10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5330 Karar No: 2019/1476 Karar Tarihi: 11.03.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/5330 Esas 2019/1476 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması nedeniyle mahkûm olduğu bir dava öncesinde tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadığına dair adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırma sonucunda tespit edildi. Bu nedenle, 6545 sayılı Kanun'un 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş olması gerektiği belirtildi. Sonrasında ise Anayasa Mahkemesi kararı göz önünde bulundurularak, sanığın hükümlendirme esnasında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanması mümkün görüldü. Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı ve vicdani kanının kesin verilere dayandırıldığı sonucuna varıldı ve temyiz itirazları reddedilerek, hüküm onandı. Kanun maddeleri detaylı açıklamalarla birlikte şunlardı: 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi, TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası, 5320 sayılı Kanuna ek
10. Ceza Dairesi 2017/5330 E. , 2019/1476 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme :.... Asliye Ceza Mahkemesi .Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Bozmaya uyulduğu, adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.