17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14410 Karar No: 2019/4300 Karar Tarihi: 08.04.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/14410 Esas 2019/4300 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalılardan Murat'ın şirketi zarara uğratmak ve mal kaçırmak amacıyla bağımsız bölümleri diğer davalı kardeşi Suat'a devrettiğini ve icra takibinin dayanağı olan senedin tasarrufun iptali istenen işlemlerin tarihinden önce keşide edildiğini iddia ederek tasarrufun iptali davası açmıştır. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır ve duruşmalara katılmamıştır. Davalı ... vekili ise alacaklının haciz konu olunan gayrimenkulde muvakkat veya kati haciz belgesinin olması gerektiğini savunmuş ancak davanın kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre hükmün usul ve yasaya uygun olduğuna karar verilerek davalı ... vekilinin temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda, borçlunun malvarlığı durumunu ve alacaklıya zarar verme kastını bildiği farz edilen kişilerden olduğu durumlarda tasarrufun iptali davasının kabul edileceği belirtilmiştir. Kararda, ayrıca şu kanun maddelerinden bahsedilmiştir: Türk Borçlar Kanunu madde 2 ve 158, İcra ve İflas Kanunu madde 85 ve Medeni Kanun madde 634.
17. Hukuk Dairesi 2016/14410 E. , 2019/4300 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısımen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı ... aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, bu takibin usulüne uygun kesinleştirildiğini, borçlunun hacze kabil malı olmadığının tespit edildiğini, davalı ..."ın bağımsız bölümleri diğer davalı kardeşi ..."a müvekkili şirketi zarara uğratmak ve mal kaçırmak kastıyla devir ettiğini, icra takibinin dayanağı olan senedin keşide tarihinin 23/07/2013, vade tarihinin ise 02/09/2013 tarihi olduğunu, tasarrufun iptali istenen işlemlerin tarihinin ise 22/11/2013 tarihi olduğunu, bağımsız bölümlerin davalılardan Murat"tan diğer davalı kardeşi Suat"a satış şeklinde yapılan tasarrufi işlemlerin iptalini talep etmiştir. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır. Davalı ... vekili, alacaklının elinde muvakkat veya kati haciz vesikasının olması gerektiğini, alacaklının borçlunun gayrimenkulüne haciz konulduğuna dair belgeyi sunduğunu, bir adet de 14/11/2014 tarihli haciz tutanağı sunduğunu, işbu tutanakta söz konusu adreste haczi kabil mal bulunmadığı ibaresinin bulunduğunu ancak bu tutanağın muvakkat haciz belgesi yerine geçmeyeceğini, müvekkilinin ivaz olarak diğer davalı kardeşi ve ona ait şirketin borçlarını ödediğini, davanın haksız olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu adına kayıtlı taşınmaza haciz konulduğunu, icra dosyasında aldırılan ve itiraz edilmeyerek kesinleşen 08/10/2014 tarihli kıymet takdiri raporuna göre taşınmazın değerinin borcu karşılamaya yeterli olmadığını, borçlunun hacze kabil başka malının bulunmadığını, üçüncü kişi davalı ..."ın davalı borçlu Murat"ın kardeşi, ikinci derece kan hısmı olduğu ve Kanun gereği borçlunun malvarlığı durumunu ve alacaklıya zarar verme kastını bildiği farz olunan kişilerden olduğu, davalı ..."in borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat edemediği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 512,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."ten alınmasına, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.