Esas No: 2018/831
Karar No: 2022/1742
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay 6. Daire 2018/831 Esas 2022/1742 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/831 E. , 2022/1742 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/831
Karar No : 2022/1742
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı-ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla ili … alanını kapsayan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, Plansız yapılaşmanın önüne açan bir durum bulunmadığı, mera alanlarının büyük ölçüde yapılaşmaya yol açmayacağı, hayvancılık ve tarımla ilgili yapılaşmada yeterince detaylı bir yapılaşma koşulu olduğu, orman alanlarının yapılaşmasına yol açıp açmadığına ilişkin plan notunda yeterince kontrol mekanizması öngörüldüğü, orman alanlarının kısmen orman kanunu kapsamında zorunluluktan daraltıldığı, 1/25000 ölçekli çevre düzeni plan revizyonu ile getirilen hükümlerin planlama esasları ve şehircilik ilkelerine uygun olduğundan hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdare Mahkemesince karara esas alınan bilirkişi raporundaki açıklamaların dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesinden, imar planının bütünüyle iptali istemiyle açılan davada, davacı tarafından ileri sürülen hukuka aykırılık iddialarının, planda öngörülen kullanım kararları ve plan notları ile plan açıklama raporunda yer alan açıklamalarla birlikte değerlendirilmesi ve ayrıca plan kapsamındaki alanda yer alan "mera alanı" "orman alanı" "kıyı" gibi özel alanlara ilişkin olarak özel yasaları ile getirilen düzenlemelere uyulması zorunluluğu bulunduğu hususlarının dikkate alınması suretiyle incelenmesi sonucunda, planın bütününe yönelik olarak - genel ilke ve kullanım kararları yönüyle- planda şehircilik ve planlar ilkeleri ile kamu yararına aykırılık bulunmadığı, öte yandan alt ölçekli planlar ile getirilmesi olasılığı bulunan bazı kullanım kararlarından bahsedilmesi ve olası bazı nedenlerin, üst ölçekli plan olan dava konusu planın iptali nedeni olarak ileri sürülmesinin de yasal dayanağı bulunmadığı, esasen, belirtilen konularda alt ölçekli planlama çalışması yapılması halinde ayrıca idari dava konusu edilebileceği, sonucuna varıldığı, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının anılan gerekçelerin ilavesi suretiyle istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusununek gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Mahkemece dosyada mevcut bilirkişi doğrultusunda davanın reddine karar verildiği, temyiz aşamasında dava konusu Muğla ili, … Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali için ileri sürülen gerekçelerin tekrar değerlendirilerek ve resen saptanacak nedenlerle; … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma sebeplerinden hiç birisi bulunmadığından usul ve yasaya uygun kararın onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinde: "Çevrenin korunması amacıyla;
a) Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir.b) Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. c) Ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların her tür ölçekteki plânlarda gösterilmesi zorunludur. Koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan alanlar, plân kararı dışında kullanılamaz. d) Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Bu bölgelere ilişkin plân ve projelerde; 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun plân onama yetkisini düzenleyen hükümleri, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 8 inci maddesinin tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunların korunma alanlarının tespit ve tescili dışında kalan yetkileri düzenleyen hükümleri ile aynı Kanunun 17 nci maddesinin (a) bendi hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin "Amaç" başlıklı 1. maddesinede:" Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesine göre "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve re'sen onaylamak üzere Çevre Bakanlığına bağlı ve Tüzel Kişiliğe sahip Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının kurulması ile bu Kurumun teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir." hükmü "Kapsam" "başlıklı 2. maddesinde: "Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve ilan edilecek "Özel Çevre Koruma Bölgeleri" hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümleri uygulanır. Bölgede yapılan tahsisler, verilmiş ön izinler ile mevcut her ölçekteki plan kararları konusunda bu Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uygulanır." hükmü "Uygulanmayacak Hükümler" "başlıklı 25. maddesinde:" Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulandığı Bölgede; a) 2872 sayılı Çevre Kanunu ile Çevre Müsteşarlığına verilen yetkiler Başkanlığa geçer. b) 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanununun 2. maddesinin I/c fıkrasındaki “kaplumbağaların her vakit avlanabileceğine”dair hükmü, c) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun, 3386 Sayılı Kanunun 14. maddesi ile değişik 57/d maddesi hükmü uygulanmaz" hükmü yer almıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun "Koruma Bölge Kurullarının görev, yetki ve çalışma şekli" başlıklı 57. maddesinin d bendinde " Koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip karar almak," kuralı yer almıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 644/648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) Ek Madde 1'de :" (1) 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmıştır.
(2) 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen iş ve işlemler, Bakan tarafından uygun görülen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının birimlerince yürütülür." hükmü ile
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü" 13/A maddesinde" – (1) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların tescil, onay ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tescil etmek.
b) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak.
c) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak.
ç) Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak.
d) Orman alanları dışında yer alan korunması gerekli taşınmaz tabiat varlıkları, koruma alanları ve doğal sit alanlarının Bakanlıkça belirlenen ilke kararlarına, onaylanan planlara uygun olarak kullanılmak üzere tahsisini gerçekleştirmek, uygulamaların tahsis şartlarına uygun olarak gerçekleşmesini izlemek ve denetlemek.
e) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerine ilişkin olarak; hâlihazır haritaları aldırmak, gerekli görülen projeleri yapmak, yaptırmak ve onaylamak, her türlü araştırma ve inceleme yapmak, yaptırmak, izlemek, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmek, kullanım yasağı getirilen alanların kamulaştırma veya benzer yollarla kamunun eline geçirilmesini sağlamak, kontrol ve denetim yapmak, gerekli görülen alanların korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla yatırım yapmak veya ilgili idarelerin yatırım projelerini desteklemek, bu alan ve bölgelerde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin her türlü tasarrufta bulunmak, işletmek, işlettirmek ve kullanım izinlerini vermek, korunan alanlara ilişkin insan ve finansman kaynağı sağlamak.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Orman ve orman rejimine tabi olmayan yerlerde Orman ve Su İşleri Bakanlığınca tespit edilen veya ettirilen tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri diğer koruma alanları ile Bakanlıkça tespit edilen doğal sit alanları, tabiat varlıkları ve bunların koruma alanlarının tescil ve ilanı Bakanın onayı ile yapılır. Ancak Bakanlıkça yapı yasağı önerilen tabiat varlıkları ve doğal sit alanları dahil orman rejimine tabi olmayan bütün koruma alanları Bakanlar Kurulu kararı ile tescil ve ilan edilir. Uygulama imar planı kararı ile yapı yasağı getirilen özel mülkiyete konu alanlara ilişkin arazi ve arsa düzenlemesi, trampa veya kamulaştırma işlemleri, bu alanların yönetimi ve işletmesini üstlenen kuruluşlarca veya Bakanlıkça gerçekleştirilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Temyiz dilekçesinde, dava konusu planın onay yetkisinin … Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğu ileri sürülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Muğla … Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonu, … Bakanlığı (… Genel Müdürlüğü) tarafından işlem tarihinde yürürlükte olan 644/648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) ek madde-1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca … tarihli, … sayılı olur ile onaylandığı görülmüştür.
Ülke ve dünya ölçeğinde sahip olduğu ekolojik, tabii, tarihi ve kültürel değerler yönünden zenginliği nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararları ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilen … bölgesi, 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olup, Özel Çevre Koruma Bölgesi tespit ve ilan edilecek alanlarda “Bölgelerin sahip olduğu çevre değerlerinin korunması, mevcut çevre sorunlarının giderilmesi için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma kullanma esaslarını belirlemek, her ölçekteki imar planlarını yapmak ve re'sen onaylamak yetki ve görevi” Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına verilmiştir.
383 sayılı KHK ile kurulan Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, 08.07.2011 tarih ve 27968 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kanun değişikliği (07.07.2011 tarih, B.02.0.PPG.0.12-300-02/7062 sayılı Onay) ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlanmıştır.17.08.2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile 383 Sayılı KHK ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmış, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 644 sayılı KHK'nin 13/A hükmü ile korunan alanlarda planları hazırlama, hazırlatma ve onama yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir.
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu 06.12.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu gereğince 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerle birlikte Muğla ili Büyükşehir statüsüne geçtiği tarihten önce davalı Bakanlığın 19.03.2014 tarih ve 2470 sayılı olur'u ile 644 sayılı KHK'nin Ek Madde-1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca onaylanmış olup plan onaylama yetkisi açısından hukuka aykırılık görülmemiştir.
2-Temyiz dilekçesinde … Bakanlığı tarafından ihalesine çıkılan ve yapım aşamasında olan Muğla İli ... Bölge (…) Bütünleşik Kıyı Alanları Planının davaya konu planda dikkate alınmadığı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından, Dava konusu … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun Bakanlığın … tarihli, … sayılı Olur'u ile 644 sayılı KHK'nin Ek Madde-1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca onaylandığı, revizyona yönelik çalışmanın 2005 yılında onaylanan “geçiş dönemi yapılanma koşulları" ile başlayan yaklaşık 10 yıllık bir geçmişe sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Bakanlık taralından ihalesine çıkarılan ve henüz yapım aşamasında olan Muğla İli, ... Bölge (…) Bütünleşik Kıyı Alanları Planlarının davaya konu planda dikkate alınmadığı iddiasının yersiz olduğu, … Özel Çevre Koruma Bölgesinin denizsel ve kıyısal alanlarının biyolojik çeşitliliği göz önünde bulundurularak kıyı ve deniz alanlarının korunması ve kıyı alanlarında koruma ağırlıklı kullanımı sağlamak amacıyla … Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizsel ve Kıyısal Atanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Projesi sonuçları, bölgede mevcut kıyı yapıları ve kıyı yapıları ihtiyaçlarının tespitine yönelik arazi çalışmaları doğrultusunda çevre düzeni planı ve plan kararlarına esas olacak kıyı ve kıyı kullanımları analizi ve önerilerinin dikkate alındığı, dava konusu … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunu bütünleşik plan yaklaşımı ile bölgenin denizsel ve kıyısal alanlarının biyolojik çeşitliliği göz önünde bulundurularak, deniz turizmi yatırımları ekolojik dengeye ve toplumsal hassasiyetlere duyarlı bir şekilde planlandığı savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirmede, Muğla İli, ... Bölge (…) Bütünleşik Kıyı Alanları Planlarının dava konusu çevre düzeni planının yapıldığı tarihte yapım aşamasında olması, uyuşmazlık konusu plan revizyonunda da … Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizsel ve Kıyısal Atanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Projesi sonuçları, bölgede mevcut kıyı yapıları ve kıyı yapıları ihtiyaçlarının tespitine yönelik arazi çalışmaları doğrultusunda çevre düzeni planı ve plan kararlarına esas olacak kıyı ve kıyı kullanımları analizi ve önerilerinin dikkate alınması nedeniyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
3-Temyiz dilekçesinde, Çevre Düzeni Planın kapsamı ve ölçeği incelendiğinde, söz konusu planın Genel Hükümler başlığı altında belirtilen uygulamaya yönelik ayrıntıların ( Bina boyu, cephe özellikleri, kapı- pencere oranları vb.) kendi ölçeğinin gerektirdiği ayrıntı düzeyinden uzaklaşarak alt ölçekteki plan detaylarını içermesi nedeniyle uygulama aşamasında ölçek karmaşasına neden olacağı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından, … Özel Çevre Koruma Bölgesi'ne ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun; 5. maddesi ile Planın İlkeleri: "Bölgedeki yerleşimlerin kimliklerinin oluşturulması, koruma-gelişme açısından rollerinin tanımlanması, bölge içindeki ekonomik ve sosyal gelişim stratejilerinin belirlenmesi yanı sıra bölgedeki doğal kaynakları, çevre dengesini ve doğal eşikleri göz önünde bulundurarak korumak. sürdürülebilirliğini sağlamak bu planın temel ilkesini oluşturmaktadır....' olarak tanımlandığı, İlkelerin koruma, geliştirme (kırsal kalkınma) ve planlama başlıkları altında geliştirildiği, bu başlıklar altında belirlenen üst ilkelerden yola çıkılarak planlama alanının gerçeklerine, gereksinimlerine ve tahayyüllerine uygun alt ilkeler belirlendiği savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirmede, Özel çevre koruma bölgesi olarak tespit edilmiş planlama alanında Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından yaptırılan … Özel Çevre Koruma Bölgesi Sosyo- Ekonomik Tarihi ve Kültürel Değerler Araştırması(2010) kapsamında "Kırsal Yerleşim Envanteri" ve "Mimari Yapı Envanter " çalışması sonuçları doğrultusunda genel hükümler getirilmiş olması, planın genel hükümler kısmında gösterilen ayrıntıların daha alt ölçekli planda bulunması gerekli ayrıntı niteliği taşımadığı görüldüğünden bu husus dava konusu planı kusurlandırıcı nitelikte görülmemiştir.
