Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2012/214
Karar No: 2012/242

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/214 Esas 2012/242 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2012/214 E.  ,  2012/242 K.
  • SAĞLIK HIZMETININ YÜRÜTÜLMESI SIRASINDA MEYDANA GELEN MADDI VE MANEVI ZARARIN TAZMINI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : 1-A.B.  

                        2- S.B.

Vekili              : Av. İ.U.

Karşı Taraf    : 1- Sağlık Bakanlığı   (Adli Yargıda)

Vekili              : Av. E.G.

                        2- E.S.

Vekili              : Av. Metin Özbadem

                         Sağlık Bakanlığı   (İdari Yargıda) 

O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin ölen N.B.’in anne ve babası olduklarını, olay tarihinde müvekkile S.B. kızı Nuray"ı rahatsızlığı nedeniyle Siverek Devlet Hastanesinde, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olan Dr. E.S.’ya muayene ettirdiğini, reçetede adı geçen ilaçları alan müvekkili A.B.’in, reçetede yazılı ilaçları doktor olan davalıya gösterdikten sonra kullanmak üzere hastaneden ayrıldıklarını, müvekkillerin aldıkları ilaçlardan serumu takmak için doktorların yanında çalışmakta olan Şefik Kabadayı"ya gidip serumu taktırdıklarını, serumu taktırmasından 2 saat sonra hasta çocuğun fenalaşıp öldüğünü, bu olayla ilgili Siverek Asliye Ceza Mahkemesinde 2003/113 Esas sayılı görevi ihmal suretiyle ölüme sebebiyet vermek suçu ile dava açıldığını, Asliye Ceza Mahkemesinin dava dosyasını Sağlık Bakanlığı Yüksek Sağlık Şurasına gönderdiğini, Yüksek Sağlık şurası kararında da belirttiği gibi dehidratasyonu olan bebeğin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekirken, serum yazarak evine gönderen davalı doktorun 2/8 oranında kusurlu olduğuna karar verildiğini, diğer davalı Sağlık Bakanlığının da müvekkillerinin uğramış olduğu ­zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, zira davalı doktorun Bakanlık bünyesinde çalışan bir personel olduğunu, bu anlamda Bakanlığın, adam çalıştıranın sorumluluğu çerçevesinde sorumlu olduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın 12.8.2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 110.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. 

SİVEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 1.12.2011 gün ve E:2006/302, K:2011/1127 sayı ile, Anayasanın 129/5 maddesindeki "memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir" hükmü ile buna paralel olarak düzenlenmiş olan 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 13. maddesi hükmünün açık, net ve amir olması, bu düzenlemeler gereğince kamu görevinden dolayı zarar gören kişilerin ancak idare aleyhine idari yargıda dava açabileceği, kamu görevlisi aleyhine adli yargıda dava açılmasının ve açılacak bu davalarda kamu görevlisinin kişisel, kast veya kusurunun araştırılmasının mümkün olmaması, idari yargının görevine giren davaların kamu düzenine aykırı sonuç doğuracak şekilde adli yargıda görülemeyeceği, kamu görevlileri hakkında adli yargıda kişiler tarafından açılan tazminat davalarında kamu görevlisine yukarıda açıklanan gerekçelerle husumet yöneltilemeyeceğinden davalı E.S. yönünden davanın husumetten reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davalı E.S. yönünden davanın husumeten reddine, davanın, davalı Sağlık Bakanlığı yönünden yargı yolu bakımından Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacılar vekili hizmet kusuru nedeniyle oluştuğu ileri sürülen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 5.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 60.000,00 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA İDARE MAHKEMESİ: 3.4.2012 gün ve E:2012/856, K:2012/535 sayı ile, davanın açılma tarihinde (ve karar tarihinde) yürürlükte olan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Ölüm veya Vücut Bütünlüğünün Yitirilmesinden Doğan Zararların Tazmini Davalarında Görev" başlıklı 3. maddesinde, her türlü idari eylem ve işlemlerin yol açtığı kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemelerinin bakacağı hüküm altına alındığı, usul hukukunda görev kurallarının kamu düzeninden olduğu, bu nedenle görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı gibi, mahkemelerce bu durumun yargılamanın her safhasında re"sen dikkate alınması gerektiği, bu itibarla, Mahkemeleri nezdinde davanın açıldığı 9.3.2012 tarihinde ve iş bu kararın verildiği tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı Kanun"un 3. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözüm yeri adli yargı bünyesinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan, davanın Mahkemelerince incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı, gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacılar vekili verilen görevsizlik kararları nedeniyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacılar vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde adli yargı kararının kesinleşmiş bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından davalı Sağlık Bakanlığı yönünden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.           

