MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

I-Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Sanıklar ..., ... ve ... hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmalarına ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.09.2005 günlü kararı, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyizi üzerine Dairemizin 06.11.2012 tarihli kararı ile sanıklar ... ve ... yararına bozulmuş, yerel Mahkeme bozmaya uyup yargılamaya devam etmiş ve kararı temyiz etmeyen ... yönünden bozmanın sirayetine karar vererek cezalandırılmasına hükmetmiştir. Mahkemenin bu hükmü sanık ... savunmanı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz davasının açılabilmesi için bu konuda bir isteğin bulunması gerekir. Sanıklardan birinin temyiz istemi, diğerinin de istemi yerine geçmez. Kanun yoluna başvuru talebi yoksa verilen karar kesinleşerek, kesin olmanın hukuki sonuçlarını doğurur. Temyiz etmeyen sanıkların, hükmü temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılması adalete aykırı olduğundan, yasa koyucu, adli yanılgıları önleme ve adaleti sağlamak için genel kurallardan ayrılmış; temyiz isteminde bulunulmuş gibi inceleme yapılmasında yarar görmüş ve “bozmanın sirayeti” müessesesini kabul etmiştir. Sirayetin söz konusu olduğu durumlarda, bozma ilamı üzerine verilen uyma kararı ile temyiz etmemiş sanıklar duruşmaya çağrılarak (lehe bozmalarda tebligat yapılarak) haklarında kesin hüküm kaldırılıp yeniden hüküm kurulması gerekmektedir. 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesine göre, sanık bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Ancak, temyiz etmişcesine faydalanmanın kabul edilmesi, bu kimsenin bozmadan sonra yeniden verilecek yeni ve son kararı da temyiz edebilmesine olanak tanımamaktadır. Çünkü, sirayet, yasa gereği kabul edilmiş bir haldir. Bu bağlamda sanık sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır.

Sanık ... hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan 16.09.2005 tarihli hüküm temyiz edilmeden kesinleştiğinden ve sirayet müessesesinin yasal sonucu gereği Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.02.2014 gün ve 2013/22 Esas, 2014/35 sayılı kararı ile kurulan hükmü temyiz etme olanağı bulunmadığından,

Hükümlü ... savunmanının, bu konudaki isteklerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,

II-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Sanıkların mağdur ...’a yönelik 20.12.1993 yılında gerçekleştirdiği yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a-c-h,109/2-3-a-b maddesindeki suçların gerektirdiği cezanın türü ve yukarı sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-d ve 67/4. maddelerinde öngörülen 22 yıl, 6 ay kesintili dava zamanaşımının, suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlere BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan bu kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.