Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1135
Karar No: 2020/4825
Karar Tarihi: 05.03.2020

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/1135 Esas 2020/4825 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2020/1135 E.  ,  2020/4825 K.

    "İçtihat Metni"


    Sair tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, ...3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/09/2018 tarihli ve 2016/914 esas, 2018/956 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/02/2020 gün ve 94660652-105-38-5317-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2020 gün ve 2020/18031 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, Mahkemesince sanığın müşteki ..."ya karşı işlediği sabit kabul edilen tehdit suçunun 5237 sayılı Kanun"un 106/1-2. cümlesinde düzenlenen şeklinin, soruşturulma ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğu ve müşteki ..."nın 27/09/2018 tarihli beşinci celsedeki ifadesinde, sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan ettiği, aynı celsede sanığın da hakkında şikâyetten vazgeçme olursa kabul edeceğini beyan ettiği cihetle, 5237 sayılı Kanun"un 73/4-6 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Sair tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, ...3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/09/2018 tarihli ve 2016/914 esas, 2018/956 sayılı kararının, müşteki ..."ya karşı işlediği sabit kabul edilen tehdit suçunun 5237 sayılı Kanun"un 106/1-2. cümlesinde düzenlenen şeklinin, soruşturulma ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğu ve müşteki ..."nın 27/09/2018 tarihli beşinci celsedeki ifadesinde, sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan ettiği, aynı celsede sanığın da hakkında şikâyetten vazgeçme olursa kabul edeceğini beyan ettiği cihetle, 5237 sayılı Kanun"un 73/4-6 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Tehdit suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının, şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 1. fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
    Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bu bağlamda;
    5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişinin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilerek tehdit suçunun temel şekli düzenlenmişken, anılan fıkranın ikinci cümlesinde malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit düzenlenmiş ve failin mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeden hareketle hayat, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı değerlerine yönelik tehdit dışında kalan bir ifadenin, sair tehdit olarak kabul edilebilmesi için açık bir kötülük bildirimi ve kastını içermesi veya oluşa göre tereddüde mahal vermeyecek şekilde bu yönde algılanması gerekmektedir.
    İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, 23.11.2016 tarihli iddianamede "... ... ile eniştesi olan diğer mağdur şüpheli ... arasında olay tarihinde suç yeri adresinde yaşanan tartışma esnasında,..."ın soruşturma aşamasında ele geçirilemeyen bıçak ile ..."in üzerine yürüyerek yaralamaya çalıştığı, bunun üzerine ..."in de olay yerinden eline aldığı adli emanetin 2016/2808 sırasında kayıtlı demir levye ile..."ın başına bir kez vurduğu, etraftakilerin araya girmesi üzerine..."ın bu kez de telefonla görüşme yaparak ..."in de duyacağı şekilde "tüfeği buraya getir, pompalıyı getir, çabuk, bu işi kan temizler" şeklinde tehdit içeren sözler sarf ettiği..." şeklinde tanımlanan 19/06/2016 tarihli eylemleri nedeniyle silahla yaralamaya teşebbüs ve silahla tehdit suçlarından TCK"nın 86/2, 86/3-e, 35, 106/2-a, 53. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılamada mağdur ..."in sanık ... hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği,..."ın da, vazgeçme olursa kabul edeceğini beyan ettiği, yargılama neticesinde ...3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/09/2018 tarihli ve 2016/914 esas, 2018/956 sayılı kararıyla, silahla yaralamaya teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine, silahla tehdit suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak ise, "...sanığın tehdit sırasında kullandığı "tüfeği buraya getirin, bu işi kan temizler" cümlesini kullanırken elinde bir silah olmadığı, sadece mağdura zarar vereceği yönünde beyanlar olduğu ve bu eyleminin de TCK"nın 106/1-2. cümlede düzenlenen sair tehdit suçu kapsamında kaldığı..." şeklindeki gerekçeyle sanığın TCK"nın 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, sair tehdit suçundan tayin olunan hapis cezasının kanun yararına bozma talebine konu edildiği anlaşılmıştır.
    Bu açıklamalar ışığında; sanığın, olay sırasında yanında bulunan mağdur ... için telefonda söylediği kabul edilen "tüfeği buraya getirin, bu işi kan temizler" biçimindeki sözlerin, sanığın elinde mağdur üzerinde korkutucu etki yaratan bir silah olduğuna dair delil bulunmadığı da gözetildiğinde, TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen bir başkasını, kendisinin hayatına veya vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek, TCK"nın 106/1-2. cümlesi uyarınca hüküm kurulmak suretiyle yasaya aykırı davranıldığı anlaşılmıştır.
    Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
    Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.

    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,

    2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi