Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin bildirim yapılmadan ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının asgari ücretle çalıştığını, her ne kadar işten çıkarılmış gözükse de esasen karşılıklı anlaşma ve rızayla, sözlü anlaşma ile de iş sözleşmesinin sonlandırıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 2011 yılı Mayıs ayı, davalı işyerlerinde çalışan işçi sayısını gösteren dönem bordrosunun incelenmesinde, yirmidokuz işçi çalıştığı, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesinde belirtilen otuz ya da daha fazla işçi sayısı şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu işyerinde çalışan işçi sayısının otuzdan az olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı, davalı şirketin aynı işkolunda başka işyerlerinin de bulunduğunu, işçi sayısının buna göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır. Belirtilen nedenlerle, davalı şirketin ülke genelinde aynı iş kolundaki işyerlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa aynı işkolundaki işyerlerinde çalışan işçiler de dikkate alınarak otuz işçi sayısı ölçütünün gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.