16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6038 Karar No: 2019/888 Karar Tarihi: 14.02.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6038 Esas 2019/888 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiş ve yapılan incelemede, yerel mahkemenin bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen gerekçeleri benimsediği belirtilmiştir. Usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği aşamalarda iddia ve savunmaların eksiksiz olarak sergilendiği ve sanığın suçlu olduğuna karar verildiği vurgulanmıştır. Sonuç ceza, 5 yıl 23 ay 22 gün olarak tayin edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri, 3713 sayılı Kanunun 5/1’i.
16. Ceza Dairesi 2018/6038 E. , 2019/888 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek; “Pek çok Yargıtay kararında istihbarat kaynaklarından gelen veri ve bilgiler yargılama sırasında delil olarak kabul edilmiştir.” denilmek suretiyle hukuki dayanaktan yoksun değerlendirilmelere yer verilmesi sonuca etkili görülmemiştir. Sanık hakkında sonuç cezanın 6 yıl 11 ay 22 gün yerine, 5 yıl 23 ay 22 gün olarak tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.