Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10591
Karar No: 2022/1741
Karar Tarihi: 17.02.2022

Danıştay 6. Daire 2020/10591 Esas 2022/1741 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/10591 E.  ,  2022/1741 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/10591
    Karar No : 2022/1741

    DAVACILAR :1-… Çevre Mühendisleri Odası
    2-… Odası
    VEKİLİ :Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) :… Bakanlığı
    VEKİLİ :Hukuk Müşaviri …
    DAVANIN KONUSU : 14/06/2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin; 4. maddesinin, 5. maddesinin, 6. maddesinin, 7/1. maddesinin (c), (ı), (i), (j), (g), (k) fıkralarının, 8/1, 8/2, 8/3, 8/8, 8/10, 8/11, 8/12. maddesinin, 9/1, 9/2, 9/4, 9/5. maddesinin, 11/1, 11/2, 11/3, 11/4. maddesinin, 12/3. maddesinin, 14/1. maddesinin (i), (g), ve (ğ) fıkralarının, 15/2, 15/3, 15/4. maddesinin, 16 ve 17. maddesinin, 19/1. maddesinin (ç) bendinin, 20/1 maddesinin (c) fıkrasının, 20/2 maddesinin (d) fıkrasının, 21/2 ve 21/5. maddesinin, 23/6. maddesinin (v) fıkrasının, 24/1, 24/3 maddesinin, 24/10. maddesinin (j) fıkrasının, 26/1, 26/2, 26/3 maddesinin, 24/6 maddesinin (d) fıkrasının, 26/7 maddesinin, 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30/1, 30/2, 30/3 maddelerinin, 31/1 maddesinin, 33/1 maddesinin, 36. maddesinin, Geçici 2. ve 3. maddelerinin, Ek-1d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekinin, Ek-2 Kentsel, Sosyal ve Teknik Altyapı ekinin iptali istenilmiştir.

    DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından aşağıda yer alan iddialarla Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin dava konusu edilen maddelerinin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
    DAVALININ SAVUNMASI: Davalı idare tarafından aşağıda yer verilen savunmalar ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2017 günlü, E:2014/6803, K:2017/11043 sayılı kararı ile dava konusu yönetmeliğin 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30.maddesinin 1.fıkrasındaki "alır" ibaresinin, Geçici 2.maddesinin ve Ek-2 tabloda yer alan sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin asgari standartlara yönelik kısımlarının iptaline, yönetmeliğin dava konusu diğer maddeleri yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 06/02/2020 günlü, E:2018/2316, K:2020/278 sayılı kararla, anılan kararın bir kısmının onanmasına, bir kısmının düzeltilerek onanmasına ve bir kısmının da bozulmasına karar verilmiştir.
    Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dava konusu yönetmeliğin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar planı Gösterimleri ekine ilişkin kısımlarına yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle usul ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bu kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacılar tarafından iptali istenilen 15. maddenin 2. fıkrasında yer alan "...ve benzeri konularda...", 3. fıkrasında yer alan "...çeşitlendirilebilir." ibareleri yönünden; planların yapılmasına ilişkin esasların, ilkelerin, plan unsurlarının açıklandığı düzenleyici metinlerde temel ilke ve esaslar belirlendikten sonra, ihtiyaç olabilecek her ayrıntının tek tek öngörülerek açıklanabilme olanağı bulunmadığı gibi sayma yöntemiyle yapılan bir düzenlemenin uygulamada yetersiz kalabileceği de açık olduğundan, örnekleme yöntemiyle yapılan ve benzer durumlarda çözüm olanağı sağlayan ibarelere yer verilmesinde planlama tekniğine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Davacılar tarafından, Ek-1d uygulama imar planı gösterimlerinde "şefkat evleri" alanı ve "pasif yeşil alan" olarak lejant konulduğu, ancak bu fonksiyonların içeriği, niteliği ve standartlarının tanımlanmadığı ileri sürülmüştür. Yönetmelik Ek-2 tabloda sosyal ve kültürel tesis alanları için standartlar belirlenmiştir. Yönetmelikte her bir kullanım için ayrı ayrı standart öngörülmeyip, ihtiyaç doğrultusunda ayrılacak alanın niteliğine göre belirleneceği açık olduğundan, fonksiyonun Ek-1d gösteriminde yer veriliş şeklinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Bu itibarla dava konusu yönetmeliğin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d uygulama İmar planı gösterimleri ekine ilişkin kısımlarına yönelik davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
    DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ :
    14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin; 4. maddesinin, 5. maddesinin, 6. maddesinin, 7/1. maddesinin (c), (ı), (i), (j), (g), (k) fıkralarının, 8/1, 8/2, 8/3, 8/8, 8/10, 8/11, 8/12. maddesinin, 9/1, 9/2, 9/4, 9/5. maddesinin, 11/1, 11/2, 11/3, 11/4. maddesinin, 12/3. maddesinin, 14/1. maddesinin (i), (g), ve (ğ) fıkralarının, 15/2, 15/3, 15/4. maddesinin, 16 ve 17. maddesinin, 19/1. maddesinin (ç) bendinin, 20/1 maddesinin (c) fıkrasının, 20/2 maddesinin (d) fıkrasının, 21/2 ve 21/5. maddesinin, 23/6. maddesinin (v) fıkrasının, 24/1, 24/3 maddesinin, 24/10. maddesinin (j) fıkrasının, 26/1, 26/2, 26/3 maddesinin, 24/6 maddesinin (d) fıkrasının, 26/7 maddesinin, 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30/1, 30/2, 30/3 maddelerinin, 31/1 maddesinin, 33/1 maddesinin, 36. maddesinin, Geçici 2. ve 3. maddelerinin, Ek-1d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekinin, Ek-2 Kentsel, Sosyal ve Teknik Altyapı ekinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve dava konusu yönetmeliğin 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30.maddesinin 1.fıkrasındaki "alır" ibaresinin, Geçici 2.maddesinin ve Ek-2 tabloda yer alan sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin asgari standartlara yönelik kısımlarının iptaline, yönetmeliğin dava konusu diğer maddeleri yönünden ise davanın reddine ilişkin bulunan 20/10/2017 günlü, E:2014/7316, K:2017/11063 sayılı kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 06/02/2020 günlü, E:2018/2569, K:2020/279 sayılı kararla, anılan kararın bir kısmının onanmasına, bir kısmının düzeltilerek onanmasına ve bir kısmının da bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, bozma kararı üzerine dosya incelendi:
    Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Danıştay Altıncı Dairesi kararında, dava konusu yönetmeliğin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar planı Gösterimleri ekine ilişkin kısımlarına yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle usul ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bu kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin Planın unsurları başlıklı 15. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen özel uzmanlaşma bölgeleri kavramı, özel kanunlar ile belirlenen gelişme odak ve koridorları, lojistik köyler, üretim bölgeleri (endüstri bölgeleri, serbest bölgeler gibi) bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri gibi alanları; özel koşullarla tanımlanan alanlar kavramı ise, yine özel kanunları gereğince korunması gereken tarım alanları, su kaynakları, koruma statülü alanlar, orman alanları gibi alanları ifade etmektedir. Mekânsal Strateji Planlarının içeriğini oluşturan unsurlar ve bu planların hazırlanması sürecinde elde edilecek veriler ile yapılacak analizlerin plan yapımı aşamasında, planı yapılacak alanın özellikleri, öncelikleri, sorunları, bölgenin konumu, yakın çevresiyle ilişkileri ve etkileşimi ile diğer bölgelerden ayrıştıran unsurları göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğinden, bu kapsamda genel bir tanımlama getirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Davacılar tarafından iptali istenilen 15. maddenin 2. fıkrasında yer alan "...ve benzeri konularda...", 3. fıkrasında yer alan "...çeşitlendirilebilir." ibareleri yönünden; Mekansal planların kapsadıkları alan, amaç ve ölçekleri gözönünde bulundurulduğunda, planların coğrafi, ekonomik, iklimsel, kültürel yönlerden farklılıklar taşıyabileceği, planlama sürecinde farklı etüt, analiz, çalışma gerektireceği, aynı plan kapsamında bile farklı disiplinlerin birarada bulunabileceği, bu durumda da alan statüsüne göre gerekli etüt, analiz, veri ve çalışmaların farklılıklar gösterebileceği gözönünde bulundurulduğunda, planların yapılmasına ilişkin esasların, ilkelerin, plan unsurlarının açıklandığı düzenleyici metinlerde temel ilke ve esaslar belirlendikten sonra, ihtiyaç olabilecek her ayrıntının tek tek öngörülerek açıklanabilme olanağı bulunmadığı gibi sayma yöntemiyle yapılan bir düzenlemenin uygulamada yetersiz kalabileceği de açık olduğundan, örnekleme yöntemiyle yapılan ve benzer durumlarda çözüm olanağı sağlayan ibarelere yer verilmesinde planlama tekniğine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Davacılar tarafından, Ek-1d uygulama imar planı gösterimlerinde "şefkat evleri" alanı ve "pasif yeşil alan" olarak lejant konulduğu, ancak bu fonksiyonların içeriği, niteliği ve standartlarının tanımlanmadığı iddia edilmektedir. Yönetmeliğin 5/1-j maddesinde, sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı fonksiyonlarda hizmet vermek üzere ayrılan alan olarak tanımlanan sosyal tesis alanları arasında şefkat evleri de sayılmış olup, uygulamada özellikle büyükşehirlerde şehir dışından gelip sağlık kurumlarında tedavi gören ve maddi olanağı kısıtlı olan hasta ve hasta yakınlarının yararlanmasına yönelik olarak ayrılan alanları ifade etmektedir. Yönetmelik Ek-2 tabloda sosyal ve kültürel tesis alanları için standartlar belirlenmiştir. Bu kapsamda, her bir kullanım için ayrı ayrı standart öngörülmeyip, ihtiyaç doğrultusunda ayrılacak alanın niteliğine göre belirleneceği açık olduğundan, fonksiyonun Ek-1d gösteriminde yer veriliş şeklinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yine yönetmeliğin 5/1-i maddesinde sosyal altyapı alanları tanımında açık ve yeşil alanlar tanımlanmak suretiyle aktif yeşil alanlar belirlenmiş, Ek-2 tabloda da bu alanlara yönelik standartlar gösterilmiştir. Pasif yeşil alanlar ise, kişilerin kullanımına açık olmayan, yapılaşma öngörülemeyen, mezarlık, askeri yeşil alan, trafik adaları gibi alanları ifade ettiğinden, belli bir standarta tabi tutulması mümkün olmayıp imar planlarında belirtilen alanlar olması nedeniyle, düzenlemede bu haliyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle, dava konusu yönetmeliğin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekine ilişkin kısımlarına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra, 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/02/2020 günlü, E:2018/2596 K:2020/279 sayılı, "Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2017 günlü, E:2014/7316 K:2017/11063 sayılı kararı ile dava konusu yönetmeliğin 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30.maddesinin 1.fıkrasındaki "alır" ibaresinin, Geçici 2.maddesinin ve Ek-2 tabloda yer alan sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin asgari standartlara yönelik kısımlarının iptali, yönetmeliğin dava konusu diğer maddeleri yönünden ise davanın reddine ilişkin kararının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekine yönelik kısımlarının bozulması, Yönetmeliğin 11. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "veya" ibaresine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması, kararın diğer kısımlarının onanması" yolundaki kararının bozmaya ilişkin kısmı yönünden dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY:Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, 14/06/2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    Bunun üzerine davacılar tarafından Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin; 4. maddesinin, 5. maddesinin, 6. maddesinin, 7/1. maddesinin (c), (ı), (i), (j), (g), (k) fıkralarının, 8/1, 8/2, 8/3, 8/8, 8/10, 8/11, 8/12. maddesinin, 9/1, 9/2, 9/4, 9/5. maddesinin, 11/1, 11/2, 11/3, 11/4. maddesinin, 12/3. maddesinin, 14/1. maddesinin (i), (g), ve (ğ) fıkralarının, 15/2, 15/3, 15/4. maddesinin, 16 ve 17. maddesinin, 19/1. maddesinin (ç) bendinin, 20/1 maddesinin (c) fıkrasının, 20/2 maddesinin (d) fıkrasının, 21/2 ve 21/5. maddesinin, 23/6. maddesinin (v) fıkrasının, 24/1, 24/3 maddesinin, 24/10. maddesinin (j) fıkrasının, 26/1, 26/2, 26/3 maddesinin, 24/6 maddesinin (d) fıkrasının, 26/7 maddesinin, 27/1 maddesinin (f) fıkrasının, 30/1, 30/2, 30/3 maddelerinin, 31/1 maddesinin, 33/1 maddesinin, 36. maddesinin, Geçici 2. ve 3. maddelerinin, Ek-1d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekinin, Ek-2 Kentsel, Sosyal ve Teknik Altyapı ekinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    İdarelerin, yönetmeliklerle yapacakları düzenlemelerin üst kurallara aykırı olmaması; düzenlemenin yasalarla idarelere tanınan yetkiler çerçevesinde ve yasayla belirlenen sınırlara bağlı olarak, tamamlayıcı, açıklayıcı ve üst normların uygulanmasına yönelik olması gerekmektedir.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 1. maddesinde; bu Kanunun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlendiği, 2. maddesinde; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapılar bu Kanun hükümlerine tabi olduğu; 3. maddesinde; herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılmasının mümkün olmadığı; 5. maddenin son fıkrasında; bu Kanunda adı geçen diğer tanımların Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği; 8. maddesinde de; Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulmasına ilişkin usul ve esaslar ile planların yapımına dair ilkelere yer verilmiş; 1/ç bendinde yer alan: “Bakanlıkça belirlenen tanımlar ve esaslara göre hazırlanıp onaylanan halihazır haritalar, plan, plan değişikliği ve revizyonları" ifadesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tanım ve esas belirleme yetkisi ayrıca gösterilmiştir.
    Anılan Yasanın Yönetmelik başlıklı 44. maddesinin I) fıkrasının f) bendi; imar planı yapımı ve değişiklikleriyle ilgili kriterlerin tespiti ve imarla ilgili diğer hususların; b) bendi; imar planlarında okul, ibadet yeri, sağlık, spor, sosyal ve kültürel tesisler ile kamu kuruluşlarının yapıları için ayrılacak yerler ve bu konu ile ilgili diğer hususların; i) bendi de; yerleşme alanlarıyla ilgili genel esasların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi gerektiği kuralını getirmiştir.
    Dava konusu işlem tarihinde yürürülükte olan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 37. maddesinin 1. fıkrasına göre, mevzuatta Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yapılmış olan atıflar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yapılmış sayıldığından, 3194 sayılı Yasada Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilen görevlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri olarak kabulü gerekmektedir.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı KHK’nin 2. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri, 7. maddesinde ise Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri düzenlenmiştir. 2. maddenin 1. fıkrasının a) bendiyle: “Yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair imar, çevre, yapı ve yapım mevzuatını hazırlamak”; 648 sayılı KHK’nin 1. maddesiyle değişik ç) bendiyle de: “Her tür ve ölçekteki fiziki planlara ve bunların uygulanmasına yönelik temel ilke, strateji ve standartları belirlemek” konularında görevlendirilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimi olan Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü de 7. maddesinin 1/b), c) ve ı) fıkralarıyla “Kentlerde ve kırsal alanlarda arazi kullanımına ilişkin temel ilke, strateji ve standartları belirlemek ve uygulanmasını sağlamak” ve “Havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek” ile "Her tür ve ölçekteki fiziki planların birbirleriyle uyumunu ve mekânsal strateji planları hedeflerine ve kararlarına uygunluğunu sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak" üzere görevli kılınmıştır.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler, bir yıl içinde yürürlüğe konulur. Bu düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." kuralına yer verilmiştir.
    Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 3194 sayılı İmar Kanununda yerleşme alanları ile düzenleme yapmak yetkisinin yanı sıra, 644 sayılı KHK'ya göre yerleşme alanları, kentsel ve kırsal alanlarda arazi kullanımına ilişkin ilke ve standart belirleme, her tür ve ölçekteki planlarla ilgili temel ilkelerin belirlenmesine ilişkin görev, yetki ve sorumlulukları kapsamındaki özel kanun kurallarına aykırı olmayan düzenlemeler de dava konusu Yönetmeliğin dayanağını oluşturacaktır.
    Bu hukuki çerçevede, her tür ve ölçekteki mekânsal planlar ile bu planlara ilişkin revizyon, ilave, değişikliklerin yapılmasına ve incelenmesine, mekânsal planlar ile özel amaçlı plan ve projelere yönelik usul ve esasları kapsamak üzere; 3194 sayılı Yasanın 5., 8. ve 44. maddeleri ile 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesine dayanılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği (kararda baş harfleri kısaltmasıyla anılacaktır: MPYY) yayımlanarak yürürlüğe konulmuş; 02.11.1985 tarihli, 18916 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile 11.11.2008 tarihli, 27051 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik de yürürlükten kaldırılmıştır. "
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İnceleme; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile getirilen kurallar, dava dilekçesindeki iddia ile davalı idarenin savunmasını içerecek şekilde ve İdari Dava Daireleri Daireleri Kurulunun 06/02/2020 günlü, E:2018/2569, K:2020/279 sayılı kararında Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ekine dair bozmaya ilişkin kısmına yönelik olarak maddeler halinde yapılmıştır.
    MPYY MADDE 15. MADDE 2. VE 3. FIKRA İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME :
    Yönetmeliğin Planın unsurları başlıklı 15. maddesinin 2., 3. fıkraları yönünden fıkralarının iptali istenilmektedir. Bu fıkralarda:
    “(2) Yerleşmeler sistemi ve kentleşme, ulaşım sistemi, su, risk, altyapı, ekonomi ve özel uzmanlaşma bölgeleri, geliştirilmesi kısıtlı veya özel koşullarla tanımlanan alanlar, özel ilkeler doğrultusunda planlanması gerekli alanlar ve benzeri konularda sektörel ve tematik karar paftaları hazırlanır.
    (3) Bölge mekânsal strateji planları hazırlanırken, bölgenin özellikleri gözetilerek sektörel ve tematik pafta konuları çeşitlendirilebilir." kuralları yer almaktadır.
