Esas No: 2020/2261
Karar No: 2022/516
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2261 Esas 2022/516 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2261 E. , 2022/516 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2261
Karar No : 2022/516
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2018/2834, K:2020/599 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve 300.000,00-TL manevi tazminatın tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2018/2834, K:2020/599 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ile davacının bakılmakta olan dosya ile Dairelerinin E:2017/797 sayılı esasına kayıtlı dosyanın birleştirilmesi talebi yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen iki ayrı "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının, … ve … ID numaralarıyla ve kullanıcı adı almak suretiyle bu ağa dahil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına yönelik ifade ile davacının bu ifadeye karşı beyanının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Adalet Akademisi Yıllık (Albüm) Kurulu üyeliği yönünden, davacının staj döneminde 41. Dönem Adli Yargı Yıllık Kurulu başkanı olarak görev yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve 300.000,00-TL manevi tazminatın tazminine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, işbu dava ile E:… sayılı dosya arasında, şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle usul ekonomisi açısından birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekirken, her iki davanın ayrı ayrı karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğu, hakimlik mesleği boyunca yargı etiğine ya da demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğüne aykırı hiçbir davranışının bulunmadığı, bu hususa ilişkin davalı idarece herhangi bir somut tespitin ortaya konulamadığı, AİHS'de sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlüklerin geçici, kısıtlı ve denetimli bir şekilde askıya alınma hakkı tanınmış ise de, bu durumun ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike halinde söz konusu olabileceğinin hükme bağlandığı, bu çerçevede yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürecek bir eylemi olmadığından, hakkında yapılan şikayet başvurusu bulunmadığından ve disiplin inceleme ya da soruşturması geçirmediğinden, meslekten çıkarılmasının AİHS'de yer alan durumun gerektirdiği ölçüde bir önlem olmadığı, 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4. maddelerinde yer alan düzenlemeler muğlak olduğundan hukuki öngörülebilirlik ve ulaşılabilirlik ilkesine aykırı olduğu, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ile suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, Daire aşamasındaki yargılamada, adil yargılanma hakkının temel güvencelerinden olan duruşmalı inceleme hakkına, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama haklarına riayet edilmeksizin karar verildiği, usule uygun savunma hakkı tanınmadan meslekten çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlemde şahıslara yönelik kişiselleştirme yapılmadığı, Anayasa ve 2802 sayılı Kanun'da öngörülen usuli güvencelerin sağlanmadığı, dava konusu işlemin tesisinden sonra ortaya konulan delillerin dikkate alınamayacağı, ByLock uygulamasını indirmediği ve kullanmadığı, önceden alınan hakim kararı olmaksızın bilgisayar kütüklerinden elde edilen verilerin, sonradan alınan hakim kararı ile adli delil haline getirilmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığı, bu itibarla ByLock deliline ilişkin elde edilen veriler yasa dışı delil niteliğinde bulunduğundan hiçbir yargılamada dikkate alınamayacağı, öte yandan anılan uygulamaya ilişkin elde edilen veriler istihbari veri niteliğinde olup delil olarak ileri sürülemeyeceği, söz konusu delil yönünden, örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğu, gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığı ve ByLock kullanımının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edildiği şartları sağlanmadığından anılan delilin hükme esas alınamayacağı, aleyhine beyanda bulunduğu belirtilen tanığın beyanında, kendi gözlemine dayanan ve hukuken tanık ifadesi sayılabilecek tek kısmının tarafının herhangi bir örgütsel faaliyetine rastlamadığını belirttiği kısım olduğu, ayrıca söz konusu tanıkların kendisinin hazır bulunduğu bir duruşmada ifadelerinin tekrarlanmadığı, tanığa soru sorma ve tanığı sorgulama hakkı ile lehe olan tanık ifadelerinin, aleyhine olan tanık ifadeleriyle aynı şartlarda dinletme hakkının ihlal edildiği, Yıllık Kurulu başkanlığında bulunmasının meslekten çıkarma kararına dayanak teşkil edemeyeceği, aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılama yapılamayacağı, olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde, olağanüstü hale neden olan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, bu itibarla öngörülen sınırlamaları aşan 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, işbu dava ile aralarında şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunan E:2017/797 sayılı dosyanın birleştirilmemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle her iki dosya yönünden ayrı ayrı karar verilerek iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının, Yargıtay … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla düzelterek onanması suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 10/02/2020 tarih ve E:2018/2834, K:2020/599 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.