Esas No: 2021/2127
Karar No: 2022/518
Karar Tarihi: 17.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2127 Esas 2022/518 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2127 E. , 2022/518 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2127
Karar No : 2022/518
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av.
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 11/03/2021 tarih ve E:2017/835, K:2021/634 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ve 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) 3 ve 4/2. maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 11/03/2021 tarih ve E:2017/835, K:2021/634 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay ... Ceza Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 13 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına ve diğer hususlara yönelik yukarıda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer hususlar yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Yargıtay üyeliğine atanması hususunun, diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 667 sayılı KHK'nin 3/1. maddesi uyarınca meslekten çıkarılmasına ilişkin kararı vermekle yetkili mercii Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu olduğundan, davalı idarece tesis edilen işlemin yetki gasbı niteliğinde olduğu, hakkında disiplin soruşturması yapmaya yetkili tek kurulun Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu olduğu, olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde, olağanüstü hale neden olan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceğinden, 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4/2. maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğu, meslekten çıkarma kararınına dayanak dosya içeriğine ulaşamadığı gibi usulüne uygun savunmasının da alınmadığı, bu itibarla silahların eşitliği ve çelişme ilkesinin gerçekleştirilmediği, dava konusu işlemin, ceza hukuku anlamında bir ceza olması nedeniyle ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin sağlanması gerektiği, 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4. maddelerinde yer alan düzenlemeler muğlak olduğundan hukuki öngörülebilirlik ve ulaşılabilirlik ilkesine aykırı olduğu, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ile suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, dava konusu kararlarda kişiselleştirme yapılmadığından suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği, meslekten çıkarıldığı tarih itibarıyla hakkında somut herhangi bir delil bulunmadığı, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, söz konusu ifadelerin baskı ve hukuka aykırı vaatlerle elde edildiği, dolayısıyla aldatıcı vaatlere dayalı olarak verilen beyanların dikkate alınamayacağı, ayrıca tanık beyanlarının soyut, muğlak, kendi içinde çelişkili ve tutarsız olduğu, hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olmasına rağmen bu durumun dikkate alınmasının masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğurduğu, Dairece reddi hakim talebinin geri çevrilmesinin hukuka aykırı olduğu, Yargıda Birlik Derneği üyesi tetkik hakimlerinin ve Danıştay üyelerinin davadan çekilmeleri, aksi halde reddi hakim talebi hakkında karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafından, savunmaya cevap dilekçesinde Yargıda Birlik Derneği üyesi tetkik hakimlerinin ve Danıştay üyelerinin davadan çekilmeleri talebinde bulunulmuş, Dairece 09/07/2020 tarihli ara kararıyla, 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinde sayılan hakimin reddi sebeplerinden hiçbirine yer verilmediği gibi davacının yargılandığı ceza davasındaki tanık ifadelerinde yer alan bazı hususlardan hareketle soyut bir şekilde hakimin reddi talebinde bulunulduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca hakimin reddi talebinin geri çevrilmesine karar verilmiş ve davacı tarafından anılan karara karşı esas kararla birlikte temyiz başvurusunda bulunulmuş ise de, 6100 sayılı Kanun'un 41. maddesinde, "Reddi hakim talebine dayanak teşkil eden ret sebebinin ve ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş olması" halinde reddi hakim talebinin geri çevrilmesine karar verileceği hükme bağlandığından, davacının reddi hakim talebinin dayandığı sebebin dilekçede belirtilmemesi ve talebin soyut olması nedeniyle Dairece verilen reddi hakim talebinin geri çevrilmesine ilişkin kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 11/03/2021 tarih ve E:2017/835, K:2021/634 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2127
Karar No : 2022/518
ARA KARARI
... vekili Av. ... tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle müvekkilinin meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna karşı açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesince davanın reddi yolunda verilen 11/03/2021 tarih ve E:2017/835, K:2021/634 sayılı karara karşı temyiz isteminde bulunan davacı tarafından, Yargıda Birlik Derneği üyesi olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu üyeleri hakkında hakimin reddi isteminde bulunulduğundan gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Ret Sebepleri" başlıklı 36. maddesinde, "(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması.
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması." hükmüne yer verilmiş; 2577 Kanun'un "Danıştayda çekinme ve ret" başlıklı 56. maddesinin 4. fıkrasında da, "İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının toplanmasına engel olacak sayıda ret istemlerinde bulunulamaz ve çekinilemez." denilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden görüleceği üzere, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun toplanmasına engel olacak sayıda ret isteminde bulunulamayacağı açıktır. Kurulumuzun 17/02/2022 tarihli toplantısında Yargıda Birlik Derneğine üye olan beş üyenin bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle, Yargıda Birlik Derneği üyesi olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu üyeleri hakkındaki reddi hakim isteminin incelenmeksizin reddine, 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.