    Dava dilekçesinde; 15. maddenin 2. fıkrasında belirtilen "özel koşullar ve özel ilkelerinin ne olduğunun anlaşılamadığı, risk açısından bir tanım yapılmışken aynı zamanda "özel uzmanlaşma bölgeleri" gibi sınırsız ve belirsiz bir kullanım tarifinin aynı tanım içinde kullanıldığı, bu kavramların açık ve net olarak tanımlarının yapılması gerektiği, bu yaklaşımın planın kamu yararına üretilmesi ilkesine aykırı olduğu, mekânsal planların nasıl yapılacağını tarif eden bir yönetmeliğin daha kesin ifadelerle, tereddüde yer bırakmaksızın açık ifadeler ile yazılması gerekirken idarenin yada planı yapanların insiyatifine bırakılmasının planlama esaslarına teknik gerekliliklerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    Savunmada; özel uzmanlaşma bölgeleri ile; gelişme odak ve koridorları, lojistik köyler, üretim bölgeleri (endüstri bölgeleri, ileri teknoloji bölgeleri, serbest bölgeler, bilişim vadileri, OSB'ler) bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri gibi alanlara vurgu yapıldığı, özel koşullarla tanımlanan alanlar ifadesiyle de; korunacak tarım alanları, su kaynakları, koruma statülü alanlar, orman alanları, korunması gereken ekolojik sistemler, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinin kastedildiği, başka bir ifadeyle, mekânsal strateji planının Yönetmeliğin 4. maddesinde tanımlandığı, bu tanımda yer alan ve planın unsurları olan konuların neler olduğu ise Yönetmeliğin 15. maddesinde açıklanmış ve bu unsurların hazırlanması sırasında kullanılacak olan veriler, dikkate alınacak olan alanlar ve hususlar da 17. maddesinde bütüncül bir yaklaşımla ve açıklayıcı nitelikte ele alındığı, bu açılardan davacının iddialarının dayanaktan yoksun olduğu, ayrıca Yönetmeliğin 15. ve 17. maddelerinin, Mekânsal Strateji Planların içeriğini oluşturan unsurlar ve bu planların hazırlanması sürecinde elde edilecek veriler ile yapılacak analizlerinin belirlenmesine ilişkin olarak 4. maddesindeki tanım gereği, bu planların ülke bütünü veya gerekli görülen bölgelerde yapılacağından, planın unsurları ile veri yapısı ve analizlerinin plan yapımı aşamasında, planı yapılacak alanın "öncelikleri, imkanları, sorunları, fırsatları, tehditleri, bölgenin konumu, yakın çevresiyle ilişkileri ve etkileşimi ile diğer bölgelerden ayrıştıran özgün unsurları" göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekliliği nedeniyle bu kapsamdaki bir planın unsurları, veri yapısı ve analizlerinin Yönetmelik ile sınırlandırılmasının mümkün olmadığı, 15. maddenin 2. ve 3. fıkrasındaki düzenlemelerin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
    Dairemizce yapılan değerlendirme;Dava dilekçesinde 14. maddenin 1. fıkrasının (i), (g) ve (ğ) bentleri, 15. maddenin (2), (3) ve (4). fıkraları ile 16 ve 17. maddelerin tümünün iptali istenilmiştir.Bu maddeler Yönetmeliğin “Mekânsal Strateji Planlarına Dair Esaslar” başlıklı Beşinci Bölümü altında yer almakta ve Planlama ilkeleri ve esasları, Planın unsurları, Uygulama ve izleme ile veri yapısı ve analizler başlığını taşımaktadır. Bu istemler hakkında 4. maddenin 1. fıkrasının Mekansal Strateji Planları başlıklı (ı) bendi kapsamında Dairemizce daha önce 20/10/2017 günlü, E:2014/6803, K:2017/11043 sayılı kararda:
    "Mekânsal strateji planı (Madde 4/1-ı) : Yönetmelikle ilk kez yapılan tanımlardan biridir. Buna göre: “Ülke kalkınma politikaları ve bölgesel gelişme stratejilerini mekânsal düzeyde ilişkilendiren, bölge planlarının ekonomik ve sosyal potansiyel, hedef ve stratejileri ile ulaşım ilişkileri ve fiziksel eşiklerini de dikkate alarak değerlendiren, yer altı ve yer üstü kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasına, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunmasına ve geliştirilmesine, yerleşmeler, ulaşım sistemi ile kentsel, sosyal ve teknik altyapının yönlendirilmesine dair mekânsal stratejileri belirleyen, sektörlere ilişkin mekânsal politika ve stratejiler arasında ilişkiyi kuran, 1/250.000, 1/500.000 veya daha üst ölçek haritalar üzerinde şematik ve grafik dil kullanılarak hazırlanan, ülke bütününde ve gerekli görülen bölgelerde yapılabilen, sektörel ve tematik paftalar ve raporu ile bütün olan plan” mekansal strateji planı olarak ifade edilmiştir.
    644 sayılı KHK'nin 2/d maddesinde; Mekânsal strateji planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak suretiyle hazırlamak ve mahalli idarelerin plan kararlarının bu stratejilere uygunluğunu denetlemek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri arasında sayılmış; 7/1/a) maddesinde; Yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak ve ı) bendinde; Her tür ve ölçekteki fiziki planların birbiriyle uyumunu ve mekânsal strateji planları hedeflerine ve kararlarına uygunluğunu sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak; 7/2 fıkrasında da; Çevre düzeni planlarının Bakanlıkça belirlenen mekânsal strateji planlarına, imar planlarının ise mekânsal strateji planlarına veya çevre düzeni planlarına aykırılığının tespit edilmesi halinde ilgili idareler Bakanlıkça verilen süre içerisinde aykırılıkları gidermek Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğüne görev olarak verilmiştir.
    3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin d) fıkrası ile 644 sayılı KHK’da mekansal strateji planlarının unsurlarına yer vermiştir. Mekansal strateji planları; yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön vermesi, her tür ve ölçekteki fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil etmesi, arazi kullanımı ve yapılaşma hedeflerine ve kararlarına uyulması zorunlu, uygunluğun sağlanması gereken, plan kademelenmesindeki en üst ölçekli mekansal plandır.
