10. Hukuk Dairesi 2010/16477 E. , 2012/5912 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacılar, ... sayılı icra takibinden gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacılardan ... ile davalı ... Başkanlığının temyiz itirazlarının reddine;
2-... 3. aylarına ilişkin pirim borçları nedeniyle 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan ... sayılı takip nedeniyle yönetim kurulu üyesi olan davacılara ödeme emri gönderilmiş olup, davacılar; şirkette temsil ve ilzam yetkilerinin bulunmadığından bahisle ödeme emirlerinin iptalini talep etmişlerdir.
01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları nedeniyle davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/11. maddesinde; “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.” Hükmü öngörülmüştür. Anılan madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir Özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için; primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunludur.
Türk Ticaret Kanununun 317. maddesi uyarınca; ... idare ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak, yetkili idare meclisince yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi durumunda; .... yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Anılan Kanun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, 28.12.2006 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile üç yıl süre ile davacı ...’nun Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiği, Yönetim Kurulu Başkanı ... münferinden imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıkları; 19.11.2008 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile davacı ...’ün Yönetim Kurulu Üyeliğine, davacı ...’nun ... Yardımcılığına seçildiği anlaşılmıştır.
Davacı ...’ün ödeme emrine konu 2008/7-10. aylarında yönetim kurulu üyesi ve üst düzey yönetici olmadığı, bu döneme ilişkin prim borçlarında sorumlu olmayacağı, Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiği 19.11.2008 tarihten sonrasına ilişkin... aylarına ait prim borçlarından dolayı 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi hükmü gereğince sorumlu olacağı gözetildiğinde Mahkemenin bu davacı hakkındaki kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı ... yönünden ise; ödeme emrine konu .... aylarına ait prim borçlarından dolayı 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi hükmü gereğince sorumlu olacağı, ne var ki 2008/7, 8, 9. aylara ilişkin prim borçları yönünden, şirketi temsil ve ilzama yetkili üst düzey yönetici olmadığı, tahakkuk döneminde yürürlükte olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmü gereği anılan dönem yönünden sorumluluğuna gidilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı gerekçeler ile bu davacı yönünden davanın tümden reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı ...’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılardan ..."na iadesine, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.