4-Temyiz dilekçesinde Plan ilkelerinin; korunmaya yönelik ilkeler, kırsal kalkınmaya yönelik ilkeler olarak ayrıştırılması planın temel amacı olan “koruma” yaklaşımındaki ilkelerin uygulanması hususunda ikileme düşülmesine neden olacağı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından ... Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin 5.3.1 sayılı maddesi ile Planlama İlkelerinden en önemlisinin ”Doğal ve ekolojik eşiklerin göz önünde bulundurulduğu, sektörel gelişme eğilimleri dikkate alınarak sürdürülebilir mekânsal kullanım kararları geliştirmek" olarak belirlenmiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda, plan ilkelerinin Korumaya Yönelik İlkeler, Kırsal Kalkınmaya Yönelik İlkeler olarak ayrıştırılmasının planın temel amacı olan "koruma" yaklaşımındaki ilkelerin uygulanması hususunda ikileme düşülmesine neden olacağı ifadesinin yersiz olduğu savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirme Uyuşmazlık konusu planın amacının plan genel hükümleri 1. maddesinde, "bölgenin var olan kapasitesinin ortaya konulması ve bunun geliştirilmesi, kaynakların rasyonel kullanılmasıyla hem kırsal kalkınmanın hem de bölgedeki tarihi, kültürel değerlerin ekolojik dengenin ve eşşsiz doğal güzelliklerin sağlanması" olarak açıkça ifade edilmiş olup, ikileme düşülmesinin söz konusu olmadığı değerlendirilmiştir.
5-Temyiz dilekçesinde. Genel hükümler altında yer alan 6.30 sayılı plan hükmü ile Köylere Ait İmar Planlarının Bütününün Yapımına İlişkin Esaslar kapsamında, köy yerleşim ve gelişme alanı olarak belirlenmiş köy yerleşme alanlarında ilgili mevzuat gereği köylere ait imar planlarının hazırlanacağından bahsedildiği, söz konusu planlara yol gösterici amacı ile mekansal arazi çalışmaları belirlenmiş iken, özel hükümler altında köy yerleşim alanı veya köy gelişme alanı olarak belirlenen alanlara yönelik hükümleri içeren Arazi Kullanımı: 7.2 sayılı Kırsal Yerleşme Alanları altında tariflenen uygulamaya yönelik yapılaşma koşullarının belirlenmiş olmasının, imar planı ile gelişmesi öngörülen köy yerleşim alanlarında plansız yapılaşmanın önünü açması nedeniyle çelişki yarattığı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından Dava konusu planın amacı, hedefleri ve ilkeleri doğrultusunda buna yönelik gerçekleştirilen araştırma ve arazi çalışmaları sonucunda elde edilen verilerle; bu alanlarda kırsal alana ait dokunun korunmasına ve yerel malzemenin kullanıldığı, yöresel iklim koşullarına ve yöre halkının yaşam biçimine uygun, yöresel mimari özellikleri dikkate alınarak günümüz ihtiyaçlarına rasyonel çözümler sunan mimari projelerin üretimi ile yapı kültürünün devamlılığının sağlanmasına yönelik plan kararları üretildiği, Kırsal yerleşimlerin planlanması kapsamında köy planlarının yapımına ilişkin esaslara yönelik plan kararları üretildiği, Köylere Ait İmar Planlarının nasıl yapılması gerektiğinin … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin 6.30 sayılı maddesindeki hükümleri ile detaylıca belirlendiği, … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu doğrultusunda hazırlanacak kırsal yerleşimlere ait alt ölçek (1/5000 ve 1/1000) planların onama süreci zaman alacağından; bu süreçte oluşabilecek mevzuata aykırı yapıların, uygulamaların ve spekülatif amaçlı gelişmelerin önlenmesi, köyde kayıtlı olan ve o bölgede yaşayan yerel vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi. köy dokusunun ve yöresel mimarinin özelliklerinin bozulmaması amacıyla … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin 7.2.sayılı maddesi hükümleri ile de köylere ait imar planları onaylanana kadar bu alanlarda yerleşimlerin dokusunu bozmayacak şekilde kontrollü ve planlı bir gelişim sağlamaya yönelik yapılaşma şartları belirlendiği davacının anılan iddiasının yerinde olmadığı ileri sürülmüştür.
Dairemizce yapılan değerlendirme,6.30 sayılı plan hükmünde bahsi geçen hususların, köy yerleşim yerlerinde plansız yapılaşmanın önünü açan hususlar olmadığı, köy yerleşim alanlarında yapılacak alt ölçekli planların hazırlanma sürecinin yönlendirilmesi ve sağlıklı bir zemine oturtulması amacı taşıyan hususlar olduğu, Yine plan genel hükümlerinin 7.2 sayılı maddesinde bahsi geçen hususların, köy yerleşim yerlerinde plansız yapılaşmanın önünü açan hususlar olmadığı, imar planları onaylanıncaya kadar oluşması muhtemel plansız yapılaşmalarm önlenebilmesi amacı taşıyan hususlar olduğu, plan genel hükümlerinin 7.2 sayılı maddesinde, bahsi geçen yapılaşma şartlarının imar planlarının onaylanıp yürürlüğe girmesinden önceki süreci düzenleme amacı taşıdığı ve imar planlarının yürürlüğe girmesinden sonra plan notu değişikliğine gerek kalmaksızın yürürlükten kalkacağının ifade edilmesi karşısında bu yönden hukuka aykırılık görülmemiştir.
6-Temyiz dilekçesinde, Özel hükümler altında yer alan Mera Alanları incelendiğinde; planda bazı alanlarda olmak üzere 529,2 hektarlık bir alanda mera alanı planlaması yapıldığı, 31.07.1998 tarih ve 23419 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mera Yönetmeliği'nin Tahsis Amacının Değiştirilmesine ilişkin 8. maddesinin 2.bendi (Değişik: RG-12/04/2007-26491) hükümleri, 15.08.2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı KHK ile 3194 sayılı İmar Kanuna eklenmiş Ek-4 maddesi hükümleri, 4342 Sayılı Mera Kanunu'nun Tahsis Amacının değiştirilmesine ilişkin 14. maddesinin (b) ve (c) bendi hükümleri ile bu alanların imara açılması, yapılaşması ve izin verilmesi ihtimali ve olanağı doğmuş iken, plan kararıyla bu hükmün desteklenmesi, ayrıca mera alanlarının doğal karakteri korunacak alanlar olarak korunması esas denilmekte iken plan hükümlerinde yer alan doğal karakteri korunacak alanlarda yapılaşma hükümleri getirilmiş olması nedeniyle söz konusu mera alanlarının korunmasının aksine yapılaşmaya açılacağı endişesi doğduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından Dava konusu … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nda Mülga Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı yazısı, … tarihli, … sayılı yazısı ve eki, … tarihli, … savılı yazısı ve Mülga Muğla İl Tarım Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı yazısı görüşleri doğrultusunda Mera Kanunu ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak mera alanları ve buna ilişkin plan hükümlerinin belirlendiği, mera alanlarının doğal karakteri korunacak alanlar olarak bütünlüklü korunmasının esas olduğu, bu alanların kullanımında “Mera Kanunu ve “Mera Yönetmeliği”ne göre uygulama yapılacağı, doğal karakteri korunacak alanlarında ise yasal zorunluluk dışında ifraz yapılamayacağı, alan içinde bozulmaya neden olacak müdahalelerde bulunulamayacağı, yapı yapılamayacağı açık olup, tartışmaya konu edilemeyeceği, doğal karakteri korunacak alanlarda sadece, bu alanların şahış mülkiyetine konu olması halinde yapılaşmasına ilişkin hükümlerinin belirlendiği, ayrıca mera alanlarında herhangi bir yapılaşma koşulu belirlenmediği, Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği ne göre uygulama yapılacağının belirtildiği, bu bağlamda dava dilekçesindeki söz konusu mera alanlarının korumasının aksine yapılaşmava açılacağı endişesi doğduğu ifadesinin yersiz olduğu, ayrıca, Mera Kanunu ve ilgili Yönetmelikleri ile mera alanlarının imara açılması, yapılaşmaya izin verilmesi ihtimalinin doğmuş olduğu yönünde bir teredddüd oluşmuş ise bu hususunun ayrı bir dava konusu olabileceği, savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirme, Davaya konu olan çevre düzeni planının 7.6.2 sayılı plan hükmünde, mera olarak tanımlanan alanların doğal karakteri korunacak alanlar olarak korunmasının esas olduğu ve bu alanların yapılaşmasının “Mera Kanunu” ve “Uygulama Yönetmeliği” hükümlerine tabi olduğu, yine davaya konu olan çevre düzeni planının 7.7 sayılı hükmünde, doğal karakteri korunacak alanların yasal zorunluluk dışında yapılaşmaya konu olamayacağı, ancak; sadece özel mülkiyete konu olması halinde belirli koşulları sağlamaları durumunda (kadastral yola en az 25 metre cephesi olma ve başka sınırlama veya koruma kararı altında olmama koşulu ile), en küçük parsel 5000 m2, yapı büyüklüğü en çok 150m2, bir parselde müştemilatlar dışında en çok bir adet yapı yapılabilmesi koşullarıyla barınma, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılaşmaya konu olabileceğinin düzenlendiği, bununla yapı ve nüfus yoğunluğunun arttırılarak bu alanların yapılaşmaya açılacağı anlamına gelmediği sonucuna ulşılmıştır.
