Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5190
Karar No: 2018/9164
Karar Tarihi: 11.12.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/5190 Esas 2018/9164 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/5190 E.  ,  2018/9164 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ........ Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi



    Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davacılar ile davalı vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    ............ Mahkemesince, davacılar vekilinin manevi tazminata, davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilerek esas hakkında karar verilmesine, diğer alacaklar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından infazda tereddüt oluşturulmaması için yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    ............ Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/12/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ........ Önder geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    KARAR
    A)Davacı İstemi;
    Davacı taraf dava dilekçesinde özetle sigortalının davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken 13/04/2008 tarihinde iş kazası sonucu ........ ettiğini, bu olay sebebiyle işçinin eşi ve kızının büyük üzüntü ve maddi-manevi sıkıntılar yaşadıklarını bildirerek sigortalının ölümünden dolayı 10,00 TL’şer maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    09/11/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle ise maddi tazminat istemini eş için 475.637,35 TL’ye ........ için ise 12.708,23 TL’ye artırılmış, dava dilekçesinde olmayan manevi tazminat istemiyle ilgili olarak ise eş için 70.000 TL ........ için ise 50.000 TL manevi tazminat isteminde bulunulmuş, tazminatlara kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
    B)Davalıların Cevapları;
    Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle işçinin herhangi bir işi bulunmamasına rağmen ........ manevra alanına girdiğini, olay tarihinde beş yıldan fazla tecrübesi bulunduğunu, gerek yaptığı iş gerekse iş sağlığı ve güvenliği konularında gerekli eğitimlerin verildiğini, tüm önlemlerin alındığını, meydana gelen kazada davalı şirketin herhangi bir kusur veya ihmalinin bulunmadığını, kazanın işçinin dikkatsizliğinden kaynaklandığını, davanın zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    “Davacılar vekilinin dava dilekçesinde manevi tazminat isteminde bulunmadığı, 09/11/2016 tarihli ıslah dilekçesinde ise maddi tazminat talebini ıslah ettiği ve ayrıca davacı eş için 70.000,00 TL"lik, davacı ........ için 50.000,00 TL"lik manevi tazminat isteminde bulunduğu, dosya kapsamında bulunan 09/11/2016 tarihli sayman mutemedi alındısı ile başvuru harcını ve ayrıca ıslah harcını karşıladığı, bu itibarla ıslah dilekçesi ile birlikte manevi tazminata ilişkin başvurma ve nispi harç yatırıldığı da gözetildiğinde manevi tazminata yönelik istemin yeni bir dava niteliğinde olduğunun kabulü cihetine gidilerek ıslah dilekçesindeki manevi tazminat isteminin bu haliyle birleştirme istemli bir ek dava niteliğinde olduğu dikkate alınıp, bu doğrultuda davacının ıslahen yaptığı manevi tazminat isteminin de karara bağlanması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
    Somut olayda müteveffa işçinin maddi zararının hesaplattırılması amacıyla alınan 31/10/2016 havale tarihli hesap raporunda belirlenen, davacı eş ... için 650.373,12 TL kusurlu kazanç kaybı peşin sermaye değerinden ........ tarafından bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmı indirildikten sonra bulunan miktar olan 475.637,35 TL maddi tazminat alacağının 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davacı müşterek ........ ... için 38.814,30 TL kusurlu kazanç kaybı peşin sermaye değerinden ........ tarafından bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmı indirildikten sonra bulunan miktar olan 12.708,23 TL maddi tazminat alacağının 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, davalı işverenin somut uyuşmazlıkta sorumlu olduğu %70 kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, 26.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı içtihatı birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kurallarına göre eş ... için takdir olunan 35.000,00 TL, müşterek ........ ... için takdir olunan 25.000,00 TL manevi tazminatın 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde belirtilmiştir.
    Hüküm Fıkrasında ise özetle; “DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
    1. Davacı eş ... ile müşterek ........ ..."ın maddi tazminat talepli davalarının KABULÜ İLE;
    a. Davacı eş ... için 650.373,12 TL kusurlu kazanç kaybı peşin sermaye değerinden ........ tarafından bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmı indirildikten sonra bulunan miktar olan 475.637,35 TL maddi tazminat alacağının 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    b.Davacı müşterek ........ ... için 38.814,30 TL kusurlu kazanç kaybı peşin sermaye değerinden ........ tarafından bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmı indirildikten sonra bulunan miktar olan 12.708,23 TL maddi tazminat alacağının 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    2. Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; Kaza tarihi, kazanın oluş şekli, davalı işverenin somut uyuşmazlıkta sorumlu olduğu %70 kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, 26.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı içtihatı birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kurallarına göre eş ... için takdir olunan 35.000,00 TL, müşterek ........ ... için takdir olunan 25.000,00 TL manevi tazminatın 13.04.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin REDDİNE” karar verilmiştir.
