yaklaşık 1 metre yüksekliğinde toprak setin bulunduğu,
    ./...
    S/5

    su birikintisinin akışını engelleyen toprak setin diğer tarafında toprak seti geçerek akmaya devam eden yaklaşık 0,5 metre eninde 15 metre uzunluğunda su arkı oluşturarak akışına devam eden suyun bulunduğu akan bu suyun debisinin normal çeşme musluğunun tamamen açıldığında oluşan debisi düzeyinde aktığı, akan suyun tamamen siyah renkte aktığı”şeklinde tespitler yapıldığı, Afyonkarahisar İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilileri tarafından alınan numuneler üzerinde Gümüşsu A.Ş. Çevre Laboratuvarı tarafından yapılan analizler sonucunda Kimyasal Oksijen İhtiyacı değerinin limit değerin (yönetmelik değeri150mg/L)üzerinde 219,30 mg/L olarak tespit edildiği, Limit değerin üzerinde bulunması dolayısıyla su kirliliğine sebebiyet verdiği,
    Ziraat Yüksek Mühendisi, Kimya Yüksek Mühendisi, Çevre Mühendisi, Moleküler Biyoloji ve Genetikçi ve Hukuçu Bilirkişilerin hazırladıkları 04/04/2016 tarihli ortak raporlarında; 26/10/2013 ve 23/03/2014 tarihlerinde Çevre ve Su kirliliğine sebebiyet verilmişse de Özbekler Balık Çiftliğindeki Ala balıkların ölmesinin çevre ve su kirliliğinden kaynaklanmadığının, atık sudaki yüksek KOİ parametresinin suyu kötüleştirdiği, atık suyun arıtımını güçleştirdiği, alıcı ortamda suyun ışık geçirgenliğini azalttığı, insanlar,hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların ve bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olmadığı, yine balık ölümlerinin yaşandığı balık çiftliğinden alınan ölü balık numunelerinde yapılan muayeneler sonucunda balıkların iç organlarında bulunan infeksiyoz Pankreatik nekrozu virüsü tespit edildiği, balıkların viral hastalık sonucu öldüklerinin belirlendiği anlaşılmış ise de ;
    1- Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, dosyanın, üniversitelerin su ürünleri,çevre mühendisliği, kimya mühendisliği bölümlerinde çalışan öğretim üyesi bilirkişileri ile veterinerlik fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetlere ayrı ayrı tevdi edilerek, Sanık ... "ya yüklenen eylemde TCK’nın 181/1. maddesi uyarınca ilgili kanun ve yönetmeliklerle belirlenen hangi teknik usullere aykırı olarak atıkların suya kasten verildiğinin ve olay kapsamında atık su dahilindeki KOİ değerlerinin yüksek çıkması sebebinin belirlenmesi suretiyle, sanık ..."nın yüklenen eyleminden kast ya da taksir şeklindeki kusurluluk türlerinden hangisinden sorumlu olacağının tartışılması, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi ,
    2- Mala zarar verme suçu açısından , katılana ait balık çiftiliğinde meydana gelen toplu balık ölümleri ile su kirliliği arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda rapor alındıktan sonra ,sonucuna göre sanıklar ... ve ..."in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden , konusunda uzman olmayan bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporuna dayanılarak noksan inceleme ile hükümler kurulması ,



    ./....


    S/6


    Yasaya aykırı, katılan vekili ve sanık ..."nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi