
Esas No: 2021/1046
Karar No: 2021/59
Karar Tarihi: 14.09.2021
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1046 Esas 2021/59 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı kooperatif üyesi, davalı kooperatif yöneticilerinin yolcu taşımaya engel olduğunu öne sürerek kooperatif üyeliğinin tespiti ve müdahalenin önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı kooperatif ise davacının uzun süre hiçbir iletişim kurmadığını ve üyeliğinden vazgeçtiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının üyeliğinin devam ettiğine karar vermiştir. Ancak temyiz incelemesi sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi, davacının üyeliğinden vazgeçtiğine ve davayı açmanın iyiniyet kuralına aykırı olduğuna karar vermiştir. Kararda TMK'nın 2. maddesi üzerinde durulmuştur.
TMK'nın 2. maddesi şöyle der: \"Hukuka aykırı bir surette yapılmadıkça, bir davranışın sahibi, sebebini bilmediği bir yanılgıya kapılmış ise, kusur kabul edilmeyecektir.\" Bu maddeye göre, iyiniyetli kişilerin hukuka aykırı bir davranışta bulunmadığı sürece kusurlu sayılmayacakları hükme bağlanmıştır.
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti - müdahalenin önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili ... gelmiş, tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının 28.12.1995 tarihinde davalı kooperatif ortağı dava dışı ..."den minibüs hattını satın alarak davalı kooperatife ortak olmak suretiyle yolcu taşıması yaptığını, bahsi geçen ortaklıktan ayrılmadığı gibi ihraç da edilmediği halde davalı kooperatif yöneticilerinin, davacının kaydının silinmiş olduğundan bahisle, davacıyı yolcu taşıma sırasına sokmadıklarını ileri sürerek, davacının davalı kooperatife ortak olduğunun tespiti ile yolcu taşıma hakkına vaki haksız el atmanın önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif bünyesinde bir kaç yıl çalıştıktan sonra hattını dava dışı Mehmet Zorlu"ya devredip yurtdışına gittiğini, 15 yıl kadar kooperatifle hiçbir iletişimi olmadığını, herhangi bir ödeme de yapmadığını, genel kurul hazirun cetvellerinde Mehmet Zorlu"nun isminin olduğunu, uzun yıllar kooperatifle iletişimini kesen davacının üyelik hakkından zımnen vazgeçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının 28.12.1995 tarihinde davalı kooperatife ortak olup yolcu taşımaya başladığı, 2003 yılında aracını sattıysa da ortaklıktan çıkma dilekçesi vermediği gibi çıkarıldığına dair kooperatif kararı da bulunmadığı, davacının ortaklığını başkasına devrettiğinin ispatlanamadığı belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, davacının kooperatif ortaklığını anasözleşmenin 14. ve 17. maddesi uyarınca, davalı kooperatifin savunması doğrultusunda, dava dışı Mehmet Zorlu isimli şahsa ya da bir başkasına devretmediği, hala kooperatif ortaklığının devam ettiği gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığının tespiti ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK"nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, uzun süre davalı kooperatif ile ilişki kurmayan ve aidat ödemesi yaptığına dair iddiası da bulunmayan davacının, 30.01.2013 tarihinde vergi dairesine vergi kaydının silinmesi için yaptığı başvurusu da dikkate alınarak, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu belirtilip, davanın TMK"nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, bozma kararı başvurunun esastan reddi kararına ilişkin olduğundan HMK 373/1. maddesi gereğince bozma kararı doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.