(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/8235 E. , 2012/1584 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının 22/07/2010, 25/07/2010 ve 27/07/2010 tarihlerinde herhangi bir izne ve mazerete dayanmaksızın işe gelmediğini, iş sözleşmesinin İş Kanunu"nun 25/II maddesi gereğince feshedildiğini, daha önceki tarihlerde de benzeri davranışlarının görüldüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 2007 Temmuz ayının ilk haftasında raporlu olduğu, 22/05/2007 ve 25/07/2010 tarihlerinde rahatsızlığı nedeniyle ve 27/07/2010 salı günü ise davacının kendi hafta tatili olması nedeniyle işyerine gitmediği, bu nedenle haklı fesih için aranan ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü veya bir ayda üç iş günü işine devam etmeme şartlarından herhangi birinin oluşmadığı, bu nedenle feshin geçersiz olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanunu’nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa İş Kanunu"nun 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının 27/07/2007 salı günü hafta tatili günü olduğu, davalı tarafça ibraz edilen 2010 yılı Temmuz ayına ait işyeri puantaj kayıtları ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Ancak, davacı, 22/05/2007 ve 25/07/2010 tarihlerinde hasta olduğu için işe gelemediğini belirtmişse de, buna ilişkin sağlık raporu veya bir sağlık kuruluşuna gittiğine dair belge ibraz edemediği gibi, işyerinden izin aldığını da kanıtlayamamıştır. Davacının 22/05/2007 ve 25/07/2010 tarihlerinde mazeretsiz ve izinsiz olarak işyerine gelmemek biçimindeki eylemi nedeniyle işinin yürütümünün olumsuz etkilendiği açıktır. Buna göre sözleşmenin haklı nedenle feshi için Kanunda öngörülen koşullar gerçekleşmemiş ise de, feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 09/02/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.