7-Temyiz dilekçesinde, 5 Mart 2013 tarih ve 28578 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mesire Yerleri Yönetmeliği'nin 3. maddesi ve 5. maddesi hükmü kapsamında dava konusu planda tarifsiz bırakılan mesire alanlarının hangi tip mesire yeri olacağının belirtilmemiş olmasının ileride bu alanda yer alan orman alanlarının yapılaşmaya ve imara açılmasının önünü açacağı ve ayrıcalıklı imar hakkı yaratacağı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından dava konusu … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunda ilgili kurum ve kuruluş görüşleri doğrultusunda, bölgenin sahip olduğu sınırlı ve verimli nitelikteki tarım alanlarını korumak, doğal. kültürel, tarihsel, toplumsal, sosyal ve ekonomik değerlerini korumak ve geliştirmek amacıyla sürdürülebilir doğal kaynak kullanımını esas alarak, bir taraftan gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin yükseltilmesini, diğer taraftan çevresel ve kültürel değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini gözeterek, yerelde farklılaşan sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri, ihtiyaçları, potansiyelleri ve dinamiklerin dikkate alarak ilgili tüm Kanunlar ve Yönetmeliklere uygun olarak, çok sektörlü yaklaşımla planlanma yapıldığını, Yasa gereği,planların ilgili kurum ve kuruluş görüşleri doğrultusunda, planlama alanı ile ilgili tüm Kanunlar ve Yönetmeliklere uygun olarak yapılması zorunlu olduğunu, bu kapsamda Mesire Yerleri … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin; 4.31 sayılı maddesi ile; “Mesire Alanı; rekreasyon ve estetik kaynak değerlere sahip ornamlık alanlarda kamunun dinlenme, eğlenme(rekreatif) yönünde günübirlik ve/veya geceleme ihtiyaçlarını karşılayan orman içi dinlenme yerini ve kent ormanını kapsayan sahalardır" olarak tanımlandığı, orman alanlarına ilişkin 7.9 sayılı maddesinin 3. fıkrasında ;" Planda 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre Mesire Alanı olarak belirlenmiş/belirlenecek alanlarda; (A) ve (B) Tipi Mesire Alanı yapılmak istenilmesi halinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanan/hazırlanacak gelişme planları doğrultusunda Mesire Alanlarının büyüklüğüne göre hazırlanacak alt ölçekli (1/5000 Nazım veya 1000 ölçekli Uygulama İmar Planı) planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca onaylanacak ve yapılara ilişkin ruhsatlandırmalar ilgili İdaresince yapılacaktır. (C) ve (D) Tipi Mesire Alanlarında ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü/Orman Bölge Müdürlüklerince hazırlanan/ hazırlanacak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca onaylanacak vaziyel planları doğrultusunda uygulama yapılacaktır. "şeklinde hüküm altına alındığı, dava dilekçesinde planda mesire alanlarının tarifsiz bırakıldığı, hangi tip mesire yeri olacağının belirtilmemiş olduğu iddiasının mesnetsiz olduğu savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirme, dava konusu … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nda mülga Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün … tarihli … sayılı görüş yazısı ve Orman Genel Müdürlüğü Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı IV. Bölge Müdürlüğü, Muğla Şube Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı itiraz yazıları doğrultusunda 6831 sayılı Orman Kanunu ve MesireYerleri Yönetmeliğine göre mesire alanlarının düzenlendiği, 7.9 sayılı plan hükmünün orman alanları maddesinde planda 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre belirlenmiş veya belirlenecek mesire alanlarının büyüklüğüne göre alt ölçekli (1/5000 veya 1/1000 ölçekli) planlarının Çevre, Şehircilik ve İkllim Değişikliği Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlıklarınca onay sürecinin öngörüldüğü bu haliyle orman alanlarının yapılaşmaya açılacağı anlamına gelmediği sonucuna varılmıştır.
8-Temyiz dilekçesinde, dava konusu planın 7.9 sayılı maddesinde yer alan orman alanlarının "Bu alanlar 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlardır. Bu alanlarda 6831 sayılı Orman Kanunu'nda belirtilen ormanların bakımı. korunması geliştirilmesi ve işletilmesi amaçlı tesisler dışında hiçbir tesis yapılamaz" şekline tanımlandığı, planın askı sürecinde Orman Kanunu'nun 17/3 ve 18. maddelerinin Uygulama Yönetmeliği'nin değiştirildiği ve 18.04.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, yeni Yönetmeliğe göre 17/3. maddeye göre verilecek izinler başlıklı 4. madde hükümleri ile Orman Kanunu'nun 16. maddelerinin Uygulama Yönetmeliği ve Orman Kanunu'nun 17/3 ve 18. maddelerinin Uygulama Yönetmeliği'nin Anayasa'nın 7. ve 169. maddesine ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu halde yayımlanarak yürürlüğe girdiği, "Kamu yararı ve zaruret” kisvesi altında ormanlarda çeşitli faaliyetlerin önünün açılmasının önlenemez tahribata neden olacağı, bu kapsamda orman alanlarının önceki planla kıyaslandığında 1102 hektar daraltılmış olmasının hem Anayasa'nın 169. maddesi hem de planlanma ilke ve esaslarına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından,Dava konusu planın askı sürecinde 18.04.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yayımlanarak Orman Kanunu'nun 16. maddelerinin Uygulama Yönetmeliği ve Orman Kanunu'nun 17/3 ve 18. maddelerinin Uygulama Yönetmeliği'nin Anayasa'nın 7. ve 169. maddesine ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu halde yayımlanarak yürürlüğe girmesine ilişkin ifade edilen kaygıların ayrı bir dava konusu olması gerektiği, dava konusu Çevre Düzeni Planı Revizyonu çalışmasına esas ilgili kamu/kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda tarım alanları, orman alanları, sit alanları vb. verilerin sayısallaştırıldığı, … Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nda mülga Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü'nün 18.06.2007 tarih ve 1309 sayılı ile 11.06.2008 tarihli, 976 sayılı yazıları ve mülga Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nün 20.09.2010 tarihli, 12238 sayılı görüşleri doğrultusunda Orman Kanunu ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak Orman Alanları ve buna ilişkin plan hükümlerinin belirlendiği savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerlendirme Orman Alanları ile ilgili … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
