Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9873
Karar No: 2019/5664
Karar Tarihi: 05.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/9873 Esas 2019/5664 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/9873 E.  ,  2019/5664 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece çekişme konusu ... parsel ... ve ... nolu bağımsız bölümlere yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.11.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil-tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanları ... ve ..."nın adlarına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazdaki ... ve ... nolu bağımsız bölümleri davalılardan ...’ye, ... ve ... nolu bağımsız bölümleri davalılardan ...’ye, ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin yarısını davalılardan ...’ya satış yolu ile temlik ettiklerini, ... parsel sayılı taşınmazlarını ise ½ şer paylı olarak davalılar ... ve ...’ye devrettiklerini, akabinde davalıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparak ... dükkan ve ... meskene sahip olduklarını, söz konusu taşınmazdaki ...-...-...-...-... nolu bağımsız bölümlerin halen davalılar ... ve ... adına, ... nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğunu, davalıların bu taşınmazdaki ... adet meskeni ise üçüncü kişilere sattıklarını, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu ... parsel üzerinde bulunan ..., ..., ..., ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin, yine dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ..., ..., ..., ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, ... parsel sayılı taşınmaz üzerine kurulu ve üçüncü kişiye satılan iki adet bağımsız bölümün bedellerinin miras payı oranında davalılar ... ve ..."dan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında 13.01.2014 tarihli dilekçe ile çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki ... ve ... nolu bağımsız bölümlere ilişkin davadan feragat etmiştir.
    Davalılar, mirasbırakanlarının varlıklı olduğunu, dava konusu taşınmazların devir işlemlerinde muvazaa olmadığını, mirasbırakanların paylaştırma kastıyla hareket ettiklerini, bu kapsamda muris ..."nın davacıya ... mevkinde müstakil bir parsel ile aralarında pay edilmek üzere en küçük kardeşleri ..."ye S.S.K hastanesi civarında gayrimenkul temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu ... parsel ... ve ... nolu bağımsız bölümlere yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden yapılan temlik işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerlerden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...’nın 24.12.2011 tarihinde, yine 1927 doğumlu diğer mirasbırakan ...’nın ise ... tarihinde öldükleri, geriye mirasçı olarak, davacı kızları ..., davalı çocukları ..., ..., ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ... ve ...’in kaldıkları, ... parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin davalılardan ...’ye, ... ve ... numaralı bağımsız bölümlerin davalılardan ...’ye 29.11.1991 tarihli resmi satış senedi ile mirasbırakanlar tarafından satıldığı, yine ... parsel sayılı taşınmazdaki ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin ½’şer payının muris ... tarafından davalılardan ...’ya satış yolu ile devredildiği, diğer dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın ... parsel ile ... parsel sayılı taşınmazların tevhit edilmesi suretiyle oluştuğu, ... parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken 19.04.1982 tarihli satış senedi ile davalı ...’ye temlik edildiği, davalı ... tarafından 30.06.1982 tarihinde söz konusu taşınmazın ½ payının diğer davalı ...’ye satıldığı, ... parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı ... Belediyesi adına kayıtlı iken 12.06.1985 tarihinde ½ şer paylı olarak davalılardan ... ve ...’ye satılarak devredildiği, dava sonra söz konusu taşınmazların tevhit edilmesi suretiyle ... parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, kat irtifakı kurulan söz konusu taşınmazdaki dava konusu ...-...-...-...-...-...-...-... nolu bağımsız bölümlerin ½ şer paylı olarak davalılar ... ve ... adına kayıtlı hale geldiği, daha sonra adı geçen davalılar tarafından ... nolu bağımsız bölümün 08.02.2005 tarihinde dava dışı ...’a, ... nolu bağımsız bölümün ... tarihinde dava dışı ...’ye, ... nolu bağımsız bölümün ise ... tarihinde davalı ...’ya satış yolu ile devredildiği, davacılar tarafından halen davalılar adlarına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil, üçüncü kişilere devredilen taşınmazlar yönünden tazminat talebinde bulunulduğu, yargılama aşamasında çekişme konusu ... parseldeki ... ve ... nolu bağımsız yönünden açılan davadan feragat edildiği, yine 3402 sayılı Kanun’un 22/A maddesi gereğince yapılan yenileme neticesinde ... parselin ... ada ... parsel, ... parselin ise ... ada ... parsel numarasını aldıkları anlaşılmaktadır.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 0l.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince, davalıların paylaştırma savunmasında bulunduğu, bu kapsamda dosya kapsamına celp edilen tapu kayıtlarından mirasbırakan ...’nin adına kayıtlı taşınmazlarından ... parsel sayılı taşınmazını ... tarihinde davalı ...’ye, ... parsel sayılı taşınmazını ... tarihinde dava dışı kızı ...’a, ... parsel sayılı taşınmazını ... tarihinde dava dışı kızı ...’ya, ... parsel sayılı taşınmazını ... tarihinde davalı ...’ya, ... yarsel sayılı taşınmazını ... tarihinde davacı kızı ..."ye, ... parsel sayılı taşınmazını ... tarihinde dava dışı kızı ...’e, ... parsel sayılı taşınmazını dava dışı kızı ...’ya satış yolu ile devrettiği, yine dava dışı ... parsel sayılı taşınmazdaki ...-...-...-... nolu bağımsız bölümlerdeki muris ...’ye ait payın ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, diğer mirasbırakan ... adına kayıtlı dava dışı ... parsel sayılı taşınmazın ise ... tarihinde davalı ...’ye satış yolu ile devredildiği, böylece mahkemece temlik tarihinde ve yakın zamanda diğer mirasçılara da taşınmaz devredildiği belirlenmiş, ancak yapılan paylaştırmanın makul ve kabul edilebilir ölçüde olup olmadığı araştırılmamıştır.
    Öte yandan, 31.03.2016 tarihli celsede davalı tanıklarından ... ve ...’nın sonraki celse dinlenmelerine ilişkin talebin, ara karar ile, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 241.maddesine aykırı olacak şekilde reddedilmesi de doğru değildir.
    Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca, öncelikle mirasbırakanlar tarafından tüm mirasçılara temlik edilen taşınmazların temlik tarihindeki mevcut halleriyle rayiç bedelleri belirlenmek suretiyle makul bir paylaştırma yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, taraflarca bildirilen tüm tanıkların dinlenmesi ve dosya kapsamında toplanan ve toplanacak diğer tüm delillerin bir arada değerlendirilerek mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar bir paylaştırma yapıp yapmadığı açıklığa kavuşturularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, çekişmeli ... ve ... parsel sayılı taşınmazların yeni parsel numaraları üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği halde, infazda tereddüt yaratacak biçimde eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması da isabetsizdir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi