Mahkeme : . Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın, mahkemeye ve nüfus müdürlüğüne “yerleşim yeri” olarak beyan etmediği ve yargılama sırasında, sanık adına tebligat yapılmayan ".../Bahçelievler/İstanbul"adresine, 07/01/2013 tarihinde sanığın yokluğunda verilen "tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin karar tebliğ edilmek istendiğinde, adreste oturan Halil Küçükkaya isimli şahısın, “sanığın bu adresten ayrıldığını” beyan etmesi karşısında, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca sanığın bilinen en son adresinin araştırılması ve bu adrese tebligat yapılması; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adrese tebligat yapılamaması hâlinde, sanığın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, bu adrese tebligat yapılması gerektiği gözetilmeksizin; aşamalarda sanığa tebligat yapılmayan adrese, koşulları oluşmadığı halde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre 04/03/2013 tarihinde usulsüz tebligat yapıldığı, dolayısı ile 07/01/2013 tarihli kararın kesinleşmediği ve kesinleşmeyen söz konusu karara ilişkin infaz işlemleri ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlali üzerine verilen 25/06/2014 tarih, 2014/391 esas ve 2014/801 karar sayılı kararın "hukuken geçersiz" olduğu anlaşılmakla; sanığın 25/06/2014 tarihli temyiz isteminin, 07/01/2013 tarihli "tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suçla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 16/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.