16. Hukuk Dairesi 2020/3929 E. , 2020/6304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 23.463,83 metrekare yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/02/2017 tarih 2015/11476 Esas, 2017/1273 Karar sayılı ilamı ile özetle; “6360 sayılı Yasa uyarınca davalı köyün tüzel kişiliği sona erdiğinden ilçe ve büyükşehir belediyelerinin davaya dahil edilmesi” gereğine değinilerek taraf teşkilinden bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 23.463,83 metrekare yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmamış olup, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı eski tarihli resmi belgeler üzerinde yapılacak inceleme ile belirlenecektir. Ne var ki, hükme esas alınan ormancı bilirkişi raporunda eski tarihli hava fotoğrafı incelemesi yapılmamıştır. Bundan ayrı, eldeki dava TMK 713. maddesi kapsamında açılan tescil davası olup, çekişmeli taşınmazın imar durumu mahkemece araştırılmamış ve davacının iktisaba elverişli zilyetliğinin denetlenmesi açısından davadan/imar planı kapsamında ise imar planına alınma tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinde de inceleme yapılmamıştır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmazın davacıya babasından kaldığını, babasının ölümünden sonra davacının kullandığını beyan etmişler ancak taksim konusunda herhangi bir beyanda bulunmamışlardır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın imar durumu sorulmalı, imar planı kapsamında ise hangi tarihte imar planına alındığı belirlenmeli, yöreye ait en eski tarihli ve taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planına alınma tarihinde aksi takdirde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, taşınmazın bulunduğu yeri gösteren ilk tesis kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro paftası ile taşınmaza komşu bulunan parsellerin kayıtları ve mevcut ise dayanakları ilgili yerlerden getirtilmeli; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, söz konusu kayıt ve belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasa"nın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi"nin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar, 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritaları ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı konusunda rapor alınmalı ve ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, çekişmeli taşınmazın davacıya babasının ölümünden sonra tüm mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kalıp kalmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, davacı ve murisi adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden (senetsiz defteri) sorularak, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediğini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.