12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/5508 Karar No: 2014/9300 Karar Tarihi: 31.03.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/5508 Esas 2014/9300 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/5508 E. , 2014/9300 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/12/2013 NUMARASI : 2013/758-2013/1249
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlular aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe karşı muteriz borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, alacaklı ile diğer borçlu arasında akdedilen taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca bakiye kalan borç için takibe konu bononun düzenlenmiş olduğunu, bu bonodan doğan borcunu sözleşmeye konu taşınmazın mermer işlerini yapmak suretiyle ödediğini ve herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği; mahkemece, taraflar arasında düzenlenen daire satış sözleşmesi içeriğine ve altında yer alan imzalara taraflarca itiraz edilmediği, takip dayanağı bononun bu sözleşme uyarınca bakiye kalan borç için düzenlenmiş olup bononun bu sebeple teminat senedi niteliğinde olduğu, alacağın tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK"nun 168/3. maddesi uyarınca borcun itfa edildiğinden bahisle borca itiraz niteliğindedir. Aynı yasanın 169/a-1. maddesine göre; hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Muteriz borçlu V.. A.. itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği sözleşmelerin tarafı olmayıp bu sözleşmelerde tanık sıfatıyla yer almaktadır. Öte yandan, borçlunun takibe konu senedin teminat senedi olduğu yönünde bir iddiası da bulunmayıp, aksine alacaklıya borcunun bulunduğu, bu borcunu da alacaklı ile diğer borçlu arasında akdedilen satış sözleşmesine konu taşınmazın mermer işlerini yapmak suretiyle ödemiş olduğunu iddia ettiği, ancak ödeme olgusunu İİK"nun 169/a-1. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.