5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14892 Karar No: 2016/5126 Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/14892 Esas 2016/5126 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/14892 E. , 2016/5126 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun yapılan tebligatla başlar. Kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından, bu kişiye ait taşınmazın Kamulaştırma Kanununun 16. maddesine istinaden daha önce tescil kararı verilmesi de dava açılmasına engel teşkil etmez. 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddesinin iptal edildiği anlaşılmakla bu maddenin uygulanması da mümkün değildir. Bu itibarla; yapılan incelemede, dava konusu taşınmazların ...nca 27.06.1984 tarihinde ""Belediye Hizmet Binası ve Çevre Düzenlenmesi"" için kamulaştırıldığı, kamulaştırmaya ilişkin evrakların davacıların murisi Baran Paşmakçıoğlu"na 09.07.1985 tarihinde "" bizzat kendisine"" şerhi ile tebliğ edilmiş ise de; davacı tarafça tebligattaki imza ile adresin muris Baran Paşmakçıoğlu"na ait olmadığı iddia edilmiştir. Bu durumda; Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde tebliğ belgelerindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklinin ve yönteminin gösterilmediği gözetilerek, davacıların murisine bizzat yapılan tebligattaki imzanın sahte olduğu ileri sürüldüğüne göre, HMK"nun 211. maddesine göre araştırma ve inceleme yapılarak davacıların murisine ait imza örnekleri tespit edilip, yöntemince incelenip tebliğ tarihindeki ikamet adresi de araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.