    Planlama disiplininde stratejik mekansal planlama yaklaşımının artan bir ilgi görmesi sonucunda, mekansal strateji planı kavramı adıyla imar mevzuatına da yansımıştır. Planlama Disiplininde stratejik mekansal planlama tanımının iki temel özelliğinin; üretilen planın, fiziksel boyutunun yanı sıra, mekanın iktisadi, toplumsal, çevresel, kültürel hatta kurumsal boyutlarına ilişkin stratejileri içermesi (çok sektörlülük özelliği); planlama sürecinin ise, kamu sektörü, özel sektör, akademi, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları gibi yerel kesimlerin aktif katılımına olanak tanıması (çok paydaşlılık özelliği) olduğu; stratejik mekansal planların arazi-kullanım planlarının alternatifi olmadığı, mekana ilişkin genel gelişim stratejilerini tarif eden ve bu niteliğiyle alt ölçekli planlara yol gösteren çerçeveler oluşturduğu, arazi-kullanım planlarının bu genel çerçeveyi gözeterek hazırlandığı, stratejik planların arazi kullanım süreçlerine doğrudan müdahale etmeyen ve ayrıntılı arazi-kullanım kararlarını (biçim, yoğunluk, yükseklik gibi) içermeyen, bundan ziyade arzulanan geleceğe (vizyona) ulaşmak için genel gelişme yönünün ne olacağı ve paydaşların bu süreçte nasıl yer alacağını tanımlayan plan olarak yer verilmektedir (Gedikli, B. (2012). Stratejik Mekansal Planlama.. M. Ersoy, (Ed.), Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük (Birinci Basım) içinde (s.403-404). Ankara: Ninova Yayınları).
    Mevzuatta yapılan düzenlemelerden önce; planlama kuramındaki yeni planlama yaklaşımlarının da ele alınarak mekansal planlama sistemi için öneri içeren çalışmalara bir örnek de Kentleşme Şurasıdır. “Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı Hazırlama Projesi (KENTGES)” başta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşların çalışmalarına temel teşkil etmesi amacıyla 04-07 Mayıs 2009 tarihlerinde düzenlenen Kentleşme Şurası komisyonlarından biri de Mekansal Planlama Sistemi ve Kurumsal Yapılanma Komisyonudur.
    Mekansal Planlama Sistemi ve Kurumsal Yapılanma Komisyonu Raporu; çok boyutlu yapısıyla planlamayı, yalnızca fiziksel düzenleme aracı değil, sosyal, ekonomik, kültürel gelişmenin ve doğal, kültürel değerlerin korunmasının araçlarını ortaya koyan, ortaklıkları sağlayan ve ortak geleceğin tanımlanmasında ve yaşama geçirilmesinde birleştirici, dinamik ve sürekliliği olan bir süreç olarak tanımlamakta, ulusal ve bölgesel ölçekte katılımcı bir süreçle oluşturulan planlama politikaları, planlama sürecinde yönlendirici olurken, yerel kendi özgün değerleri ve dinamikleriyle ve aynı kapsam ve içerikteki planlama süreçleriyle kendi gelecek vizyonunu oluşturabilecek ve yerel gelişimini sağlayabilecek, bu kapsamdaki bir planlama yaklaşımının, odağına yalnızca kentleri almayacak; kırsal yerleşimleri, kır-kent bütünlüğü içinde ve kırsal kalkınmayı hedefleyerek ve bunun araçlarını ve ortaklıklarını sağlayacak boyutu da içerecek nitelikte ele almaktadır. Raporda, planlama anlayışının başlangıç noktası; yaşanmakta olan sürece, sürdürülebilir, yaşanabilir ve hakçalık ilkelerini sağlayacak yaşam çevreleri yaratmaya dönük bir müdahale çabası olarak açıklanmakta ve bu çabanın yeni bir yönetim anlayışının yanı sıra yeni bir planlama anlayışını da beraberinde getirdiğini ifade etmektedir (s.36).
    Komisyon çalışmalarında; yeni bir planlama sistemi önerisinin geliştirilmesinde, ülkemizde planlamaya ilişkin mevcut sorunların niteliği; planlama kuramı yazınında yer bulan yeni planlama yaklaşımları; dünyada farklı ülkelerce deneyimlenmiş olan planlama pratikleri; yaklaşık olarak altmış yıldır ülkemizde yaşanmakta olan planlama deneyimi, birikimi ve sonuçları göz önüne alındığı ifade edilmekte; 23 ana sorun alanı listelenmekte ve Öneri Mekânsal Planlama Sistemi ve Kurumsal Yapısına İlişkin Stratejiler başlığı altında Ülke, Bölge-Alt Bölge, Kentsel Bölge, İl düzeylerinde “mekânsal strateji planı” geliştirilmesi önerilmekte ve bunun devamında uygulama planları ve projeleri ile yeni yapılanmaya yönelik olarak geliştirilen stratejileri listelemektedir (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı. (2009) Kentleşme Şurası 2009 Mekansal Planlama Sistemi ve Kurumsal Yapılanma Komisyonu Raporu-1. Ankara. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Kentleşme Şûrası Genel Sekreterliği.)
    Raporda; günümüz planlama pratiğinde mekânsal planlamanın, imar planıyla eşdeğer kılınması, imar planlarının da iki boyutlu ve yalnızca arazi ve arsa düzenlemesi ve yapılanma koşulları belirlenmesi düzeyine indirgenmiş olması sonucunda, monoton, estetik kaliteden yoksun, kimliksiz yaşam çevrelerinin üretilmesine neden olduğu eleştirisi yapılmakta (s.31); yaşam çevrelerinin fiziki gelişiminin yönlendirilmesinde, yerel mimari kimlik, yerleşim dokusunun özellikleri, yerel doğal peyzaj değerleri, yöre yaşayanlarının gereksinimlerinin çok dikkatle analiz edilmesi ve bu analizlere dayanarak, yerel değerlere ve doğal peyzaja uygun, kentsel yaşam çevre kalitesi yüksek, üçüncü boyut duyarlılığına sahip kentsel mekanlar oluşturulması; yerleşimin sokakları, meydanları, konut alanları, çarşıları, ağaçları, yaya yolları, konut gelişme alanları ayrıntılı olarak ve özenle katılımcı bir süreçle tasarlanması önerilmektedir (s.59).
