Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/5677 Esas 2010/477 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi


F.. A.. ile Hazine ve T.. A.. aralarındaki tapu iptali, sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 07.08.2008 gün ve 79/153 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle davalı ...adına tapuya kayıtlı 122 ada 81 parsele ilişkin tapu kaydı ve bu taşınmazın devamında yer alan 122 ada 216 parsele ilişkin sınırlandırmanın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı T.. A.., dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu ve davalı T.. A..’ın kabul beyanında bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 122 ada 81 parselin tapu kaydının ve 122 ada 216 parsele ilişkin sınırlandırmanın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu 122 ada 216 parsel aynı ada 81 parsele revizyon gören 1937 tarih 55 ve 56 tahrir numaralı vergi kayıtlarının kayıt miktar fazlası olarak 14441,55 m2 yüzölçümü ve mera vasfıyla 20.11.1997 tarihinde sınırlandırılmış, itirazsız 15.3.2001 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı, dava konusu 122 ada 81 ve 216 parselleri bütün olarak 24.2.1979 günlü senetle ...’dan satın ve devraldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle davacının ninesi ...’ın tasarrufunda bulunduğu, davacı torununa 1979 yılında sattığı, o tarihten bu yana davacının zilyet olduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiştir. Dosya arasında mevcut kadastro tutanağı ve kayıtlara göre, 122 ada 81 parsel 1937 tarih 55 numaralı vergi kaydı ile ..., 56 tahrir vergi kaydı ile ...zilyetliğinde iken, ...’nin tasarrufunda bulunan taşınmaz bölümünü 1960’lı yıllarda ...’a sattığı, ... tarafından zilyetliğin sürdürüldüğü ve 1986 yılında ölümü ile mirasçıları arasında yapılan taksimle davalı T.. A..’a bırakıldığı belirtilmiştir. 81 parselin tespitine dayanak vergi kaydı mera sınırı içermektedir. Davacı dava konusu taşınmazları yukarıda tarihi yazılı senetle ...’dan satın aldığını ileri sürdüğüne ve bu husus dinlenen yerel bilirkişi, tanıklar ve davalı T.. A.. tarafından da doğrulandığına göre, devreden kişiye ait belgelerdeki nitelendirmelerle de bağlıdır. Mera sınırı kural olarak genişletilmeye ve değişmeye elverişli sınırlardandır. Bu sınırı taşıyan belgeler miktarı kadar geçerlidir. Davacının satıcısına ve onun devraldığı şahsa ait 55 ve 56 tahrir vergi kayıtları sırasıyla 20 ve 40 ar yüzölçümünde olup, miktarları kadar yer 81 parselde tespit edilmiştir. Temyize konu 216 parselin batı hududunda 25 hektar 6630 m2 yüzölçümüne sahip mera vasfı ile sınırlandırılan 122 ada 67 parsel bulunmakta olup, uyuşmazlık konusu mera sınırı içeren kayıt miktar fazlası taşınmazın sınırda bulunan meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Her ne kadar yerel bilirkişi ve tanık sözleri aksi yönde ise de, mevcut kayıt ve belgeler karşısında takdiri delil niteliğindeki yerel bilirkişi ve tanık sözlerine itibar edilemez. 122 ada 216 parsele ilişkin davanın reddi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan 122 ada 216 parsele ilişkin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.