    D)............ Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı ;
    "Davacıların miras bırakanı Metin Yaman"ın davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 13/04/2008 tarihinde iş kazası sonucu ........ ettiği, Kdz Ereğli 1.İş Mahkemesinde açılan 2010/750 esas sayılı rücu’en alacak davasında davalının toplam %70, sigortalı işçinin %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, bu dava dosyasının onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Sigortalı Metin Yaman"ın ölümü üzerine hak sahiplerine gelir bağlayan kurum 2010/750 Esas sayılı rücu’en tazminat davasını ikame etmiş ve bu davada kusur oranları belirlenmiştir. 2010/750 Esas 2012/1184 sayılı karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 2013/5663 Esas 2013/24244 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Rücu davası sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise bu davada belirlenen kusur oranı, davada taraf olan işveren veya üçüncü kişiler yönünden bağlayıcıdır. Bu durumda davalı vekilinin kusura yönelik itirazları yerinde değildir.
    Davalı vekilinin hesap raporuna itirazında son ücret ve ikramiyeye dair belge sunduğu, ancak mahkemece son üç maaşın ortalaması asgari ücrete oranlanarak bulunan ücrete göre sonuca giden rapor esas alınarak maddi tazminata hükmedildiği görülmektedir. Hesaplamanın gerçek ücret esas alınarak yapılması gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmekle ücrete ilişkin işveren kayıtları ve toplu iş sözleşmeleri getirtilerek maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin yeniden rapor alınması yoluna gidilmiştir.
    Bilirkişi Çağdaş Dağlı’nın 30/05/2017 tarihli raporunda müteveffanın ölüm tarihinden itibaren 31/12/2017 tarihine kadarki ücretleri ve toplu iş sözleşmeler dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı ...’ın 252.535,08 TL, davacı ...’ın 49.031,24 TL maddi zararının olduğu bildirilmiş, raporun dosya kapsamına ve iş hukuku ilkelerine uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Ancak maddi tazminata ilişkin ilk derece mahkemesi kararının sadece davalı vekili tarafından istinafa getirilmesi nedeniyle aleyhe hüküm verilemeyeceği gözetilerek davacı ... lehine ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi 12.708,23 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
    Davacı vekilinin istinaf istemine gelince; manevi tazminat miktarlarının olay tarihi, tarafların kusur dereceleri, sosyal ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü yanında hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu ve caydırıcılık uyandırması gerektiği gözetilerek ve ayrıca 22/06/1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde takdir edilmesi gerekir. Bu yönüyle olayın oluş biçimi, müteveffanın yaşı, tarafların kusur dereceleri, sosyal ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü birlikte değerlendirildiğinde davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarları yetersiz görülmüştür. Davacı ... lehine 60.000,00 TL, davacı ... lehine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun olacaktır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi gereğince, yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, duruşma yapılmadan davacılar vekilinin manevi tazminata, davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf isteminin kabulü ile düzeltilerek esas hakkında karar verilmiş, diğer alacaklar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından infazda tereddüt oluşturulmaması için yeniden hüküm kurulmuştur.” şeklinde belirtilmiştir.
    Hüküm Fıkrasında ise özetle;
    “Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2. maddesi gereğince;
    A-) Davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden REDDİNE,
    B-) Davalı vekilinin maddi tazminata,davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin başvurusunun kabulü nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
    DAVANIN KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİ İLE
    Davacı eş ... için 252.535,08 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminat alacağının 13/04/2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    Davacı müşterek ........ ... için 12.708,23 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminat alacağının 13/04/2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,”karar verilmiştir.
