Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16227
Karar No: 2019/4264
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16227 Esas 2019/4264 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir takibin kesinleştiğini ve borçlu tarafından davalı borçlunun eşine satış göstermek amacıyla muvazaalı bir şekilde taşınmazın mülkiyetinin devredildiğini iddia ederek, tasarrufun iptali ve taşınmazın haciz ve satış yetkisinin verilmesi talebinde bulunmuştur. Ancak mahkeme, davalının borca yetecek miktarda malı olmadığını ve borca ilişkin geçerli bir aciz vesikası olmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte, davalı borçlunun taşınmaz üzerindeki hacizleri de dikkate alarak, taşınmazın değeri ve haciz miktarlarına göre borçlunun aciz durumunun oluşup oluşmadığı konusunda daha ayrıntılı bir inceleme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, mahkemenin dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar vermesi sebebiyle, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasının amaçlarının açıklaması yapılmıştır. Ayrıca, tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir ve bu husus, dava şartıdır.
17. Hukuk Dairesi         2016/16227 E.  ,  2019/4264 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin alacaklı olduğu ... hakkında .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/12977 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan takibin kesinleştiğini, takip dayanağı bonoların düzenlenme tarihinin 22.02.2011 olduğunu, davalı borçlunun müvekkilini zarara uğratma amacıyla eşi ..."ndan ...Aile Mahkemesi"nin 07.01.2011 tarih 2011/15 esas 2011/16 sayılı kararı ile anlaşmalı boşanmasından hemen sonra .... Mevkiinde bulunan 7992 ada 1 nolu parsel üzerinde bulunan A Blok 11 nolu bağımsız bölümün mülkiyetini 09.03.2011 tarihinde boşandığı eşine satış göstermek suretiyle devrettiğini, satış işleminin borcun doğumundan sonra muvazaalı olarak gerçekleştiğini ileri sürerek davalı borçlunun tasarrufunun iptali ile taşınmaz üzerinde İİK"nun 280. maddesi uyarınca haciz ve satış yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili;aciz belgesinin varlığından söz edilemeyeceğini, davacı tarafından geçici aciz vesikası mevcudiyeti iddiası ile işbu davanın açıldığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    Davalı ...; davalı ... adlı şahısla yıllarca evli kaldığını ve....Aile Mahkemesi"nin 2011/15 esas 2011/16 karar sayılı dosyasında verilen karar ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, kendisine ait taşınmazı maddi sıkıntıları nedeniyle satmak zorunda kaldığını, dairesiyle ilgili yanlış açıklamalar yapan şirketin haksız davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;... İcra Müdürlüğünün 2012/12977 sayılı dosyasındaki 17/11/2012 tarihli haciz tutanağının içeriğine göre, söz konusu tutanağın geçici veya kesin aciz vesikası niteliğinde olmadığı, ayrıca getirtilen tapu kaydına göre, davalılardan borçlu ..."ın....mahallesi 11163 ada 10 nolu parseldeki C blok 2. kat 6 nolu bağımsız bölümde halen kayden malik olduğu, bu anlamda haczi kabil ve borca yetecek malı olmadığı hususunun kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
    Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasından da borçlunun adresinde haciz yapılmış, haciz sırasında borca yeter miktarda mal olmadığı görülmüş ise de mahkemece borçlu ..."ın ... mahallesi 11163 ada 10 nolu parseldeki C blok 2. kat 6 nolu bağımsız bölümde halen kayden malik olduğu buna göre haczi kabil ve borca yetecek malı olmadığı hususunun kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak icra dosyasında davalı borçlu Yılmaz adına kayıtlı 07 CEV 60 plakalı araca haciz konulduğu, araç üzerinde bu haciz dışında 97 tane haciz bulunduğu görülmektedir. Mahkeme gerekçesine konu edilen davalı borçlunun halen kayıt maliki olduğu

    mahallesi 11163 ada 10 nolu parseldeki C blok 2. kat 6 nolu bağımsız bölüm üzerinde haciz bulunup bulunmadığı dosyada yer alan tapu kayıtlarından anlaşılamamaktadır. Buna göre; mahkemece sözü edilen taşınmaz üzerindeki hacizleri de gösteren tapu kayıtları getirtilerek taşınmazın değeri ve haciz miktarlarına ve araç değerine göre borçlunun aciz durumunun oluşup oluşmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Davacı, 22/02/2011 keşide tarihli bonolardan dolayı tasarrufun iptaline yönelik olarak eldeki bu davayı açmıştır. Davalı 3.kişi Ferdane senedin tanziminden önce 05/01/2011 tarihinde davalı borçlu eşinden boşanmak için dava açmış ve taraflar 07/01/2011 tarihinde bir protokol düzenleyerek protokolde yazılı taşınmaz mallarını eşi olan Ferdane’ye devir ve temlik edeceğini bildirmiş, Antalya 5.Aile Mahkemesi"nin 07/01/2011 tarih 2011/15-2011/16 sayılı ilamıyla tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, karar, tarafların temyiz etmeyeceklerini bildirdiklerinden dolayı 07/01/2011 tarihinde kesinleştirilmiştir. Dava konusu edilen taşınmaz da boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra 09/03/2011 tarihinde davalı borçlu tarafından davalı ...’ye devredilmiştir. Bu olgulara göre tarafların anlaşma suretiyle ilk oturumda boşanmalarına karar verilmiş olması ve borçlunun dava konusu mallarını eşine temlik etmesi, alacaklıdan mal kaçırmak kastını gösterdiğinden, mahkemenin dinlenen tanık anlatımlarına göre taraflar arasındaki boşanmanın ve buna göre dava konusu taşınmazın boşandığı eşine devrinin muvazaalı olduğu hususunun kanıtlanamadığına dair gerekçesi yerinde görülmemiştir.
    3-Kabule göre de, dosyada dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi sebebi ile davalı lehine sonucu itibari ile de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi