10. Hukuk Dairesi 2020/10014 E. , 2021/2132 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile ihtirazi kayıtla ödenen 36.013.69-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Eldeki davada, mahkemece verilen 16.12.2009 tarihli karar, Dairemizin 14.06.2011 günlü ve 2010/4718 Esas, 2011/5592 Karar Sayılı ilamı ile ""Somut olayda; davacının sosyal yardım zammı sorumlusu olduğu dönemler ile Kurumun sosyal yardım zammı tahakkuklarının hangi tarihlere ve sigortalılara ait olduğu ayrı ayrı belirtilmemiştir. Bu nedenle sigortalılar için yukarıda belirtilen madde hükmü gereğince Kurumun çıkardığı borcun miktar olarak da yasaya uygun olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Yapılacak iş; Kurumca tahakkuk ettirilen borcun hangi döneme ait olduğu ve hangi sigortalılardan kaynaklandığı, bu sigortalılar için Kurum tarafından hangi tarihte bildirim yapıldığı, ilk sosyal yardım zammı ödemesi veya müteakip aylar sosyal yardım zammı ödemelerinden hangilerinin yapılmadığını belirlemek, davacı ..., Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş"nin özelleştirme kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise, özelleştirme işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa hangi tarih itibariyle gerçekleştiğini araştırmak, davacı şirketin sorumlu olduğu dönemleri belirleyip sonucuna göre 506 Sayılı Yasanın ek 24 maddesinin (m) bendi de dikkate alınarak sorumlu olunacak tutar saptamaktır. ” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, Kurumca tahakkuk ettirilen borca konu sigortalılar için Kurum tarafından hangi tarihte bildirim yapıldığı, ilk sosyal yardım zammı ödemesi veya müteakip aylar sosyal yardım zammı ödemelerinden hangilerinin yapılmadığı belirlenerek denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.