Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6052 Esas 2019/883 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6052
Karar No: 2019/883
Karar Tarihi: 14.02.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6052 Esas 2019/883 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bir kişi silahlı terör örgütüne üye olmaktan mahkum edilmiştir. Temyiz başvurusu reddedilmiş ve yerel mahkemenin incelemesi doğru bulunmuştur. Ancak, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmadığı için hüküm BOZULMUŞ ve düzeltilerek onanmıştır. İlgili kanun maddeleri: TCK 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9, 58/6-7, 63, ve 5237 sayılı TCK'nın 58/6,7 maddeleridir.
16. Ceza Dairesi         2018/6052 E.  ,  2019/883 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9 maddeleri delaletiyle 58/6-7, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
    Temyiz edenler : Sanık ve müdafii

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
    Sanık hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanık ve müdafiinin duruşma istemlerinin CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek; “Pek çok Yargıtay kararında istihbarat kaynaklarından gelen veri ve bilgilerin delil olarak kabul edildiği” denilmek suretiyle hukuki dayanaktan yoksun değerlendirilmelere yer verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
    ./..

    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün tekerrür uygulamasına dair birinci kısmından “delaletiyle 58/6,7 maddesi” ibaresi ile ikinci kısmından “5237 sayılı TCK"nın 58/6,7 maddesi ve” ibarelerinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.