Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3597
Karar No: 2019/5659
Karar Tarihi: 05.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/3597 Esas 2019/5659 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, babalarının ölümünden kısa bir süre önce mirasbırakanın taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle devrettiği ve bu işlemde miras muvazaası olduğu iddiasıyla açılmıştır. Yerel mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir ancak davalı vekilinin istinaf başvurusu sonucu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Dosya incelenerek, davalının temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu ancak bu külfetin yerine getirilemediğine karar verilmiştir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi
- Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi
- Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
- HMK'nın 190. maddesi
- TMK'nun 6. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2017/3597 E.  ,  2019/5659 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.11.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları ...’ün maliki olduğu ... ada ... parseldeki taşınmazını ölümünden kısa bir süre önce davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın kumar ve gece hayatı alışkanlığı olduğunu, borçları nedeniyle dava dışı üç adet taşınmazını sattığını, satışlardan elde ettiği para yeterli olmayınca kendisinden senet karşılığı borç aldığını ve bunlara karşılık taşınmazı devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın sağlık harcamalarını karşıladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ün maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ... nolu bağımsız bölümü 28.05.1993 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle devrettiği, 1927 doğumlu murisin 14.02.1993 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ve ..., davalı oğlu ... ile dava dışı eşi ....’ün kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, HMK"nın 190. maddesi ile TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olayda; yukarıda değinilen olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakan ile davalının uzun süre birlikte çalıştıkları, mirasbırakanın temlik tarihinden önce ve sonra bir çok taşınmazını elden çıkardığı, dava konusu taşınmazı davalı oğluna sattığı, mevcut deliller ile mirasbırakanın dava konusu devri mal kaçırma amaçlı yapmadığı anlaşılmakta olup bunun aksinin TMK"nın 6, HMK"nın 190. maddeleri uyarınca davacılar tarafından usulünce kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi