
Esas No: 2011/62
Karar No: 2012/5806
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/62 Esas 2012/5806 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davalıya, Kurumca, 30.09.1999 tarihli tahsis talebi üzerine, 01.10.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış, davalının 17.07.1993-27.12.1995 tarihleri arasındaki prim ödemelerinin gerçek olmadığı tespit edilerek, 01.10.1999 tarihi ile 2005 yılı 7. aylar arası aylıkları borç kaydedilerek, yersiz ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinden 23.01.2006 tarihinde davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalının 30.01.2006 tarihinde takibe vaki itirazı üzerine 10.03.2006 tarihinde eldeki dava açılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 35 ve devamı maddeleridir. Anılan Yasanın 35. maddesinde, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, sigortalının “talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması” gerektiği belirtilmiştir. Bu çerçevede, mahkemece, tahsis talep tarihinde prim borçlarının varlığı nedeniyle, davalıya yersiz ödenen aylıkların iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak, Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecek olup, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan anılan maddelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Nihayet, sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdü gerekmez.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ise, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit Tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011-6111 S.K./44.mad) yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
Anılan madde ile sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır. Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Hal böyle olunca, davalının Kuruma olan prim borçlarını ödemediği halde, bilgisayar sistemi üzerinde ödenmiş gibi gösterilmesini sağlayarak yaşlılık aylığı tahsisini sağladığının ve bağlanan yaşlılık aylığının Kurumun hatalı işlemine dayanmadığının anlaşılması karşısında; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;... a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,… itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü çerçevesinde, davalının iade ile yükümlü olduğu aylıkların tutarı belirlenerek, yasal faiz oranlarına göre denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Davalı tarafından 01.10.1999 tarihi ile 2005 yılı 7. aylar arasında yersiz olarak tahsil edilen aylıkların miktarının, herhangi bir yargılamaya gerek olmaksızın, bilinebilecek nitelikte ve likit olması karşısında; davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle, bu döneme ilişkin yersiz tahsil edilen aylıklar üzerinden, Kurum lehine İcra İflas Kanununun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S0NUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.