7. Hukuk Dairesi 2021/84 E. , 2021/1866 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.07.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacı ile dava dışı...ın ... 5. Aile Mahkemesinin 2012/262 Esas, 2012/339 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ... davalı şirketi temsile yetkili kişi olduğunu, boşanmadan sonra davacı ile ..arasında 26.04.2012 tarihli bir protokol akdedildiğini, anılan protokol gereği Yenimahalle ilçesi, Macun-1 Mahallesi 4234 ada 1 parselde bulunan 65 nolu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından davacıya devredilmesinin karara bağlandığını, taraflar arasında bu bağımsız bölümün davacıya satışına ilişkin birde 27.04.2012 tarihli gayrimenkul (satış sözleşmesi düzenlendiğini, protokolde yazılı yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirilmesine ve dava konusu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi de düzenlenmiş olmasına rağmen davalı şirketin taşınmazın devrini yapmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 26.04.2012 tarihli protokolden sonra dava dışı Selime Akyıldız ile sözlü hiçbir sözleşme yapılmadığını, bu protokol gereğince Batıkentte bulunan taşınmazın Selime Akyıldız"a bila bedel devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, protokol şartlarının bozulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri,Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hemen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. El birliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüd muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından sözedilemez. Bu durum satışı vaad edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun şerhler sütununa kaydedilmesi mümkündür. Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz.
Somut olayda; davacı, davalı Ezgi Gıda Tur. Tıbbi Ürünler Paz. İml. San ve Tic. Ltd. Şti. ile arasında imzalanan 27.04.2012 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteminde bulunmuştur. Sözleşmede satış vaadine konu taşınmaz ile karşılıklı edimler belli olduğundan ve resmi şekilde yapılmış olduğundan satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davalı Ezgi Gıda Ltd. Şti. sözleşme kapsamında 182.888,00TL satış bedelini aldığını beyan ederek sözleşmeyi imzalamış, bedelin ödenmediği geçerli bir belge ile de kanıtlanamamıştır. O halde, davanın dayanağı satış vaadi sözleşmesi esas alınarak davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu olmak üzere, 13.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.