21. Hukuk Dairesi 2017/5870 E. , 2018/9189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 08/01/1990-09/09/2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen ......la dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde temizlik elemanı ve tellak olarak 08.01.1990- 09.09.2011 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin ...... kayıtlara geçmiş ......... tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve .........larına ...... kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının SSK sicil kaydının olmadığı, davalı işverene ait ...... numaralı hamam işletmesi işyerinin 01.11.2006 tarihinden beri kanun kapsamında ve faal olduğu, dönem .........larının gönderildiği, dönem .........larında her dönemde sadece bir tane çalışan bildirimi olduğu, tüm ......... tanıkları ile davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, çelişkili beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı işyerinin ihtilaflı tüm dönemde faal olup olmadığı, davacının çalışmasının kesintili/ kesintisiz,......... olup olmadığı araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı işletmenin hamam işletmesi işyeri olması göz önüne alınarak ......Müdürlüğü tarafından denetleme yapılıp yapılmadığı, elektrik ve su faturaları düzenlenip düzenlenmediği tespit edilip ilgili belgeler ve vergi kayıtları celp edilerek davalı işletmenin hangi tarihten itibaren faal olduğu ve kaç kişinin çalıştırıldığını araştırmak, ..................... aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, hamam işletmesinin gün içinde hangi saatlerde ve hangi günler kadınlara hizmet verdiğini de araştırarak iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınarak mevcut tanık beyanları ile bir arada değerlendirmek suretiyle davacının çalıştığı sürelerde ay içerisinde her gün çalışıp çalışmadığı, sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususunda bilirkişinin görüşünü alarak çıkacak sonuca göre hak düşürücü süreyi de gözetmek suretiyle Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.