6. Ceza Dairesi 2018/1288 E. , 2018/2388 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli yağma suçundan sanık ... hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.02.2017 gün ve 2017/8 Esas, 2017/49 Karar sayılı hükmüne karşı, sanık savunmanının CMK 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine; ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.CEZA DAİRESİNCE dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen 05.05.2017 gün, 2017/1077 Esas, 2017/969 Karar sayılı “eleştiri dışında İstinaf başvurusunun esastan reddine” dair kararının, sanık savunmanı tarafından duruşma istemli olarak temyizi üzerine yapılan duruşma sonunda Dairemizin 31.01.2018 gün ve 2017/3358 Esas, 2018/548 Karar sayılı ilamı ile Bozma yolundaki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27/02/2018 gün ve 6-2017/43753 sayılı yazıları ile itiraz edilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
5271 sayılı CMK"nın 6352 sayılı Yasa"nın 99.maddesi ile değişik 308.maddesi gereğince yapılan incelemede;
Hukuka aykırılığın varlığı bakımından öncelikle kanuni tipe uygun fiil işlenmesi ile ceza normunun ihlali söz konusu olmaktadır.
Ceza normları; ceza hukukunun özerk değerlendirilmesinden oluşan davranış kurallarını içerir. Bu anlamda suç, öncelikle böyle bir davranış kuralını içeren ceza normunun ve ceza hukukunun ihlalidir.
Ceza normu; kural ve müeyyide olarak birbirinden ayrılmaz bir bütündür.
Ceza hukukunda hukuka aykırılığa özelliğini veren unsurlar; tipiklik ve ceza müeyyidesidir. Maddi hukuka aykırılık önceden var olup kanun koyucu bu durumu yasal düzenleme ile saptar.
Yargıç neyin hukuka aykırı olduğunu taktirde kanunun çizdiği sınırlar içinde maddi ve biçimsel hukuka aykırılığı tartışacaktır. 5237 sayılı TCK’nunda “kanunilik ilkesinin” kabulü ile biçimsel yaklaşımı öne alınmıştır.
Bir fiilin hukuki varlığı ya da menfaatin korunmaya değer asgari ve azami sınırları arasında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusu, ceza hukukunun aykırılığın içeriği bir yana bırakılarak çözülemeyecektir. Örneğin; hırsızlık ile yağma cürümleri her ikisi de eşit biçimde hukuka aykırıdır. Aykırılığın içeriği, yani nicelik ve niteliği bakımından varlık ya da menfaatin ihlaline bakılacaktır.
Bir bütün olarak fiil, hukuka aykırılık yargısının konusunu oluşturmaktadır. İşte fiilin suç teşkil edip etmediği, suç teşkil ediyor ise ihlal ettiği normun belirlenmesi ancak usul kanunlarının elverdiği ölçüde ve hukuka uygun toplanan ve yargılamanın her aşamasında yargıç tarafından toplanması mümkün deliller ile iddia, savunmanın ayrı ayrı değerlendirilip, hukuki analiz ile belirlenmesi gerekir.
