(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/16365 E. , 2012/1112 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davacının müdür yardımcısı iken yetkili yardımcısı ...in birçok usulsüz işlemleri ve zimmet fiilleri nedeniyle bankanın halen risk altında olduğunu, davacının astı olan personelinin tediye ve tahsil limitlerine uyup uymadığını kontrol etmediğini, böylece bankanın zarara uğramasına sebep olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının dava dışı personelin zimmet işlemlerinde işbirliğinin tesbit edilemediği, kendisinde zimmet ve usulsüz işleminin bulunmadığı, dava dışı ...in herhangi bir personelden yardım almadığı, usulsüz işlemlerini kendisinin yaptığı, usulsüz işlemlerini, bankanın iş hacminin yoğunluğu, personel sayısının eksikliği ve banka uygulamasındaki açıkları kullanarak gerçekleştirdiği, bu sebeple usulsüz işlemlerin ortaya çıkmasının geciktiği ve engellendiği, müfettiş raporunda belirtildiği üzere, işlem hacmine göre bankanın personelinin yetersiz olduğu, bir personele kapasitesinin üzerinde görev ve yetkiler verildiği (şube memuruna ana kasa anahtarı teslim edilerek 11 adet ATM makinasının sorumluluğunun verilmesi, aynı personele kamu kurumlarından gruplar yapılmasının verilmesi ve şube içindeki yetkili kişilerin para hareketlerinin kontrolünün verilmesi gibi), bu durumun şube müdürü tarafından da dile getirildiği, bu eksiklikleri bilen işverenin eksiklikleri gidermediği dikkate alındığında iş sözleşmesinin feshinin haklı ve geçerli sebebe dayanmadığı, verilen cezanın davacının fiillerine göre ağır olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davacının altı aydan fazla süre ile davalı işverene ait işyerinde müdür yardımcısı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 17.10.2007 tarihli Banka Yönetim Kurulu kararı ile, “davacının gün sonunda güncelleme yapılarak gün içinde yapılan tahsilat ve tediyelerin bilgisayardan dökümünü almak suretiyle gişeler ve vezneden gelen kasa bordroları ile birlikte genel kasa mutabakatının tesis etmemesi, gün sonlarında fişleri kontrol etmemesi, en az biri birinci derecede olmak üzere iki yetkili imza almaması, gişe açan personelin gişe tediye ve tahsil limitlerinin uyumluluğunun denetlenmesi gereklerine uymaması, yetkili yardımcı ...in ticari faaliyette bulunduğunu bilmesine rağmen yetkilileri uyarmaması, bankaya bağlılığı ve çalışma şevkini kaybettiğinin gözlemlenmesi ve davacıdan yeterli verimin alınamaması gerekçesiyle tazminatları ödenerek geçerli sebeple feshedildiği, davacının sorumluluğu altında bulunan dava dışı ...in, 12 adet müşteriye ait hesaplardan toplam 1.234.500,00 TL zimmetine geçirdiği, bu eylemleri yaparken kimseden yardım almadığını, ticari faaliyetlerinin zora girmesi nedeniyle bu eylemleri yaptığını, sonradan aldığı parayı yerine koyamadığını beyan ettiği, bu kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, davacının, gün sonunda güncelleme yapılarak gün içinde yapılan tahsilat ve tediyelerin bilgisayardan dökümünü almak suretiyle gişeler ve vezneden gelen kasa bordroları ile birlikte genel kasa mutabakatının tesis edilmemesini sağlamadığı, gün sonlarında fişlerin kontrol edilerek, en az biri birinci derecede olmak üzere iki yetkili imzanın alınması, gişe açan personelin gişe tediye ve tahsil limitlerinin uyumluluğunun denetlenmesi gereklerine uymadığı, yetkili yardımcı Murat Ümit" in ticari faaliyette bulunduğunu bilmesize rağmen yetkilileri uyarmaması eylemlerini işlediğinin işverence iddia edildiği, dava dışı ...in usulsüz işlemleri nedeniyle davalı bankada 5.671.445,14 TL, 84.932,33 EURO, 40.287,84 USD zarar riski oluştuğunun müfettişce tesbit edildiği, 04.06.2007 tarihli müfettiş raporunda, fesih bildirgesinde ve yukarıda anılan usulsüz işlemler tesbit edilerek, davacının eşi ile birlikte görev yaptığı dönemde eşinin zimmet fiili nedeniyle soruşturma geçirip iş sözleşmesinin feshedilmesi ve kendisininde Konya"ya çok uzak mesafede olan Van"a tayin edilmesinin verdiği pisikoloji ile bankaya karşı bir küskünlüğünün oluştuğu, bankaya bağlılığını çalışma şevki ve verimliliğini kaybettiğinin gözlemlendiği belirtilerek 4857 sayılı Kanun"un 25/II-h maddesince, işini yapmakla yükümlü olduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmek ve 25/II-i maddesince işyerini zarara uğratması nedeniyle iş sözleşmesinin tazminatsız feshedilmesinin uygun olocağının belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının sorumluluğu altında çalışan dava dışı personelin usulsüz eylemleri sonucunda davalı banka adına büyük oranda zarar riski doğduğu, davacı bu usulsüz eylemlere katılmamış ise de, mutad olarak yapması gereken kontrol ve denetimleri banka çalışma usullerine uygun olarak yapmayarak zarar riski oluşmasında sorumluluğunun bulunduğu, şubedeki iş hacmi yoğunluğunun görevlerin bu miktarda zarar riski oluşturacak şekilde ihmal edilmesinin mazereti olamayacağı, bankacılık sektöründe güven ve itibarın çok önemli olduğu, banka çalışanlarının da piyasada işverenlerine duyulan güveni veya kazanılmış itibarı olumsuz anlamda sarsıcı ve zarar verici davranışlarda bulunmaktan kaçınması gerektiği, bankanın ekonomik zarar riski yanında, çalışanlarının eylem ve ihmalleri ile bankaya olan güvenin sarsılması ve itibarının zarar görmesi hallerinde buna sebep olan çalışanlarının eylemlerinden sorumlu tutulmaları gerektiği, davacının görevini savsamak suretiyle sebep olduğu işlemlerin sonuçlarına göre işverence davacıya artık güven duyulması beklenmeyeceğinden, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilmesi şartlarının oluştuğu gözetilmeden davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 03.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.