(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/8119 E. , 2012/1600 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, meyve-sebze tezgahtarı olarak çalışan davacıya disiplin kurulu üyelerinin karşı oyları ile verilen fesih cezasının adil ve dengeli bir ceza olmadığını, disiplinel olarak ikaz cezası, yevmiye kesme cezasından sonra fesih prosedürü uygulanabilecekken davacıya yevmiye kesme cezası verilmediğini, iş sözleşmesinin feshedildiğini, ayrıca Disiplin Kurulu Kararından önce müvekkilinin savunmasının alınmadığını, işverenin müvekkilinin iş sözleşmesini feshetmek üzere kötüniyetli ve haksız biçimde davrandığını belirterek; feshin geçersizliği ile iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili davacıya uyulması gereken çalışma yöntemleri ve işyeri kurallarının da kendisine tebliğ edildiğini, 23.04.2005 tarihinde mağazada yapılan stok kontrollerde meyve-sebze reyonunda son kullanma tarihi geçmiş yedi çeşit paketli ürün bulunduğunu, davacının bu konuda uyarılmasına rağmen buna riayet etmediğinin belirlendiğini, sözlü ve yazılı uyarı yapılmasına rağmen aynı şekilde hareket etmeye devam ettiğini, şirket kurallarına aykırı davranması ve verilen görevi yapmaması sebebiyle Disiplin Kuruluna sevk edildiğini, yapılan 24.12.2010 tarihli toplantıda görevi ihmal, imha iade prosedürüne uymaması nedeniyle iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının Tez-Koop İş Sendikası üyesi olduğu, Toplu İş Sözleşmesinin 70/c maddesinde işçiye verilecek disiplin cezalarının ikaz, ihtar, 3 gündeliğe kadar yevmiye kesme cezası ve işten çıkarma olarak belirlendiği, dolayısıyla belirtilen cezalar gözönüne alındığında davacının işten çıkarılmasının en son başvurulması gereken ceza olduğu, ancak feshin son çare olması ilkesi gözetilmediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından karar süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu sebeple iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayımızda; meyve-sebze tezgahtarı olan 22.12.2009-24.12.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışan davacının iş sözleşmesi mağazada yapılan stok kontrolünde reyonlarda son kullanma tarihi geçmiş yedi çeşit paketli ürün bulunduğu davacının bu konuda uyarılmasına ve görev hatırlatma yazısı tebliğ edilmesine rağmen davranışında düzelme olmadığından “migros satış mağazasında görevi ihmal, imha iade prosedürüne uymama nedeni ile 2 kez ikaz cezası almasına rağmen davranışlarında düzelme olmaması gerekçesi ile Disiplin Kurulunun oyçokluğu ile 4857 sayılı Kanun"un 25/2-h maddesi uyarınca haklı sebebe dayanılarak feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının görev hatırlatma yazısında gıda güvenliği kapsamında gıda ürünlerinin son kullanma tarihlerinin oldukça önemli olduğu belirtilmiş olmasına ve davacıya daha önce işinde yeterli dikkat ve özeni göstermediği ve reyonlarda son kullanma tarihi kontrollerini yapmadığı için ihtar verilmesine rağmen davacının yine son kullanma tarihini kontrol görevinde gereken özeni göstermediği tespit edilmiştir. Davacının davranışı fesih için haklı sebep boyutuna ulaşmamış ise de, geçerli sebep teşkil etmektedir. Mahkemece davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 82,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 09.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.