14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14132 Karar No: 2019/6133 Karar Tarihi: 02.10.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14132 Esas 2019/6133 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı tarafından davalı aleyhine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili, olmadığı takdirde tazminat talebiyle açılan dava, zamanaşımı süresi dolup dolmadığı sebebiyle reddedilmiştir. Ancak, satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Mahkeme, zamanaşımı süresini dikkate almadan davanın reddine karar vermiştir. Bu nedenle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan davaların kabulü için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Borçlar Kanunu'nun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği, satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse tazminata mahkum edilir.
14. Hukuk Dairesi 2016/14132 E. , 2019/6133 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacı ile davalı arasında aktedilen 21.06.2004 tarihli, 08924 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince ...ı Köyü 9/B parselde bulunan 500 m2"lik taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın değeri tespit edilerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000.00TL"nin ve sonrasında tespit edilecek tutarın sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle müspet zarar kapsamında değerlendirilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı süresi dolduğundan reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında düzenlenmiş ve dava dayanağı olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi 21.06.2004 tarihlidir. Eldeki dava 23.06.2014 tarihinde açılmıştır. 10 yıllık zamanaşımı süresi olan 21.06.2014 tarihi Cumartesi gününe denk gelmektedir. Bu duruma göre dava 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açılmıştır. Mahkemece, işin esasına girilerek toplanacak deliller doğrultusunda oluşacak duruma göre bir karar vermek gerekirken davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı gözetilmeden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.