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, hizmet kusuru nedeniyle davacıların çocuğunun hayatını kaybetmesi sonucu uğranıldığı öne sürülen maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 3. maddesinde, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemelerinin bakacağı hükmüne, geçici 1. maddesinde ise, bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağı hükmüne yer verilmiş, bu Kanunun 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin iptali amacıyla açılan davada, Anayasa Mahkemesi, 16.2.2012 tarih ve E:2011/35, K:2012/23 sayılı kararıyla: dava konusu kuralla, sadece kişinin vücut bütünlüğüne verilen maddi zararlar ile buna bağlı manevi zararların ve ölüm nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların tazmini konusunun kapsama alındığı ve bu tazminat davalarına bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine verildiği; buna göre, aynı idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerden kaynaklanan zararların kapsama alınmadığı; sorumluluk sebebi aynı olsa da bu zararların tazmini davalarının idari yargıda görülmeye devam edeceği; bu durumda, idarenin aynı yapı içinde aldığı kararın bir bölümünün idari yargıda bir bölümünün adli yargıda görülmesinin yargılamanın bütünlüğünü bozacağı; ayrıca iki ayrı yargı kolunda görülen davalarda, idarenin sorumluluğu, bu sorumluluğun kapsamı, idarenin tazmin yükümlülüğü konularında farklı sonuçlara ulaşabileceği; esasen idare hukukunda var olan hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk kavramlarının, kişilerin gördüğü zararların tazmininde kullanılan ve kişilerin idare karşısında korunma kapsamını genişleten kavramlar olduğu; idare hukukunda, idarenin hiçbir kusuru olmasa da sosyal risk, terör eylemleri, fedakarlığın denkleştirilmesi gibi kusursuz sorumluluğa ilişkin kavramlara dayanılarak kişilerin uğradığı zararların tazmin edilmesinin mümkün olduğu; özel hukuk alanındaki kusursuz sorumluluk hallerinin ise belirli konular için düzenlendiği ve sınırlı olduğu; idarenin idare hukuku esaslarına dayanarak tesis ettiği tartışmasız bulunan eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerden kaynaklanan zararlara ilişkin davaların idari yargı yerlerinde görülmesi gerektiği; bu nedenle, yukarıda belirtildiği gibi, aynı idari eylem, işlem veya sorumluluk sebebinden kaynaklanan zararların tazminine ilişkin davaların farklı yargı yerlerinde görülmesinde kamu yararı ve haklı neden olduğunun söylenemeyeceği gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.

Davacılar vekilince, müvekkillerinin zararının, kamu idaresi olan Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede görev yapan sağlık çalışanlarının sağlık hizmetini gereği gibi yürütmediğinden kaynaklandığı; dolayısıyla, idarenin doğan zarardan hizmet kusuru ilkesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu ileri sürülmüştür.

Bu duruma göre, hastanenin kamu hizmetini yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan bu davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nin 3.4.2012 gün ve E:2012/856, K:2012/535 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.11.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  
Abaküs Ya<ılım

Bu Site, Yüksek Yargı Kararlarına Herkesin "ÜCRETSİZ, KOLAY ve HIZLI" erişim hakkı olduğuna inandığımız için her zaman ÜCRETSİZ olacaktır.

Copyright ©2023 www.ictihatlar.com.tr. Tüm Hakları Saklıdır.


Avukat Web Sitesi