16. Hukuk Dairesi 2017/2098 E. , 2020/6326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle ...,... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu ...,... ada 23, 24, 25, 982 ada 2, 6, 984 ada 2, 3 ve 989 ada 11 parsel sayılı taşınmazlardan 952 ada 2, 955 ada 10, 19, 957 ada 24 ve 984 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ...; 955 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ...; 955 ada 11, 18, 957 ada 25 ve 984 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar ...; 957 ada 23 ve 982 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar ...; 982 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ... ve 989 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ise ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, taşınmazların tespitlerinin iptali ile miras payları oranında muris ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... ile arkadaşları miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, temyize konu taşınmazların tespitleri gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davacı ... ile müdahil davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Çekişmeli 989 ada 11 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kök muris ...’nın sağlığında davalıya verildiği ve taşınmazın 40–50 yıldır davalının zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davalı ..., 22.10.2009 tarihli celsede, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 308 ve devamı maddelerine göre kabul, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı tarafından dava kabul edildiğine göre çekişmeli taşınmaz yönünden davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalının
kabul beyanı gözardı edilerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
2- Dava konusu 952 ada 2, 955 ada ...,... ada 2, 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kök muris ... tarafından sağlığında davalılara verildiği ve taşınmazların 40–50 yıldır davalıların zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar çekişmeli taşınmazların murisleri ...’dan kaldığını ve murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazların ... mirasçıları adına tescili istemi ile dava açmışlar, yargılama sırasında müdahiller de, miras hakları bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Davalılardan 982 ada 2 parsel maliki ..., çekişmeli taşınmazın muris ...’dan kalan yer olup, 1950’li yıllarda murisin sağlığında yapılan paylaşım neticesinde kendisine verildiğini ve yaklaşık 60 yıldır kendisi tarafından kullanıldığını, davalı ... ve ... ise, taşınmazların kendilerine miras yoluyla intikal etmediğini, büyük bir kısmını kök muris ...’dan 10.12.1974 tarihli üç ayrı senet ile ... tarafından satın alındığını, bilahare ise bir kısmının diğer davalı ...’ya devredildiğini, mevkilerini bildirdikleri bir kısım taşınmazın ise kök muris ...’dan gelen yer olmayıp, kendi murislerinden (annelerinden) miras yoluyla intikal ettiğini savunmuşlardır. Şu halde taraflar arasındaki ihtilaf, taşınmazların davacılar ile bir kısım davalıların murisi ...’dan intikal edip etmediği, kök muristen gelmekte ise murisin sağlığında paylaştırılıp paylaştırılmadığı; paylaştırılmış ise kime verildiği ve bu kişi tarafından sağlığında bir kısım davalılara satılıp satılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki Mahkemece, keşif sırasında her bir parsel için ayrı ayrı beyan alınmak suretiyle her bir taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime hangi hukuki yolla intikal ettiği, ne zamandan beri kim tarafından zilyet edildiği belirlenmediği gibi, mahalli bilirkişi ... ’ın taşınmazlara yönelik olarak bilgisi bulunmadığı, tespit bilirkişisi ... çekişmeli taşınmazların kök muristen kaldığını beyan ettikten sonra ayrıntılı bilgisi bulunmadığını bildirdiği ve mahalli bilirkişi ... ise aynı zamanda davalı tanığı olduğu halde, taşınmazların öncesine ilişkin bilgi sahibi olabilecek, tarafsız mahalli bilirkişi belirlenerek bilgilerine başvurulmamış; davalı yanın dayandığı satın alma senetleri uygulanıp kapsamları tayin edilmemiş; keşif sırasında kök muris mirasçısı olan davalı ..., murisin, taşınmazları yalnızca kullanmak için erkek evlatlarına verdiğini ve taşınmazlarda kız evlatlarının da hakkı bulunduğunu belirtmesine ve bu beyan davalı tanıklarının beyanları ile çelişkili bulunmasına karşın bu beyan üzerinde durulmamış, bu şekilde oluşan çelişki giderilmediği gibi uyuşmazlığın çözümü bakımından yetersiz ve soyut nitelikteki beyanlara itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa dayanağını oluşturan kayıtlar ve kadastro tespitleri kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, senet tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, ayrı ayrı her bir taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği, tarafların kök murisi ...’dan intikal edip etmediği, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ve hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, kök muristen intikal etmiş ise sağlığında taşınmazları çocukları arasında paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırdıysa hangi
taşınmazın kime verildiği, zilyetliğinin devredilip devredilmediği, devredilmiş ise ne zaman devredildiği, ayrıca murisin sağlığında taşınmazların bir kısım davalılara satılıp satılmadığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, davalıların dayandığı senetlerin hudutları tek tek okunarak sınırları zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli; bilinmeyen sınırların tespiti için davalı tarafa tanık dinletme imkanı tanınmalı; senet içeriği ve kapsamı konusunda senet tanıklarının bilgisine başvurulmalı; beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; teknik bilirkişiden, keşfi takibe imkan verir, davalı tarafın dayandığı senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.