Esas No: 2021/1989
Karar No: 2022/507
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1989 Esas 2022/507 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1989 E. , 2022/507 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1989
Karar No : 2022/507
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 07/12/2020 tarih ve E:2016/58077, K:2020/5600 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin …tarih ve …sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 07/12/2020 tarih ve E:2016/58077, K:2020/5600 sayılı kararıyla;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacının yargılandığı …Ağır Ceza Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında davacının …nolu GSM hattı ile 04/10/2014-30/01/2015 tarihleri arasında ByLock uygulamasına bağlantı kurduğunun tespit edildiği; davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"nın incelenmesinden, davacı tarafından …GSM numarasından, …IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacının beyanları yönünden, davacının 2014 yılı HSYK seçimlerinde sözde bağımsız adayları desteklediğine ve diğer hususlara yönelik beyanlarının değerlendirilmesinden FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu HSK Genel Kurul kararının, disiplin cezası niteliğinde olan göreve son verme olduğundan, 2802 sayılı Kanun'da belirtilen usulün ve hakların tarafına uygulanması gerekir iken bu hakların tanınmadığı, savunma alınmaksızın işlem yapıldığından hukuka aykırı olduğu; hakkındaki idari yaptırım tasarrufuna 2802 sayılı Kanun koşullarıyla başlandığı ve aynı şekilde devamının getirilmesi gerektiği; davalı idarenin savunma hakkını tanımamasının ölçülülük ve gereklilik olarak görülemeyeceği, Anayasa ve AİHS'de güvence altına alınan adil yargılanma hakkına aykırı olduğu; davanın makul sürede sonuçlanmadığı; davalı idarenin cevap dilekçesi ve ekleri vekile tebliğ edildiği hâlde asile tebliğ edilmemesinin silahların eşitliği ilkesine uyulmadığını gösterdiği; dava konusu kararlarda kişiselleştirme yapılmadığı, davalı cevap dilekçesi ekinde sunulan belgelerin meslekten çıkarma sonrası tesis edilen işlemler olduğu, işleme dayanak yeterlilikte belgeler olmadığı; irtibatlı ve iltisaklı olduğuna dair en ufak bir delilin bulunmadığı, bu durumun özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz, masumiyet karinesi, cezaların geriye yürümezliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiği; HSK seçimleri ile ilgili beyanlarından sonuç çıkarılmasının ve meslekten çıkarılmasına gerekçe kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu; ceza dosyasındaki tek delilin “bylock tespit tutanağı” olduğu, bu delile nasıl ulaşıldığının ise şaibeli olduğu, neye dayanılarak tespitlerin yapıldığının hukuki çerçevede teyit edilemediğinden hukuka aykırı olduğu ve kullanılamayacağı, bu programı kullanıp kullanmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, programın kullanıcı adı, şifresi, grubun kimlerden oluştuğu, yazışmaların içeriği gibi hususların aydınlatılmadığı, ceza yargılamasında hakkında verilen kararın bozulacağı, kesinleşmenin beklenerek karar verilmemesinin masumiyet karinesine ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu; meslekten çıkarma kararının özel hayatı ihlal etmediği kanaatine varılmasının, bu sebeple diğer hak ihlallerinin göz ardı edilmesinin hukuk devletinde kabul edilemeyeceği; 667 sayılı OHAL KHK'sı ile getirilen “irtibatlı/iltisaklı olma hâli”nin muğlak bir ifade olduğu, kanunda bulunması gereken öngörülebilirlik niteliğini taşımadığı, OHAL KHK'ları ile kalıcı ve sürekli etki yapan tedbirlerin alınamayacağı; HSK'nın bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda şüphelerin bulunduğu, kararı veren kurul ile itirazen inceleyecek kurulun aynı olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu; dosyada aile bireylerine ilişkin SGK kayıtlarının bulunmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu, OHAL döneminde idarece yapılan işlemlerde gerekliliğin ve ölçülülüğün sınırları aşıldığından ve kalıcı tedbirlere başvurulduğundan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği, yoksun kaldığı parasal hakların ve özlük haklarının iadesine karar verilmemesinin mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiği, ödeme gücü bulunmadığından mahkeme giderlerinin ve avukatlık ücretinin aleyhe yükletilmesinin adalete erişim hakkını engellediği, davanın açıldığı tarihten itibaren adli yardım talebinin kabulüne ve başlangıçta ödemiş olduğu yargılama giderlerinin ve harç bedellerinin tarafına iadesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra; davacının temyiz dilekçesinde talep ettiği adli yardım istemi hakkında, temyiz aşamasında yargı harçlarının davacı tarafından yatırıldığı ve daha evvel davacının yatırdığı posta gideri avansının yapılacak tebligatlar için yeterli olduğu görüldüğünden bu hususta karar verilmesine gerek görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 07/12/2020 tarih ve E:2016/58077, K:2020/5600 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.