16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/5339 Karar No: 2019/847 Karar Tarihi: 13.02.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/5339 Esas 2019/847 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olması suçundan mahkumiyetine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği mahkumiyet kararı temyiz edildi. Dosya incelendikten sonra, reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanıyı oluşturan duruşma süreci, tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriği göz önünde bulunduruldu. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak şekilde tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilerek uygulandığı anlaşıldı. Sanık müdafiyesinin ileri sürdüğü nedenlerin yerinde görülmediği için temyiz davası esastan reddedildi ve hüküm onaylandı. Kanun maddeleri: TCK 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK 62, 53, 58/9, 63.
16. Ceza Dairesi 2018/5339 E. , 2019/847 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri gereği mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.