    E) Taraf Vekillerinin Temyiz Nedenleri;
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Yerel Mahkemece alınan rapordaki kaza sırasındaki ücret esas alınmalıdır. İşverenin verdiği kayıtlara dayanılarak ............ Mahkemesince (BAM) yaptırılan hesabın dikkate alınması hatalıdır. 01.05.2009 -31.08.2010 tarihleri arasından işverenin bildirimine göre tüm çalışanların onayı ile %35 indirim yapıldığı iddiası doğru değildir, toplu iş sözleşmesine (TİS) göre ücret belirlenmelidir, yan ödemeler hesaba esas ücrette dikkate alınmalıdır. Kazalı işçinin çalışması halinde bulunacağı kademeye göre TİS’de işaret olunan ücret dikkate alınarak hesap yapılmalıdır. ........ için BAM tarafından alınan hesap raporunda tespit edilen ücrete hükmedilmelidir. BAM tarafından istinaf itirazlarımız dikkate alınmadı şeklinde ............ Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: BAM’nin takdir ettiği maneviler fahiştir. Kaza tarihi dikkate alınmalıdır. Kazalı Tam Kusurludur, kazalı Forklifitin hareket sahasındadır. İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda kendisine gerekli eğitimleri verilmiştir. Davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır şeklinde ............ Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    A-Davacı çocuğun manevi tazminat alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, ............ Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırının karar tarihi itibariyle 41.530,00 TL olduğu, ıslah dilekçesinda davacı tarafın davacı ........ için 50.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, yerel mahkemece verilen kararda manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL’ye hükmedildiği, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ............ Mahkemesince davacı çocuğun manevi tazminat alacağı yönünden 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği ve bu kararın taraf vekillerince temyize getirildiği dikkate alındığında, hükmedilen ve reddolan manevi tazminat miktarlarınınının temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
    O halde ............ Mahkemesi kararının davacı çocuğun manevi tazminat alacağı yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, taraf vekillerinin bu kısma ilişkin temyiz itirazlarının H.M.K."nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
    B- Davacı eş lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile davacı ........ lehine takdir edilen maddi tazminat alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    1 - Dava, sigortalının iş kazasından ........ı nedeniyle hak sahiplerinin ve yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, sigortalının Davalı şirkete ........dan gelen malların ........ istiflenmesi sırasında davacının istife takoz vurm işinia yaptığı sırada ........ geri manevrası sırasında kazalınnın ........ altında kalarak ........ etti, mahkemece itibar olunan rücu dosyasında alınan rapora göre Davalı İşveren’e %50, Dava........ %20 Kazalıya ise %30 oranında mütrefik kusur verildiği, Yerel Mahkemece hesap bilirkişiden alınan 19/10/2016 tarihli hesap raporunda Eşin maddi tazminat alacağı 475.637,35 TL, Çocuğun maddi tazminat alacağının ise 12.708,23 TL olarak hesap edilmişken, ............ Mahkemesince alınan 30/05/2017 tarihli hesap raporda davacı eşin maddi tazminat alacağı 252.535,08 TL, davacı çocuğun ise 49.031,24 TL olarak hesap edilmiştir.
    Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF yaşam tablosuna göre bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve müterafih kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin ve destek görenin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Dairemizin ve Yargıtay"ın oturmuş, yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda yerel mahkeme tarafından hesap bilirkişiden alınan 19/10/2016 tarihli hesap raporunda kazalının ........ından önce almakta olduğu ücretler dikkate alınarak hesap yapılmak suretiyle maddi tazminat alacağının belirlendiği, söz konusu hesaba esas ücretin dosya kapsamına uygun olduğu, her ne kadar davacı eşin %2 evlenme olasılığı nedeniyle indirim yapılması yerine artırım yapılmak suretiyle eşin maddi tazminat alacağı belirlenmiş ise de; davalı tarafın bu hususu süresinde verdiği istinaf dilekçesinde ileri sürmediği, istinaf dilekçesine ek olarak sunulan dilekçenin ise dikkate alınamayacağı gözetilerek;
    Yerel Mahkemece yapılan hesabın dosya kapsamına, oluşa ve gerçeğe uygun olduğu anlaşılmakla iş bu hesap raporu hükme esas alınarak yerel mahkemece maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen hesap raporunu hükme esas almak suretiyle maddi tazminatın belirlenmesi hatalı olmuştur.
    2- Öte yandan manevi tazminat istemine ilişkin olarak açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesindeki manevi tazminat istemi dikkate alınarak, manevi tazminat isteminin eş yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi yanlıştır. HMK’nun 176. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır.
    Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. İnceleme konusu olan bu olayda manevi tazminata ilişkin dilekçenin nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verildiği ve ancak başvuru harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü dahi mümkün değildir. Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş “ davacı eşin ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere iş bu davacı için manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine” şeklinde karar verilmesiyken; davacı eşin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 60.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
    Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bu yönleriyle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflar lehine ayrı ayrı takdir edilen 1.630,00TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerinden tahsiline, temyiz harcının istem halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi