12. Hukuk Dairesi 2014/7008 E. , 2014/9235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2013
NUMARASI : 2012/1160-2013/698
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 20/01/2013 tarih, 2013/35487-2014/1079 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de ;
İİK.’nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, hacze konu Ankara ili Çankaya ilçesi G.. mahallesinde bulunan .. ada .. parselde kayıtlı .. nolu bağımsız bölümün ½ hissesinin borçluya ait olduğu, mahkemece yapılan keşif sonucu aldırılan 30.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda meskenin borçlu hissesine tekabül eden kısmının değerinin 80.000 TL olarak belirlendiği ve aynı raporda borçlunun taşınmazın bulunduğu semte göre daha mütevazi semtlerde haline münasip evi 70.000 TL"ye alabileceği rapor edildiğine göre şikayetin kısmen kabul edilerek, şikayete konu meskenin borçlu hissesine düşen 70.000 TL"den az olmamak üzere satılmasına, satış bedelinden 70.000 TL"nin haline münasip ev alabilmesi için borçluya verilmesine, satış bedelinden kalan bakiye miktarın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir...." düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir; aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/6-18 esas-2011/30 karar sayılı, Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı; 10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).
Ayrıca HGK"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur.
Somut olayda temyize konu ilamın hüküm kısmının bu haliyle şüphe ve tereddüte yer vermeyecek biçimde açık olmadığı anlaşılmakla HMK"nun 297/2.maddesine uygun tesis edilmeyen kararın bozulması gerektiğinden borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 20.01.2014 tarih ve 2013/35487 E.-2014/1079 K. karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.