16. Hukuk Dairesi 2020/3839 E. , 2020/6313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 7 parsel sayılı 10.143,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2"şer hisselerle davalılar ... ve ... adına kadastro komisyon kararı ile tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, üzerinde zilyetlik bulunmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 104 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon tutanağındaki tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu ve davalı gerçek kişiler yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre yapılmış olup, taşınmazın hemen sınırında bulunan 104 ada 1 sayılı parsel orman olarak tespit ve tescil edildiği halde, mahkemece mahallinde yapılan keşfe ormancı bilirkişi götürülmemiş ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamıştır. Bundan ayrı, mahkemece çekişmeli taşınmazın 1993 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 2012 tarihine kadar terör olayları nedeniyle kullanılmamasının zilyetliğin iradi terki olarak nitelendirilemeyeceği kabul edilmişse de terör olayları nedeniyle köyün boşaltılması ile ilgili idari bir karar olup olmadığı, köylülerin köye geri ne zaman döndükleri idari makamlardan sorulmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, yöreye ait en eski tarihli ve kadastro tespitinden 15-20-25 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, taşınmazın bulunduğu yeri gösteren kadastro paftası ile taşınmaza komşu bulunan parsellerin kayıtları ve mevcut ise dayanakları ilgili yerlerden getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün terör nedeni ile boşaltılıp boşaltılmadığı, boşaltılmış ise köye dönüşlerin hangi tarihte başladığı, resmi makamlardan sorularak, alınacak yazı cevabı dosyaya konulmalı; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, söz konusu kayıt ve belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasa"nın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi"nin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar, 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritaları ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı konusunda rapor alınmalı ve ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, davalıların öncesinde bir zilyetliği mevcut ise bunun kesintiye uğrayıp uğramadığı, uğramış ise iradi terke dayalı olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.