4.40 sayılı plan hükmü ile; “Orman Alanları: 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanmış alanlardır” olarak tanımlanmış,
5. 1.6- sayılı plan hükmünde "Orman sayılan yerler ile orman özelliği gösterdiği belirlenen ağaçlık alanların, makilik ve fundalık alanların doğal karakterinin korunmasını sağlamak.",düzenlemesine
6.13.1-A) sayılı plan hükmünde "Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanından sonra daha önceki planlar ile verilen kullanım kararları her ne olursa olsun mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan planlar ile "Mutlak Koruma Alanları" olarak tanımlanan alanlar; bu alanlar, planda yapılaşma izni verilmeden doğal karakterinin korunması,devamı ve geliştirilmesi şeklinde tanımlanmış ağaçlandırılacak alan, yeşil alan, park, sulak alan, sazlık bartaklık, orman alanı, hassas alan, habitat ve biogenetik rezerv alanı gibi koruma alanları niteliğindeki araziler kesinlikle yapılaşmaya açılamazi satışa ve başka bir amaçla diğer bir kamu kuruluşuna dahi takasa, devire, kiralamaya, irtifak hakkı ve üst hakkı tesisine konu edilemez,.." düzenlemesine,
6.13.1-B) sayılı plan hükmünde "Bu alanlarda planda belirtilmemesine rağmen kamu yararına yönelik ihtiyaç duyulabilecek kamu hizmetleri alt yapı tesis alanları (yol geçişi, enerji nakil ve telefon hattı, gölet, baraj, sulama kanalı, kuyu yeri, su deposu) ile taş, çakıl ve kum ocağı ilgili plan hükümlerine uygun olmak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın olumlu görüşü alınmak kaydıyla tahsis, takas, devir, kiralamaya, irtifak hakkı ve üst hakkı tesisine konu edilebilir. Ancak hiçbir suretle kamu ya da özel kişi ve/veya kurumlara satışı yapılamaz.” düzenlemesine,
6.13.4- sayılı plan hükmünde "Planda "Orman alanı" olarak belirlenmiş alanların üzerinde Yargıtay ... Hukuk Dairesi' nin … tarih ve … sayılı kararı gereği, plan kararı ile yol güzergahı belirlenmemiş alanlarda kiralana yolu ile orman yolu izni verilmez. Söz konusu alanlarda yangın yolları açılabilir, ancak herhangi bir. yapılaşmaya konu edilemez." düzenlemesine,
6.29 sayılı plan hükmü ile"Plan. plan hükümleri ve plan açıklama raporunda yer
almayan hususlarda konumu ve ilgilisine göre yürürlükte bulunan:...6831 sayılı Orman Kanunu ve İlgili Yönetmelikleri...vb. Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Tebliğ ve Standartlar hükümlerine uyulacağı” düzenlemesine,
7.9 sayılı plan hükmünde" Orman Alanları: Bu alanlar 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlardır. Orman alanına ilişkin sınırlar Orman Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısı eki orman sınırlarının işlenmiş haritalar esas alınarak bu plana işlenmiştir. Uygulamada orman kadastro sınırları esas alınır. Bu alanlarda 6831 sayılı Orman Kanunu'nda belirtilen ormanların bakımı, korunması geliştirilmesi ve işletilmesi amaçlı tesisler dışında hiçbir tesis yapılamaz. Planda orman alanı olarak gösterilen alanlarda yer alan, özel mülkiyeti kesinleşmiş(tapuyu tescil edilmiş), herhangi bir kadastral yola en az 25 metre cephesi olan parsellerde, başka bir sınırlama ve koruma kararı yoksa, toplam inşaat alanı e-0.05 dahilinde yüksekliği iki katı(h>6.S0 m.) aşmayan, taban alanı 43m2 den küçük olmayan, toplam inşaat alanı 150 m'yi geçmeyen, barınma amaçlı tek yapı ve tarım, hayvancılıkla ilgili yapılar yapılabilir. Bir parsel üzerinde müştemilat ve tarımsal amaçlı yapılar huriç, birden fazla yapı yapılamaz. Müştemilat binaları belirlenmiş olan inşaat alanına dahil edilir. Bu alanlarda, ifrazdan sonra elde edilecek her parsel 5.000 m2'den küçük olamaz ve yapılacak ifrazlarda 25 metreden dar parsel cephesi oluşturulamaz. Bu alanlarda varsa ağaçlık dokunun korunması esastır. Orman arazileri üzerinde yapılacak her türlü üst ve altyapı (orman yolu, yangın emniyet bandı, bekçi kulübesi, gözetleme kulesi, su. elektrik, araç parkı, depo alanı) için Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görüş alınması mecburidir. 6831 sayılı Kanunun 2. muüddesine uygun olarak belirlenen orman niteliğini kaybetmiş araziler doğal karakteri korunacak alan olarak kabul edilir. Planda “hassas zon” olarak tanımlanan alanlarda genel hükümlerin 6.18 madde hükümlerine uyulacaktır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan plan hükümleri ile uyuşmazlık konusu planda orman sınırlarının Orman Genel Müdürlüğü'nün 18.06.2007 tarih ve 1309 sayılı yazısı eki orman sınırlarının işlenmiş haritalar esas alınarak plana işlendiği, revizyon öncesi planda 47184.4 hektar olan orman alanlarının revizyon sonrası 1102 hektar azalarak 46082 hektara düşmüş olma sebebinin temel nedenlerinden birinin, Orman Kanunu ve yönetmeliği hükümleri ile kamu yararı ve zaruret halinde orman alanlarının farklı amaçlarla kullanılabilmesine olanak sağlanması olduğu, bir diğerinin de Orman Kanununun 2. maddesinde bazı kriterleri taşıyan orman alanlarının orman sınırları dışına çıkartılabilmesi ve farklı alan kullanımlarına konu edilmesine olanak sağlanması olduğu ve bu usulde planda yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