    Mekansal Planlama Sistemi ve Kurumsal Yapılanma Komisyonu Kentleşme Şurasına; bölgesi içinde giderek öne çıkan, belli sektörlerde dünya ile entegrasyonu artan, dinamik bir toplum yapısına sahip, aynı zamanda çok önemli ekonomik, sosyal, kültürel ve çevre sorunlarıyla da karşı karşıya olan ülkenin, ulaşımdan, enerji gereksiniminin sağlanmasına, sanayi yığılmalarından, bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesine, küresel iklim değişikliği ve ülkenin çölleşme riskinden, doğal afetler ve deprem riskiyle baş edebilmeye dek, birbirini bütünleyen ve ülkenin gelecek vizyonu ile örtüşen bir ülke mekânsal stratejisinin olmaması bir eleştiri olarak sunulmaktadır (s.37).
    Komisyon Raporuna göre; mekansal stratejik plan için ikinci düzey olarak; ülke düzeyinde geliştirilmiş olan ülke mekânsal stratejileri doğrultusunda bazı yeni büyüme odaklarının yaratılması, yeni enerji koridorlarının, yeni lojistik merkezlerin ve yeni sanayi kümelenmelerinin geliştirilmesi söz konusu olacağından, bu gelişimden etkilenecek yerleşimler ve onlarla ekonomik, sosyal ve fiziksel olarak karşılıklı etkileşim içinde bulunacak kentsel ve kırsal alanların, bir bölge veya alt bölge olarak tanımlanabileceği ve sahip olduğu çok özel doğal ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesine dönük olarak benimsenmiş üst ölçekli stratejilere paralel olarak, bu doğal alanlar ve bu alanda veya yakınında yer alan ve etkileşim içinde olan kentsel ve kırsal yerleşim alanları da bir alt bölge olarak tanımlanabilecektir.
    Yasal düzenlemelerde, plan kademelenmesindeki en üst ölçekli mekansal plan olarak belirlenen, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden mekansal strateji planlarına ait esaslar MPYY’nin Beşinci Bölümünün 13 ila 17. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
    Dava konusu edilmeyen Planlama alanı başlıklı 13. maddesinin 1/a) fıkrasında, bu planın ülke bütünü ile karasuları ve münhasır ekonomik bölgeleri kapsayacak şekilde ülke düzeyinde hazırlanacağı öngörülürken 1/b) fıkrası: Metropoliten bölgeler, gelişme odakları, yeni kentler, gelişme koridorları, üretim, arz ve tüketim akımları ve ilişkileri, kentsel ve bölgesel ağlar, yerleşmelerin yoğunluğu, ulaşım ilişkileri ve fiziksel eşikler gibi etkenler dikkate alınarak Bakanlık tarafından belirlenen havza ya da bölgeleri kapsayacak şekilde bölge düzeyinde mekansal strateji planının ikinci düzeyi olan planlama alanı olarak gösterilmektedir.
    Mekansal strateji planına ait tanım; bu tanımda yer alan planlama alanına ilişkin esasların düzenlendiği madde (m.13), mekansal strateji planına ait ilkeleri içeren yasal çerçeve ile planlama disiplinindeki gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde; mekânsal strateji içermeyen planlama yaklaşımı yerine, planlama kademelenmesindeki bu eksikliğin giderilmesine yönelik olarak yasal düzenlemelerdeki ilkeler esas alınmak suretiyle yeni planlama yaklaşımının mevzuata yansıtıldığı görülmektedir
    Dava dilekçesinde; MPYY’nin Tanımlar başlıklı 4. maddede yer verilmiş olan "mekânsal strateji planı", "bütünleşik kıyı alanı planı", "eylem planı" gibi tanımlamaların, ilgili Yasa olan 3194 sayılı İmar Kanununda karşılığı ve dayanağı bulunmadığı, yeni planların yasal dayanaklarının oluşturulması gerektiği, mekânsal strateji planı tanımının açık bir şekilde düzenlenmesi, kentsel ve kırsal mekanın birlikte ele alınması, kaynakların ekonomiye kazandırılmasında tarihi, doğal, kültürel ve çevresel değerlerin korunmasının esas alındığı bir yaklaşımın düzenleneceğine ilişkin kuralların belirlenmesi ve çevre düzeni planı, bölge planı ile ilişkisinin kurulması gerektiği, yapım süresi ve projeksiyon yılının belirtilmediği, bu planın kendisinin plansızlığın önünü açacak bir üst belge ve hukuki düzenleme olmasına sebep verebileceği, eksiklik olduğu, bu planla hedef ve stratejilerin mekanla ilişkisinin nasıl kurulacağının belirsiz olduğu, her ölçekteki konunun strateji planına dahil edilebilmesi gibi bir durum ortaya çıkacağı ve bu kurgunun mekânsal strateji planının üst ölçekli stratejik kurgusu ile çeliştiği, mekânsal strateji planları ve çevre düzeni planları hazırlanırken dikkate alınması istenilen diğer strateji belgelerinin neler olduğunun belirli olmadığı, planlamanın teknik esaslarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    Savunma dilekçesinde; mekânsal strateji planları ve çevre düzeni planları hazırlanırken dikkate alınması gerektiği ifade edilen kalkınma planı ve bölgesel gelişme stratejilerinin 641 sayılı Kalkınma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede, bölge planlarının ise 3194 sayılı İmar Kanununda tanımlanmış olmaları nedeniyle bu düzenlemelerde yer aldıkları şekilde maddede bulunduğu; diğer strateji belgeleri ifadesi ise herhangi bir Kanuni düzenlemede yer almayan ancak kamu kurum ve kuruluşlarınca görev ve yetki alanları kapsamında çeşitli onay süreçleri kullanılarak yayımlanan ve ilerde ihtiyaçlar bağlamında farklı adlarla yenilerinin de hazırlanabileceği strateji belgelerini ifade ettiği, örneğin, Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES), İklim Değişikliği Stratejisi ve İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı, Kırsal Kalkınma Stratejisi, Türkiye Sanayi Stratejisi, Bilgi Toplumu Stratejisi, İhracata Dönük Üretim Stratejisi, Türkiye Turizm Stratejisi, Türkiye Ulusal Taşkın Stratejisi, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi, Ulaşılabilirlik Stratejisi ve Eylem Planı, Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı ve benzeri pek çok strateji belgesinin bulunduğu, yönetmelik maddesiyle kalkınma planı, bölge planları ve bölgesel gelişme stratejilerinin yanı sıra sayılan yürürlükteki strateji belgelerindeki hedeflerin de dikkate alınmasının öngörüldüğü; 4. maddede tanımı yapılan mekansal strateji planının 6. maddede kademe ve ilişkilerinin kurulduğu, 13. maddede planlama alanı tanımlanıp 14. maddede planlama ilke ve esaslarının ortaya konularak 15. maddede planın unsurlarının belirtildiği, 16. maddede uygulama ve izleme yapısı açıklanarak 17. maddede de veri yapısı ve hangi konularda analizler yapılacağının belirlendiği, mekânsal strateji planı ve çevre düzeni planının planlama alanlarının kırsal alanları da kapsayacak şekilde ülke, bölge, havza veya il düzeyinde tanımlandığı, buna ilave olarak Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı ve İmar Planlarına ilişkin ilke ve esaslarda doğal ve kırsal alanlara ilişkin konuların nasıl ele alınacağına dair hükümler bulunduğu, söz konusu planın yapım süresi ve projeksiyon yılının belirtilmemesinin ulusal kalkınma planlarına paralel olarak hazırlanacak olması ve daha sık periyotlarda gözden geçirilecek olmasından kaynaklandığı, bu planın ölçeği ve dili gereği diğer ölçeklerde yer verilecek her hususun planda yer almasının mümkün olmadığı, stratejik planlamanın, geleneksel kapsamlı planlama yaklaşımından farklı olarak daha esnek, aktörleri sürecin içine alan, katılımı her aşamada ön plana çıkaran, hedefe yönelik ve eylem odaklı bir planlama yaklaşımı olduğu savunulmaktadır.
    Dairemizce yapılan değerlendirme; Yönetmeliğin ihdası kavramı olarak mekansal stratejik plan, yasal düzenlemelerde doğrudan doğruya tanımlanmamış ise de bu planlara ait ilke ve esaslara yer verildiği; bu yasal çerçevede, kalkınma planı ve bölgesel gelişme stratejileri arasında mekânsal düzeyde ilişkilerini kuran, değerlendirme, kazanım, koruma, geliştirme ve yönlendirmeye dair mekânsal stratejileri belirleyen sektörlere ilişkin mekânsal politika ve stratejiler arasında ilişkiyi kuran 1/250.000, 1/500.000 veya daha üst ölçek haritalar üzerinde şematik ve grafik dil kullanılarak hazırlanan plan olduğu yolunda Yönetmeliği 4/1-ı) maddesindeki yapılan tanımlama, bu haliyle dayanağı yasal düzenlemelere aykırılık taşımamaktadır." denilmiştir.
    Ülkemizin ulaşımdan enerji gereksiniminin sağlanmasına, sanayi yığılmalarından bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesine, küresel iklim değişikliği, çölleşme riski, doğal afetler ve deprem riskleriyle baş edebilmeye dek birbirini bütünleyen ve ülkemizin gelecek vizyonu ile örtüşen; arazi kullanımı ile ilgili mekansal planların alternatifi olmayan mekana ilişkin yukarıda örneklenen başlıklar altında genel gelişim stratejilerini tarif eden ve bu niteliğiyle genel çerçeveyi gözeterek hazırlanacak olan mekansal strateji planlarının, arazi kullanım süreçlerine doğrudan müdahale etmeyi amaçlamaması ve ayrıntılı biçim, yoğunluk, yükseklik gibi arazi kullanım kararları içerecek nitelik taşımaması karşısında; sektörel ve tematik kararların oluşturulmasına dönük olarak bölgelerin nitelikleri oluşmuş ve/veya oluşturularak dönüştürülecek biçim ve yapısını fiziksel özellikleri ile birlikte mekanın iktisadi, toplumsal, çevresel, kültürel kurumsal boyutuyla dinamik olarak ele alınması için planlama unsurları olarak belirlenen hususların kesinlik içermediği, sınırsız ve belirsiz bir kullanım tarifi gibi mekansal planlama odaklı kavramlarla yaklaşılarak kamu yararına uygun olup olmayacağının değerlendirilemeyeceği, bu hususu düzenlemenin yeni ve özgün bir plan olduğu aynı zamanda, ihtiyaç duyulan sadece kentlere odaklanmayan çok boyutlu yapıya ilişkin usuller içermesi buna dair hükümleri göstermesi nedeniyle hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
    Yukarıda anılan değerlendirmeler ışığında, davacılar tarafından iptali istenilen 15. maddenin 2. fıkrasında yer alan "...ve benzeri konularda...", 3. fıkrasında yer alan "...çeşitlendirilebilir." ibareleri yönünden; planların yapılmasına ilişkin esasların, ilkelerin, plan unsurlarının açıklandığı düzenleyici metinlerde temel ilke ve esaslar belirlendikten sonra, ihtiyaç olabilecek her ayrıntının tek tek öngörülerek açıklanabilme olanağı bulunmadığı gibi sayma yöntemiyle yapılan bir düzenlemenin uygulamada yetersiz kalabileceği de açık olduğundan, örnekleme yöntemiyle yapılan ve benzer durumlarda çözüm olanağı sağlayan ibarelere yer verilmesinde planlama tekniğine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.


