Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/18250
Karar No: 2014/2922
Karar Tarihi: 13.03.2014

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/18250 Esas 2014/2922 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık S.A. infaz kurumuna yasak eşya soktuğu gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1, 35 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Sanık hakkında ikinci kez tekerrür ilamı olduğundan aynı kanunun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Ancak, sanık hakkında önceki ceza nedeniyle verilen tekerrür hükmünün, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/2. maddesine dayandırılarak verildiği ve bu cezanın infaz edilmiş olmasına rağmen yeni sistemde infaz süresi uzatılmıştır. Bu nedenle, ilk cezanın kesinleşmesinden sonra yeni bir suç işlenmesi durumunda uygulanacak olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı tespit edilerek karar BOZULMUŞTUR.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1, 35, 58/6 ve 62. maddeleri
- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesi
9. Ceza Dairesi         2013/18250 E.  ,  2014/2922 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2013/383310
    Mahkemesi : Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 15.09.2011
    Numarası : 2007/83 - 2011/490

    İnfaz kurumuna yasak eşya sokmak suçundan sanık S.. A..’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297/1, 35 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında ikinci kez tekerrüre esas ilamı olduğundan, aynı Kanunun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2011 tarihli ve 2007/83 esas, 2011/490 sayılı kararı ile ilgili olarak;
    Sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin hukuka aykırılık durumunun, itiraz kanun yolu ile çözülemeyeceği, olağan veya olağanüstü kanun yollarına başvurmak suretiyle çözülebileceği cihetle, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2012 tarihli ve 2012/663 değişik iş sayılı kararının hukuken yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede:
    Dosya kapsamına göre; sanık hakkında, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.10.2001 tarihli ve 2001/681 esas, 2001/1305 sayılı ilamında tekerrür hükümlerinin uygulanması nedeniyle, Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2011 tarihli ve 2007/83 esas, 2011/490 sayılı kararına konu eylemi nedeniyle, ikinci defa tekerrür esas ilamı bulunduğundan anılan Kanunun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş ise de: sanığın İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.10.2001 tarihli ilamında sanık hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun tekerrüre ilişkin 81/2. maddesine ilişkin hükmün uygulandığı, söz konusu Kanun’da düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmasının şartları ile, 5237 sayılı Kanun’da düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmasının şartlarının birbirinden farklı olduğu ve sanık aleyhine olacak şekilde ikinci kez tekerrür hükmünün uygulanamayacağının gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 04.12.2013 gün ve 2013/18237/73569 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.12.2013 gün ve 2013/383310 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kesinleşen hükümle kabul edilen ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin hukuka aykırılık durumunun olağan veya olağanüstü kanun yolları ile çözülebileceği, infazdaki tereddüt üzerine mahkemesince veya bu mahkemenin kararı üzerine itiraz merciince çözülme imkanı bulunmadığından, Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2012 tarih ve 2012/173 değişik iş sayılı kararı ile bu karara yapılan itiraz üzerine verilen Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2012 tarih ve 2012/663 değişik iş sayılı kararının hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    765 sayılı TCK"nın 81. maddesinde düzenlenen tekerrür hükmü ile 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükmü kapsamları ve sonuçları itibariyle farklılıklar içermektedir. Tekerrür, 765 sayılı TCK"da "cezanın artırım nedeni" olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir "infaz rejimi" olarak düzenlenmiştir. Söz konusu mükerrirlere özgü infaz rejiminin nasıl uygulanacağı ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda tanzim edilmiş olup, bu kanunun "Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri" başlıklı 108. maddesinin 2. fıkrasında; "tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz" hükmü yer almış, birinci fıkranın (c) bendine göre ise mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler hakkında infaz şartları ağırlaştırılarak koşullu salıverilme süresi, süreli hapis cezasında cezanın dörtte üçü olarak belirlenmiştir.
    Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun ilk hükmün kesinleşmesinden sonra işlenmesi yeterli olup, bu cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise cezanın infazı tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır.
    Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin sonucu olarak; mükerrir sanık hakkında sonraki suç nedeniyle kanun maddesinde seçimlik ceza olarak hapis veya adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunması, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve hükümlü hakkında hapis cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerekmektedir.

    5275 sayılı Kanunun 108. maddesinin 3. fıkrasında "ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez" düzenlenmesine yer verilmiştir. Sanık hakkında birinci tekerrür şartlarının oluşması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulandıktan ve tekerrür uygulanan mahkûmiyet kesinleştikten sonra, yeniden tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir suçun işlenmesi halinde ikinci kez tekerrür hükümleri uygulanacak ve hükümlü artık koşullu salıvermeden yararlanamayacaktır. Ancak, ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, ilk kez mükerrirlere özgü infaz rejiminin 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi kapsamında uygulanması gerekir. Somut olayda ilk mükerrirliğin, 765 sayılı TCK"nın 81. maddesi ile oluşması ve bu suretle önceki cezanın arttırılması nedeniyle buna dayanılarak sanık hakkında ikinci defa mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda mümkün değildir.
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde ve CMK’nın 309/4-c maddesi kapsamında olduğu görüldüğünden, Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.09.2011 tarihli, 2007/83 esas ve 2011/490 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre uygulama yapılarak;
    Tekerrür uygulaması ile ilgili 7. fıkradaki “2. KEZ” ibaresinin hükümden çıkartılmasına,
    Kararın diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi