Esas No: 2020/17588
Karar No: 2022/18650
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/17588 Esas 2022/18650 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hakaret davasında, suçun oluşması için davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olması gerektiği belirtiliyor. Sanığın söylediği sözlerin küçük düşürücü olmadığı ve hakareti oluşturmadığına karar verilmiş. Ancak, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren bir kanun ile uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtiliyor ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Verilen karara göre, sanık hakkında müştekiye yönelik hakaret suçundan usulüne uygun uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 125/1 maddesi: Hakaret suçu
- TCK'nın 102/1 maddesi: Cinsel saldırı suçu
- CMK'nın 253/3. maddesi: Uzlaştırma kapsamı bulunmayan suçların birlikte işlenmesi durumunda uzlaşmanın uygulanamayacağına ilişkin düzenleme.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanığın müştekiye söylediği kabul edilen sözlerinin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyet kararı verilmesi,
2-) Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik CMK'nın 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, somut olayda, sanık hakkında TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca açılan davanın mağdurunun ..., birlikte işlenen TCK'nın 102/1 maddesi kapsamındaki cinsel saldırı suçunun mağdurunun ise ... olduğu, mağdurların farklı olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik CMK’nın 253/3. maddesinin artık uygulama alanı bulmayacağının anlaşılması karşısında; sanık hakkında müşteki ...’ya yönelik hakaret suçundan usulüne uygun uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’nın temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.