    MPYY MADDE EK-1 D UYGULAMA İMAR PLANI GÖSTERİMLERİ EKİNE YÖNELİK DEĞERLENDİRME :
    Dava dilekçesinde; MPYY Ek-1 d uygulama imar planı gösterimlerinde “şevkat evleri alanı” “pasif yeşil alan” olarak lejant olarak konulduğu ancak fonksiyonların içeriği, niteliği, standardının tanımlanmamasının planlamanın teknik ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    Savunmada;Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin mekânsal kullanım tanımlarına ilişkin 5. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde yer alan sosyal tesis alanına ilişkin tanımda sefkat evlerine yer verildiği, farklı nüfus gruplarında asgari sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin standartların belirlendiği, Yönetmelik eki EK-2 tabloda da sosyal ve kültürel tesis alanları için standart belirlendiği, değinilen hususlar doğrultusunda şefkat evleri sosyal tesis alanı içinde tanımlandığından sosyal ve kültürel tesis alanlarına ilişkin belirlenen standartlara tabii olduğu, şefkat evlerinin yapımında ihtiyaç duyulan alanların ise imar planlarının yapımında Yönetmeliğin ilgili hükümleri gereği ilgili kamu kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması gerektiğinden, yatırımcı kuruluşun görüşü doğrultusunda belirlenmesi gerektiği, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin yine mekânsal kullanım tanımlarına ilişkin 5.maddesinin birinci fikrasının (i) bendinde “sosyal altyapı alanları” tanımlanarak park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanlarına bu tanım içerisinde yer verildiği, EK-2 tabloda sosyal açık ve yeşil alanlar belirlenerek aktif yeşil alanlara ilişkin standart getirildiği, öte yandan mezarlık alanı veya jeolojik açıdan sakıncalı olması nedeniyle yapılaşmaya açılamayan ve ağaçlandırılacak alan ya da yeşil alan olarak değerlendirilen alanların, karayollarının kenarında kamulaştırılacak alanlardan yeşil alan olarak düzenlenen ve toplumun kullanıma açılamayan alanların, pasif yeşil alan olarak değerlendirildiği, bu alanların aktif yeşil alan fonksiyonlarında kullanılamayacak nitelikteki, yerleşime uygun olmayan, eğimli, taşkın sahası gibi alanların belli bir standarda bağlı kalınmadan imar planlarında ayrıldığı bu bakımdan pasif yeşil alanlar için bir standart belirlenmesi mümkün olmadığından bu alanların EK-2 tabloda belirlenen yeşil alan standardı dışında tutulduğu ve imar planlarında mutlak surette yer alması gereken aktif yeşil alan kullanımlarının imar planlarında tanımlanmasında sıkıntı yaşanmaması açısından pasif yeşil alan kullanımına Yönetmelik eki gösterimlerde yer verildiği, aynıca pasif yeşil alanların Yönetmelikte standartlar içinde değerlendirilmemesinin, kentteki yeşil alanların artmasına neden olacağından yapılan düzenlemede planlamanın teknik ilkelerine bir aykırılık bulunmadığı gibi yerleşmedeki yeşil alan dokusunun hedeflenen standartlarını üzerinde yer alması sonucunun ortaya çıkacağı savunulmaktadır.
    Dairemizce yapılan değerlendirme:MPYY 5.maddede, bu Yönetmelikte geçen mekânsal kullanım tanımları ve alan kullanım esasları belirtilmiştir. Anılan yönetmelikte;
    "Sosyal tesis alanı (Madde 5/1-j) : Sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı kreş, kurs, yurt, çocuk yuvası, yettiştirme yurdu, yaşlı ve engelli bakımevi, rehabilitasyon merkezi, toplum merkezi, şefkat evleri gibi fonksiyonlarda hizmet vermek üzere ayrılan kamu veya özel mülkiyetteki alanlardır.
    Sosyal altyapı alanları (Madde 5/1-i) : Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isimdir." şeklinde tanımlanmıştır.
    MPYY 5. maddesinin 1. fıkrasının (j) bedinde şefkat evleri, sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı sosyal tesis alanı olarak tanımlanmıştır. Uygulamada ise süreksiz bir müddet hasta refakatçisi yahut hasta olarak bulunmak zorunda olan lakin barınacak yeri ve maddi imkânı olmayan yardıma muhtaç kişi ve ailelerin muhtaçlıklarını karşılamak gayesiyle ayrılmış ve belediyeler tarafından karşılanan sosyal tesis alanları olarak tanımlanmaktadır. Yönetmelik eki EK-2 tabloda da sosyal ve kültürel tesis alanları için standartın belirlenmiş olması, nedeniyle şefkat evlerinin de sosyal ve kültürel tesis alanlarına ilişkin belirlenen standartlara tabii olduğu, şefkat evlerinin yapımında ihtiyaç duyulan alanların ise imar planlarının yapımında Yönetmeliğin ilgili hükümleri gereği ilgili kamu kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınarak, yatırımcı kuruluşun görüşü doğrultusunda belirleneceği açık olduğundan şefkat evleri için ayrıca standart tanımlanmamasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
    MPYY'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde sosyal altyapı alanları tanımında açık ve yeşil alanlar tanımlanmak suretiyle aktif yeşil alanlar belirlenmiş, Ek-2 tabloda da bu alanlara yönelik standartlar gösterilmiştir. Pasif yeşil alanlar ise, toplumun kullanımına uygun olmayan, mezarlık, askeri yeşil alanlıklar, trafik adaları, tarımsal yeşil alanlar, fidanlıklar gibi alanları ifade etmektedir. Bu durumda,pasif yeşil alanların niteliği gereği bir standart belirlenmesinin mümkün olmadığı, öte yandan pasif yeşil alanların EK-2 tabloda belirlenen yeşil alan standardı dışında tutulmasının kentteki yeşil alanların artmasına neden olacağı da açık olduğundan pasif yeşil alanların uygulama imar planı gösteriminde yer almasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 15. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile Ek1-d Uygulama İmar Planı Gösterimleri eki yönünden DAVANIN REDDİNE,
    2.Sonuç olarak, dava kısmen ret, kısmen iptal ile sonuçlandığından ve bozma üzerine verilen kararla da bu sonuç değişmediğinden, Dairemizin bozulan ilk kararıyla hükmedilen yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine yeniden hükmedilmesine gerek olmadığına
    3.Davacının temyiz istemleri kısmen kabul edildiğinden, aşağıda ayrıntısı yer alan Dairemizin ilk kararından sonraki aşamalara ait davacı tarafından yapılan ayrıntısı aşağıda yer alan …-TL yargılama giderinin yarısı olan … TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısının davacı üzerinde bırakılmasına,
    4.Davalı idarenin temyiz istemi reddedildiğinden, davalı idare tarafından temyiz aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
    5.Posta ücreti avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen (30) otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi