22. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/15639 Karar No: 2012/1199
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/15639 Esas 2012/1199 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/15639 E. , 2012/1199 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesine işverence haklı ve geçerli neden olmadan son verildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesi, buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, iş yerinde görülen ekonomik krizin etkileri nedeniyle kendi isteğiyle işten ayrılmak isteyenlerin başvurması için duyuru yapıldığını, ücretsiz izine ayrılmak isteyen işçilerin belirlenmesi için bildirim yapıldığını, ücretsiz izin önerisini kabul etmeyen davacının yasal hakları ödenerek iş sözleşmesinin feshedilmesini istediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece işverence çelişkili davranmama ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir. İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Somut olayda, davalı işyerinde işletmesel nedenlerle davacının da aralarında bulunduğu bazı işçileri ücretsiz izin verilmesinin kararlaştırıldığı,buna ilişkin 24/09/2010 tarihli bildirimin davacıya tebliğ edildiği, davacının bu bildirimin altına kendi el yazısıyla “ücretsiz izni kabul etmiyorum, kıdem ve ihbar tazminatım tarafıma ödenerek iş sözleşmeme son verilmesini talep ediyorum” yazıp imzaladığı, işverence bu beyana dayanılarak kıdem-ihbar tazminatları ödenmek suretiyle aynı tarihli fesih bildirimiyle iş sözleşmesinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Davacı iradesinin fesada uğratıldığını da usulünce kanıtlayamamıştır. Bu durumda iş sözleşmesinin taraflar arasında yapılan bozma sözleşmesiyle sona erdirildiği açık olduğundan davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 600,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 06/02/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.