Yargılamanın herhangi bir aşamasında toplanması olanaklı delilden bahsediliyorsa bu durumda bunun neden araştırılmadığı ve/veya ikmal olunmadığı yerinde ve yeterli gerekçe ile açıklanıp denetlenebilir bir şekilde tartışılarak karar yerinde gösterilmesi gerekir, bunun adil yargılamanın bir gereği olduğu dikkate alınmakla,
Somut dosya incelendiğinde;
Yakının ..."in, hazırlık aşamasındaki beyanında; "...siyah montlu bir şahıs kasaya aniden elini uzattı ve kasadaki toplam 1807.-TL parayı aldı, ben kendisine müdahale etmeye çalıştım ancak şahıs beni hırpaladı zaten kasaya uzandığında ben kendisine müdahale ettiğimde şahsın sol kolunun içerisinde bıçağı gördüm ve şahsın arkasından koştum, yakalayamayınca tekrar mağazaya geldim...",
Yakınan ... mahkemedeki beyanında; "huzurda bulunan sanık markete geldi. Bana keklerin yerini sordu. Ben markette personel olarak çalışıyordum. Bu sırada müşterim geldi ben kasaya baktım. Ben öbür tarafa gittim. Bu şahıs müşterilerin gitmesini bekliyordu benden önce kasaya geçti. Kasaya beni çağırdı ben de kasaya geçtim. İki tane kek almıştı. Ben kekleri kasadan geçtim. Elindeki paraları gösterdi. Ben bununla başka ne alabilirim dedi. Elini kasaya attı. Ben kasayı ittim. Bu sırada beni itekledi. Kolunun iç tarafında bıçak vardı. Ben o bıçağı görünce bıraktım. Kasadan parayı aldı. Kaçtı. Bende arkasından gittim. Koştum. Ancak bana zarar verir diye yarıda bıraktım markete geldiğimde bayılmışım...", şeklinde beyanlarda bulunduğu,
Sanık ..."ın beyanlarında özetle; herhangi bir zorlama veya tehdit olmadan suça konu parayı alıp kaçtığını, savunduğu,
Karar gerekçeleri arasında "29.12.2016 tarihli CD izleme kolluk tutanağının, sanığın müşteri gibi gelerek reyonlarda gezip kasanın etrafı boşalınca kasaya yöneldiğini doğruladığının" belirtildiği, Dairemizce izlenen dosya içerisindeki CD de ise olay anından öncesine kadar görüntülerin bulunduğu halde, sanık tarafından paraların kasadan alınma anıyla ilgili görüntülerin ise bulunmadığı tesbit edilmiş, 26/12/2016 tarihli kolluk tarafından tutulan “...müracaat ve görgü tespit” tutanağında ise; marketin bölge sorumlusu olarak görev yapan müşteki ... ...’in kasiyerin kasayı açıp para üstü vereceği zaman bir şahsın kasada bulunan 1.807.-TL’yi alıp kaçtığını öğrendiğini beyan ettiği” şeklinde farklı bir açıklamaya da yer verildiği anlaşılmaktadır.
Paranın kasadan alınış anını gösteren herhangi bir kamera kaydı dosyada bulunmamaktadır. Ancak ilk derece mahkemesinin bu husus ile ilgili varsa bir delil resen araştırmadan mevcut delillerle yetinip mağdurun mahkeme beyanına üstünlük tanındıktan sonra 28.02.2017 gün, 2017/8 Esas ve 2017/49 sayılı kararı ile; sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 149/1-d-h maddesi uyarınca nitelikli yağma suçundan mahkumiyet kararı verildiği,bu karara karşı sanık ... savunmanının,CMK 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine;
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen 05.05.2017 gün, 2017/1077 Esas ve 2017/969 Karar sayılı "eleştiri dışında İstinaf başvurusunun esastan reddi" kararına karşı sanık savunmanınca usulüne uygun olarak açılan duruşma istemli temyiz davasını inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 31.01.2018 tarih ve 2017/3358 Esas- 2018/548 sayılı kararında; “olay öncesi gibi olay anını gösteren güvenlik kamera kayıtları araştırılıp varsa temin edilip, duruşmada izlenerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yakınan ...’in anlatımları ve mevcut deliller ile yetinilip, sanığın aşamalarda ileri sürdüğü savunmasında ise hangi nedenlerle itibar edilmediği denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, yargılama süresince toplanması olanaklı delillerin ise hangi nedenlerle toplanmadığı dahi açıklanmadan ve/veya bu yönde yasal, yeterli gerekçe gösterilmeden, adil yargılama hakkını etkileyen şekilde duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin bozma yapılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden;
Dairemizin 31.01.2018 gün ve 2017/3358 Esas,2018/548 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz sebepleri yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 308/2-3.maddeleri gereğince İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 20.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.