Esas No: 2021/1393
Karar No: 2022/505
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1393 Esas 2022/505 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1393 E. , 2022/505 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1393
Karar No : 2022/505
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 07/12/2020 tarih ve E:2017/2460, K:2020/5601 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin …tarih ve …sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 07/12/2020 tarih ve E:2017/2460, K:2020/5601 sayılı kararıyla;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgütün yönlendirmesiyle katalog evlilik görüşmesi yaptığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hâkim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlanıp, staj döneminde de bu evlerde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2802 sayılı Kanun'a göre önce görevden uzaklaştırıldığından, bu Kanun hükümleri esas alınarak devamının getirilmesi gerektiği, bu açıdan olağanüstü hal rejiminin olayda uygulanmasının mümkün olmadığı; dava konusu işlemden önce kendisine savunma hakkı verilmediği, hâkimlik teminatına uyulmadan, masumiyet karinesi ihlal edilerek kamu görevinden çıkarıldığı; meslekten çıkarılma için gerekçe olarak gösterilen ve delil olduğu iddia edilen hususların, meslekten çıkarıldığı tarih itibarıyla bulunmadığı, suçun ne olduğu, yeri-zamanı, delillerinin bildirilmediği, soruşturma yapılmadığı, ispata muhtaç istihbari bilgilerle meslekten çıkarılmasına karar verildiği; HSK'nın bağımsız olmadığı, tarafsızlık ilkesini ihlal ettiği; makul sürede yargılanma, adil yargılanma, gerekçeli karar, özel hayata saygı, eğitim ve mülkiyet hakları ile ayrımcılık yasağı, kanunsuz suç ve ceza olmaz ve suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği; aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, mahkemece dinlenmemiş ve özgür iradeye dayanmayan ifadelerin delil olarak kabulünün mümkün olmadığı; tanık beyanlarının yer ve zaman itibarıyla hayatın olağan akışına uygun olmayan, somut olgularla desteklenmeyen, soyut, tutarsız ve birbiriyle çelişkili beyanlar olduğu; üzerine atılı suçun maddi unsurları oluşmadığı gibi manevi unsurunun da olayda oluşmadığı; ByLock kullanıcısı olmadığı, dernek, sendika, vakıf gibi üyeliklerinin bulunmadığı, Bank Asya hesabının bulunmadığı, sosyal medyada bu yapı lehine paylaşımının olmadığı, dershanelerine gitmediği, ev ve yurtlarında kalmadığı; somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine gidilmesine ilişkin talebin gerekçesiz olarak reddedildiği, dava konusu işlemin dayanağı olan 667 sayılı KHK hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğundan öncelikle bu kuralların iptali için Anayasa Mahkemesine gidilmesinin zorunlu olduğu; yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve evrensel hukuk ilkeleri ile sadakat yükümlülüklerini nasıl ihlal ettiğinin somut olay ve olgularla iddia dahi edilmediği, başkalarına ait olaylar anlatılmak suretiyle suçlandığı; idarenin ve Dairenin bireyselleştirme yapıldığına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığı; ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeksizin, hukuki dayanağı olmayan irtibat ve iltisak kavramları bahane edilerek üzerine atılı fiillerin sübut bulduğu kabul edilerek, hakkındaki mestekten çıkarma cezasının hukuka uygun olduğuna karar verilmesinin masumiyet karinesinin ihlali olduğu; işlemin hukuka aykırı, soyut ve dayanaksız olması nedeniyle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra; davacının temyize konu karar verildikten sonra kayda giren dilekçesinde talep ettiği adli yardım istemi hakkında, kararın temyizi aşamasında yargı harç ve giderlerinin yatırıldığı görüldüğünden karar verilmesine gerek; davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 07/12/2020 tarih ve E:2017/2460, K:2020/5601 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.