Esas No: 2021/2528
Karar No: 2022/526
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2528 Esas 2022/526 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2528 E. , 2022/526 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2528
Karar No : 2022/526
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Eğitim Sosyal Hizmetler Turizm Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 03/02/2021 tarih ve E:2017/2102, K:2021/608 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/03/2012 tarih ve 28239 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 2. fıkrasına 13/01/2017 tarih ve 19947 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile eklenen (ş) bendi ile aynı Yönetmelik ile eklenen Geçici 15. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Tüzel kişiler ise kurucu temsilcilerini 1/8/2018 tarihine kadar bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak belirler." cümlesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 03/02/2021 tarih ve E:2017/2102, K:2021/608 sayılı kararıyla;
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 4. maddesinin 1. fıkrası ve 6. maddesinin 4. fıkrasına yer verilerek;
Normlar hiyerarşisinde üst norma dayanılarak çıkarılan alt normların, üst normun amacına ve çizdiği sınırlara uygun olarak düzenlenmesi gerektiği,
20/03/2012 tarih ve 28239 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin dava konusu Yönetmelik değişikliğinden önceki hâlinde "Kurum açma" açma başlıklı 5. maddenin, 5580 sayılı Kanun'un "Kurucu/kurucu temsilcisinin nitelikleri ve kurum binaları" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında yer alan hüküm ile benzer şekilde düzenlendiği,
Ancak 13/01/2017 tarih ve 19947 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan dava konusu Yönetmelik ile 5. maddeye eklenen (ş) bendinin üst hukuk normu olan Kanun'da belirtilen düzenlemeyi aşar nitelikte olduğu ve Kanun'un belirttiği hükmü daraltıcı nitelikte olduğu, bu durumun da normlar hiyerarşisine aykırılık oluşturduğu,
Öte yandan; dava konusu Geçici 15. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Tüzel kişiler ise kurucu temsilcilerini 1/8/2018 tarihine kadar bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak belirler." düzenlemesinin de; yalnızca özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ilişkin kısmının dava konusu edildiği ve bu kısmın da üst norma aykırılığı tespit edildiğinden, anılan düzenlemenin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu, ancak Yönetmelik'te yer alan diğer özel öğretim kurumları (özel motorlu taşıt sürücüleri kursları, özel öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel öğretim kursları) bakımından uygulanma olanağının devam edeceği gerekçesiyle;
Dava konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ş) bendi ile Geçici 15. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Tüzel kişiler ise kurucu temsilcilerini 1/8/2018 tarihine kadar bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak belirler." cümlesinin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri yönünden iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, özel eğitim gibi çok spesifik ve uzmanlık gerektiren bir alanda eğitim verecek personelin gerekli yetkinliklerde olması için düzenleme bulunduğu, bunun yanında kurumların sahibi olan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin kurucu temsilcilerinin de hizmet verilen alanda yetkin olmasının verilen hizmetin kalitesini artıracağı yaklaşımıyla özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin eğitim konusunda uzman kişilerce açılması yönünde eğitim ve uzmanlık şartlarının belirlendiği, özel eğitim sektöründeki faaliyetlerin sadece sermayesi olan kişilerin kazanç sağlamak amacıyla yürütebileceği bir alan olmadığı, bu sektörde öncelikli olarak engelli bireylerin menfaatlerinin gözetilmesi gerektiği, bu doğrultuda dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu düzenlemelerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 03/02/2021 tarih ve E:2017/2102, K:2021/608 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.