Esas No: 2020/2548
Karar No: 2022/868
Karar Tarihi: 21.02.2022
Danıştay 10. Daire 2020/2548 Esas 2022/868 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/2548 E. , 2022/868 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2548
Karar No : 2022/868
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin .... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının sahip ve mesul müdürlüğünde İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, ... Mahallesi, ... Caddesi, ... Sokak, No:... adresinde faaliyet göstermekte olan ... muvazaalı olarak işletildiğine ilişkin alınan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Muvazaa Değerlendirme Komisyonunun 03/07/2018 tarihli kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin .... tarih ve E:...., K:... sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince daha önce davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin verilen kararın, Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2019 tarih ve E:2019/8647, K:2019/5713 sayılı kararıyla bozulması üzerine, yeniden görüşülen dosyada iş bölümü nedeniyle gönderme kararı verilmiş, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince de bozma kararına uyularak davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, muvazaa kararının somut delillerle ispatlanmasının zorunlu olmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ....
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Anılan Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrasında, "Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır." hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2022 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, davacının sahibi ve mesul müdürü olduğu, İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, ... Mahallesi, ... Caddesi, ... Sokak, No:... adresinde faaliyette bulunan "... Eczanesi"nin muvazaalı işletildiği yönünde alınan ... tarihli İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Muvazaa Değerlendirme Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacıya ait iş yerinin ... isimli şahıs tarafından muvazaalı olarak işletildiği, anılan kişi ile birlikte işbirliği yaptığı, kişiler tarafından özellikle böbrek nakli ilaçlarını içeren reçetelerin sahte ve usulsüz düzenlendiği ve diğer reçete ve raporlarda da benzer durumların bulunduğu gerekçesiyle davacıya ait eczane ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda, ... Eczanesi dükkan sahibinin kardeşi R.Ç.'nin dükkanın S.A. isimli şahıs tarafından kiralandığı ve ... Eczanesinin gerçek sahibinin S.A. isimli kişi olduğu yönünde beyanda bulunduğu; davacıya ait banka hesap ekstrelerinde dışarıdan yatırılan yüklü miktarda para girişlerinin olduğunun tespit edildiği; S.A. isimli şahsın çalıştırdığı ... Eczanesinde belli bir dönem çalışanlardan biri olan Y.B.'nin ifadesinde, "... 2010 yılının ekim ayından 2011 yılının ağustos ayına kadar eczanede çalıştığı, çalıştığı sürede ... ve ... isimli eczanelerinin sahibinin S.A. isimli şahıs olduğu, S.A. isimli şahıs tarafından yapılan görüşmeler doğrultusunda işe alındığı, S.A. isimli şahısın eczacı olmadığı, bu kişinin diploma kiralamak suretiyle eczaneyi kendi adına işlettiğini sonradan öğrendiği..." yönünde; ... Eczanesinde bir dönem çalışan B.A.'nın ifadesinde, "... S.A.'nın ... Eczanesi dışında ... ve Ayça isimli eczaneleri de çalıştırdığı..." yönünde ifadelerin bulunduğu; öte yandan, soruşturma kapsamında hastalardan alınan ifadelerden de, "... ... Eczanesinin sahibinin S.A. isimli şahıs olarak bildikleri, ilaçların S.A. isimli şahıs tarafından doktorlara yazdırılarak kendilerine getirildiği.." yönünde ifadelerin bulunduğu görülmektedir.
Bu nedenle, inceleme konusu olayda, davacı tarafından her ne kadar eczanenin muvazaalı olarak işletilmediği, S.A. isimli şahsın kendisinin eski bir çalışanı olduğu ileri sürülmüş ise de, yapılan inceleme ve soruşturma sırasında eczane çalışanları ve bir kısım hastalardan alınan ifade ve beyanlardan, davacıya ait eczanenin S.A. isimli şahıs tarafından işletildiği kanaatine varıldığı, nitekim davacının bu ifade ve beyanlara karşı makul bir açıklama yapamadığı, dolayısıyla, davacıya ait eczanenin muvazaalı olarak işletildiği yönünde alınan dava konusu Komisyon Kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.