18. Hukuk Dairesi 2016/7115 E. , 2016/8220 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... vd. Vek.Av....
2-... Vek.Av....
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, .... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma sonrası yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi gereğince, arsalarda değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satışı esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerekir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve değerlendirme gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına .... üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatı bulunduktan sonra, dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin neler olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince, emlak vergi değerleri de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutularak, dava konusu taşınmaz ve emsalin emlak vergisine esas tutulan 2008 yılı itibariyle belirlenen asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip karşılaştırılması yapılarak değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir.
...
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda....2 parsel sayılı taşınmaz somut emsal olarak incelenmiş, ancak dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın üstün ve eksik yönleri aralarındaki farklılıklar ve bunların taşınmazın değerine olan etkileri yeterince karşılaştırılıp belirtilmemiş, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihinde (2008 yılı) bulunduğu cadde ve sokak itibariyle belediyece emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen asgari m² değeri sorulup saptanmamış, genel ifadelerle değerlendirme yapılarak emsalin belediyece emlak vergisine esas olarak belirlenen asgari m² değeri dava konusu taşınmazın m² değeri olarak alınmak suretiyle değer belirleyen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, yukarıdaki açıklanan hususlarda eksikler tamamlanarak bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan hüküm kurulması,
2-Dosyaya getirtilen belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğü cevap yazılarından bilirkişi kurulunca somut emsal kabul edilen .... sayılı taşınmaz ile dava konusu taşınmazın kadastro parseli oldukları anlaşıldığından; dava konusu taşınmazın saptanan m² değerinden düzenleme ortaklık payı düşülmemesi gerektiğinin dikkate alınmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-... Bölümünün 19.12.2013 tarih ve .... sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, (bozma sonrası bedelin azaldığı da gözetilerek) ilk karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.