9-Temyiz dilekçesinde, Yarımadanın tüm kıyılarını saran Hassas-Endemik Biyotoplar olarak tanımlanan alanlarla korumaya alınmış kıyılardaki tarif edilmiş tekne çekek, tekne imal yeri ve yat limanı ve kıyı yapılarının (dolgu. rıhtım, iskele, mendirek vb.) nasıl uygulanacağı hususuna açılık getirilmediği, özellikle bu alanların kara bağlantıları konusunda hüküm oluşturulmasının gerektiği, ayrıca, arkeolojik ve kültürel açıdan son derece önemli konumdaki Orhaniye Kızkumu bölgesinde son dönemdeki yanlış uygulamalar ve uzun süreli tekne buğlama ve tekne hareketliliğinden kaynaklanan tahribatlar oluştuğu, kızkumunun yok olma tehlikesiyle baş başa kaldığı, bu alanda alt ölçekli planlama sürecini beklemeden gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerektiği, yine doğal sazlıklar, kendine özgü su kaynakları ve aynı zamanda arkeolojik ve kültür varlıklarının yer aldığı Datça, Merkez, Kargı Koyunun kentsel yerleşim alanı içine alınmış olduğu, yıllardır arkeolojik ve doğal özellikleri ile korunan bu koyun arazi kullanımının yeniden değerlendirilmesi gerektiği, bunun yanında, Knidos ve çevresi için planda önerilen "günübirlik tekne bağlama için düzenleme yapılması gereken alanlar" plan kararının alanın arkeolojik ve biyolojik niteliklerini korumaya yönelik niyet içerse de uygulamaya yönelik net bir hüküm içermediği ayrıca sualtındaki arkeolojik buluntuların zarar gördüğü plan hükümlerinde belirtilmiş olmasına rağmen uyguluma öncesinde sualtı arkeolojik buluntularına yönelik herhangi bir ön araştırma/çalışma yapılıp yapılmayacağının da belirtilmediği ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından Dava konusu “… Özce! Çevre Koruma Bölgesi” 383 sayılı KHK'ye tabii alanlardan olduğu, 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 10. maddesi (b) bendi ile de “Bölge ile ilgili her ölçekteki yeni plan ve projeyi re'sen onaymak” yetki ve görevinin mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına verildiği, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde, mülga Özel Çevre Koruma Kurumumu Başkanlığınca 383 sayılı KHK'nin 10.maddesi (a) bendi doğrultusunda İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı'na “… Özel Çevre Koruma Bölgesinin Denizsel ve Kıyısal Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti” projesi çalışması yaptırıldığı, bu proje ile bölgenin sahip olduğu denizel türlerin tespitinin yanı sıra bölgenin denizel ortamda karşı karşıya kaldığı sorunların saptanması ve bu konuda bölge için en uygun çözümlerin oluşturulabilmesi için gerekli bilimsel veri setinin toplanmasının amaçlandığı, bunun yanı sıra, … Özel Çevre Koruma Bölgesinde mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümüne “ … Özel Çevre Koruma Bölgesinin Biyolojik Zenginliğinin Tespiti ve Yönetim Planı Hazırlanması” projesi yaptırıldığı, bu proje ile; bölgedeki biyolojik zenginliklerin belirlenmesi, bölgede turizm başta olmak üzere sürdürülebilir kalkınma aktivitelerinin; bölgenin biyolojik zenginliklerinin korunması yönünde yönetimine esas olacak karar ve politikalar paralelinde yönlendirilmesi, bölgede uygulanması önerilen ve koruma ile kullanma dengesini gözeten, yönetim planı karar ve politikalarının, kurumlar ve kullanıcılar yönünden uygun bir araç haline getirilmesi, bu araç için yine uygun bilinçlendirme düzeyine destek olunmasının amaçlandığı, … Öze! Çevre Koruma Bölgesinin Biyolojik Zenginliğinin Tespiti ve Yönetim Planı “ Projesi ve “… Özel Çevre Koruma Bölgesinin Denizsel ve Kıyısal Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti” Projesi sonuçlarının doğrultusunda sayısal ortamda “… Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik Zenginliği ile Kıyı ve Kıyı Kullanımları Analizi ile “… Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal- Denizsel ve Kıyısal Biyolojik Çeşitliliği” ilişkin sentez çalışmalarının yapıldığı, dava konusu … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile eşsiz ve güzel koy ve kıyıları ile Bodrum ve Fethiye arasında yoğunlaşan ülkemiz yat turizminin odaklandığı önemli bir yer olan … Özel Çevre Koruma Bölgesinin denizsel ve kıyısal alanlarının biyolojik çeşitliliği göz önünde bulundurularak, kıyı ve deniz alanlarının korunması ve kıyı alanlarında koruma ağırlıklı kullanımı sağlamak amacıyla; … Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizsel ve Kıyısal Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Projesi sonuçları, bölgede mevcut kıyı yapıları ve kıyı yapıları ihtiyaçlarının tespitine yönelik arazi çalışmaları doğrultusunda, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri çerçevesinde, ilgili Kanun ve Yönetmeliklere uygun olarak kıyının yanısıra Türkiye'de ilk defa denizel alanlara da yönelik plan kararlarının oluşturulduğu, oluşturulmuştur. Akdeniz'in en önemli oksijen kaynaklarından biri olarak birinci derecede koruma altında olan ancak tahribat ve kirliliğe karşı son derece hassas olan Posidonia Oceanica çayırlarının yaygın olduğu tespit edilen alanlar özel önlem alınması gereken Hassas-endemik Biyotoplar olarak belirlendiği, planda posidonya çayırlarının dağılım gösterdiği kıyı ve koylarda kesinlikle demirleme yapılamayacağı, planla iskele olarak belirlenmiş ve tonoz konulması önerilen alanlar dışında demir atılamayacağının hüküm altına alındığı, tekne trafiği sonucunda demirleme faaliyetleri ile biyolojik yapıya ilave olarak deniz içindeki arkeolojik yapının da ciddi şekilde tahrip olduğu bunu önlemek amacıyla planda özellikle …, … ve … Limanın olduğu sahalar,ve bölgenin biyolojik yapısına uygun demirlemeye ihtiyaç duyulmadan kısa süreli Günübirlik Tekne Bağlama İçin Düzenleme Yapılması Gereken Alanlar olarak belirlendiği, … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu alt ölçek planları yönlendiren ve alanın nasıl yönetilmesi gerektiğini yol gösteren bir içerikte hazırlandığı dava dilekçesindeki denizel ve kıyısal alanlara ilişkin iddiaların, uygulamanın nasıl olacağı ve alanın nasıl yönetileceğine ilişkin olduğu 1/25000 ölçekli planın konusu olmadığından mesnetsiz olduğunu, doğal sazlıklar, III. derece arkeolojik sit alanında kalan Kargı Koyunun daha önce "kentsel yerleşim alanı” olarak 07.07.2004 tarihinde onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planlarında yer aldığı, 09.01.1998 tarihinde onaylanan daha önceki … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda da söz konusu alanın “Onanlı İmar Planları Sınırı” içinde Kentsel Yerleşik Alanlar" olarak tanımlandığı savunulmuştur.
Dairemizce yapılan değerledirme Davacının yukarıda anılan iddiaları ile ilgili … Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
Kıyı ve Deniz Yüzeyi Koruma Alanlarına ilişkin kullanımlarına yönelik 7.24.1 sayılı plan hükmünde-"Bölge içerisinde kıyı ve deniz yüzeyinde su ürünleri üretim ve/veya besleme tesisi kurulamaz. Kıyı ve deniz alanında yaşayan her tür ve habitatı konu alan araştırma, koruma ve inceleme çalışmalarının yapılabilmesi ve koordinasyonun sağlanabilmesi için Çevre ve Şehirçilik Bakanlığından izin alınması zorunludur. Deniz alanında her türlü zıpkın (sualtı tüfeği) ve tuzakla (sepet vb) su ürünleri istishali yasaktır. Deniz alanında gırgir, alamana ağı, çevirme ağı, dip trolü, ortasu trolü araçları ile su ürünleri istihsali yasaktır.7.25 sayılı maddesi hükümleri doğrultusunda kısıtlı kullanım imkanı verilen ve yasaklama getirilen alanların kontrolü ilgili idarelerce yapılır." düzenlemesine,
7.24.2 sayılı plan hükmünde"-Posidonya (deniz) çayırları:deniz içi oksijen oranını artıran deniz ekosisteminin korunmasına yönelik hassas endemik biyotoplardır. Planda posidonya çayırlarının dağılım gösterdiği kıyı ve koylarda kesinlikle demirleme yapılamaz. Bu alanlarda yapılan demirleme sonucu Çevre Ve Şehircilik Bakanlığınca ayrıca belirlenecek cezai işlemler ilgili idarece yürütülür. Planla iskele olarak belirlenmiş ve tonoz konulması önerilen alanlar dışında demir atılamaz. Profesyonel balıkçı ruhsatlı ve tekne boyu 12 metre ve daha küçük balıkçı tekneleri bu uygulamadan muhaftır." düzenlemesine
7.24.3 sayılı plan hükmünde "-Tonoz konulması önerilen alanlar: Demirleme faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlarda oluşan tahribatları kontrol altına almak amacıyla tonoz ve şamandıra sistemleri ile kıyıya bağlama hizmetlerinin sunulması için önerilen alanlardır. Bu alanlarda tonoz-şamandıra sistemleri kurulana kadar kısa süreli (1 haftayı geçmeyecek) demirleme faaliyetleri yapılabilir.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak planda tonoz konulması önerilen koylardaki kapasite ve yerleri belirlenecektir." düzenlemesine,
7.24.4 sayılı plan hükmünde "Günübirlik tekne bağlama için düzenleme yapılması gereken alanlar: Tekne trafiği sonucunda demirleme faaliyetleri ile biyolojik yapıya ilave olarak deniz içindeki arkeolojik yapının da ciddi şekilde tahrip olduğu alanlardır. Bu bölgelerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak alt ölçekli planlarda tüm unsurlar dikkate alınarak bütüncül bir planlamanın yapılması ve acil çözümlerin oluşturulması, bölgenin biyolojik yapısına uygun demirlemeye ihtiyaç duyulmadan kısa süreli bağlama iskeleleri oluşturulması ve yakında sahada teknelere yönelik hizmetler için altyapı oluşturulması gerekmektedir." düzenlemesine,
7.24.5 sayılı plan hükmünde" -Kıyı yapıları için araştırma ve düzenleme yapılması gereken alanlar: Ülkemiz yat turizminin odaklandığı önemli bir yer olan bölgede, bu faaliyetlerin alternatif hizmetler sunularak desteklenmesi, denetleme ve kontrol mekanizmalarının tam ve etkin şekilde çalışması gerekmektedir. Bölgenin tekne trafiğinde açısından oldukça önemli yer tutan bu alanlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak yürütülecek özel proje çalışmaları kapsamında kıyı yapılarına yönelik düzenlenlemelerin yapılacaktır. Alt ölçek planlarda, bu alanlarda demirleme faaliyetlerinin kontrol altına alınmasına yönelik sahanın kapasitesine ve günün şartlarına uygun yat yanaşma yerleri ve modern marina faaliyetleri oluşturulacaktır. Bu alanlarda artan tekne sayısından kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik teknelerden katı ve sıvı atık alım tesisi kurulması zorunludur." düzenlemesine,
7.24.6 sayılı plan hükmünde "Balıkçılığa kısıtlı alanlar: Bu alanlarda kıyıdan olta takımları ile yapılan avcılık yönetimi hariç her türlü istihsal vasıtası ile amatör (sportif) ve ticari amaçlı su ürünleri avcılığı yapılamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
7.20.1 sayılı plan hükmünde de yat limanları ve balıkçı barınakları olarak tanımlanan alanların sembolik olarak gösterildiği, bu alanlarda yapılanma koşullarının 3621/3830 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmelik, genelge tebliğ, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili yönetmelikleri ile diğer ilgili kanun ve yönetmelikleri hükümlerine uygun olarak hazırlanacak alt ölçekli planlarda belirleneceği hükmü getirildiği, bu hususun “tekne imal ve çekek yeri”, “tekne çekek yeri”, “iskeleler” için de geçerli olduğu belirtildiğinden, hassas endemik biyotoplar olarak tanımlanan alanlarla korumaya alınmış kıyılardaki tekne çekek, tekne imal yeri ve yat limanı, kıyı yapıları konusunda getirilen hükümleri ve Orhaniye Kızkumu ile Knidos ve çevresi için getirilen hükümlere yönelik iddiaların imar planının iptalini gerektirmeyeceği değerlendirilmiştir.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacınınn temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.