23. Hukuk Dairesi 2015/7845 E. , 2017/237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ile davalı vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, arsa sahibi müvekkili ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin, sözleşmeye göre davalı yükleniciye isabet eden iki adet daireyi, 17.06.2009 tarihli sözleşme ile satın aldığını ve bedeli karşılığında, davalıya üç adet senet verdiğini, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini, böylece senetlerin bedelsiz kaldığını, buna rağmen bir adet senedin davalı tarafça icra takibine konulduğunu, diğer iki senedin de halen davalının elinde bulunduğunu ileri sürerek, icra takibinin durdurulmasına, davacının davalıya borçlu olmadığının ve üç adet senedin bedelsiz olduğunun tespiti ile senetlerin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında, davadan sonra yapılan 21.02.2010 günlü sözleşme gereğince, dairelerden birinin, davacı adına tescil edildiği halde, bedelinin ödenmediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 12.12.2014 tarih ve 2014/7652 E., 8096 K. sayılı ilamı ile, arsa sahibine satılacağı anlaşılan 2 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin, kat irtifakı tesisi sırasında yüklenici adına tescil edildiği, yüklenicinin, 18.01.2011 tarihinde bu bağımsız bölümleri üçüncü kişilere devrettiği, buna göre, davalının taahhüdünü yerine getirmediği, dava konusu bonoların bedelsiz kaldığı nazara alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının satım sözleşmesinden doğan taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle, dava konusu bonoların bedelsiz kaldığı, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin karşılıklı edimler içermesi sebebi ile davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle kötüniyet tazminatının reddi gerektiği, davada ..."ın ihbar olunan sıfatı olduğundan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile davacının, Bakırköy 7. İcra Müdürlüğü"nün 2010/798 E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının ve takip konusu senetlerin bedelsiz olduklarının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinlemiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları, davalı vekilinin ise tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-6100 sayılı HMK"nın 297/2. fıkrası uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı tarafça, dava dilekçesi ile takibe konu senet dışında, takibe konu edilmeyen ve davalı tarafın elinde bulunduğu belirtilen diğer iki senedin de bedelsiz kaldığı, bu senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, mahkemece, sadece takip konusu senedin bedelsiz kaldığının ve bu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilip, diğer iki senet yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek, 6100 sayılı HMK"nın 297/2. fıkrası hükmüne açıkça aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.