Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2326
Karar No: 2022/537
Karar Tarihi: 21.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2326 Esas 2022/537 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2326 E.  ,  2022/537 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2326
    Karar No : 2022/537

    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    2- ... Emlak Müdürlüğü
    VEKİLİ : ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Zeytincilik Tarım Gıda Madencilik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 18/02/2021 tarih ve E:2017/7481, K:2021/994 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkiinde bulunan, Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan, mülkiyeti Hazineye ait ... parsel sayılı taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında davacıya satılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair Fethiye Milli Emlâk Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 18/02/2021 tarih ve E:2017/7481, K:2021/994 sayılı kararıyla;
    6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un 2. ve 6. maddeleri ile 9. maddesinin 2. fıkrasına yer verilerek,
    Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi yönünden,
    Davacı tarafından dava konusu işlemin tamamının iptali istenilmekte ise de, işlemin yalnızca 2. maddesinin davacının menfaatini ihlal ettiği görüldüğünden, dava konusu işlemin 2. maddesine hasren incelendiği,
    Dava konusu işlemin 2. maddesinde, 2/B alanlarında kadastro teşkilatınca yapılan kadastro veya güncelleme çalışmalarında kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin, kullanıcı olmadıkları gerekçesiyle idarelerince açılan davalar sonucunda, Mahkemelerce 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden durma kararı verildiği; bu davaların 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'nin 17. maddesinin 4. fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; buna göre söz konusu durma kararlarının idare aleyhine kesinleşmesi halinde, bu kararlara konu taşınmazların ilgililerine/başvuru sahiplerine yönelik olarak yapılacak bir bildirimle kullanıcı iddiasında bulunulan taşınmaz hakkında tespite itiraz davası açılması sonucunda kadastro tutanaklarının veya güncelleme listelerinin kesinleşmediği, taşınmazın tapu kütüğünde bu kişilerin kullanıcı oldukları yönünde belirtmenin bulunmadığı, bu sebeple taşınmazın satışının mümkün olmadığı bildiriminde bulunulması gerektiğinin düzenlendiği,
    Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın dava dışı ... adına yapılan kullanıcı tespitine karşı açılan itiraz davasında, ilk olarak ... Kadastro Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın eylemli biçimde orman olduğu anlaşıldığından orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesine karar verildiği; bu kararın ... Hukuk Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davanın mülkiyete ilişkin olmayıp 2/B şerhine yönelik olduğunun gözden kaçırıldığı, dava konusu taşınmazın mülkiyet durumunun kesinleşmiş olduğu gözardı edilerek taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu, davada 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasına göre durma kararı verilerek, taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tescili için kadastro tutanağının tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu; ... Kadastro Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla bozma kararına uyularak 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca Hazinenin davasının durdurulmasına, buna ilişkin tapu kaydına şerh yazılmasına karar verildiği ve bu kararın 05/01/2015 tarihinde kesinleştiği,
    İlgili Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların hak sahiplerinin, güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre belirlendiğinin anlaşıldığı,
    Dava konusu taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesine göre kullanıcısının dava dışı ... olduğu ve anılan şahıs tarafından 6292 sayılı Kanun'a uygun şekilde verilen muvafakatname ile hakkın davacıya devredildiği; bu aşamadan sonra davacının, hak sahibi olarak taşınmazın 6292 sayılı Kanun'a göre kendisine satışını isteyebileceği hususunda şüphe bulunmadığı,
    Bu durumda, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ... Kadastro Mahkemesince verilen ve kesinleşen durma kararının davaya olan etkisinin, başka bir ifadeyle söz konusu şerhin dava konusu taşınmazın satışına engel olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği,
    6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davaların açılmayacağı, açılmış ve devam eden davaların ise durdurulacağının düzenlendiği; anılan hükümde, Kanun'a göre yapılacak "işlemlerin" neler olduğu açıkça belirtilmemiş ise de, Kanun'un "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi gözönünde bulundurulduğunda; dava konusu uyuşmazlığın (satış işleminin) maddede belirtilen işlemlerden biri olduğunda duraksama bulunmadığı,
    Söz konusu düzenlemenin devamında, durdurulan davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından Kanun'da belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması ya da yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde durdurulan davalara devam edileceği hükümlerine yer verildiği,
    6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin gerekçesinde de, Kanun maddesiyle benzer yönde bir yaklaşımın benimsendiği, madde metninde yer verilen düzenlemenin dışına çıkılacak şekilde bir gerekçeye yer verilmediğinin görüldüğü,
    Davalı idarece, 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'nin 17. maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenlemeye dayanılarak dava konusu işlemin tesis edildiği, dava dosyasına sunulan savunmada da bu hususa yer verildiği; anılan Tebliğ'in 17. maddesinin 4. fıkrasının birinci cümlesinde, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasıyla aynı şekilde bir düzenleme getirildiği; Tebliğ'in 17. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesinde ise, "Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonucunda; güncelleme listelerinde veya kadastro tutanaklarında belirtilen kişilerin kullanıcı olmadıklarına yönelik olarak İdarece açılmış davalar bu kapsamda değerlendirilmeyecektir (...)" hükmüne yer verildiği,
    Daha altta yer alan bir normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi, bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması anlamına gelen normlar hiyerarşisi teorisi göz önüne alındığında, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında yer almayan bir düzenlemeye 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'nin 17. maddesinin 4. fıkrasında yer verilerek, normlar hiyerarşisine aykırı olacak şekilde, Kanun hükümlerinin Tebliğ ile kısıtlandığı, bu nedenle Tebliğ'de yer alan düzenlemenin dava konusu olay yönünden ihmal edilmesi gerektiği; başka bir ifadeyle, uyuşmazlığın çözümünde 6292 sayılı Kanun hükümlerinin esas alınması gerektiği sonucuna varıldığı,
    Buna göre, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında, Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar taşınmazlar hakkında açılan davaların duracağı hükme bağlandığından ve satış işleminin de anılan işlemler arasında yer aldığı sonucuna varıldığından; 6292 sayılı Kanun'a aykırı şekilde, bu Kanun'un 9. maddenin 2. fıkrası kapsamına giren taşınmazların satışına engel olan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
    Nitekim, dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosunun iptali istemiyle açılan davada, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 09/12/2013 tarih ve E:2013/8800, K:2013/12207 sayılı kararında, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrası yönünden bir değerlendirme yapıldığı; anılan davada durma kararı verilmekle yetinilmeyerek, satış işleminin sağlanabilmesi için sicilin de oluşturulması gerektiğinin karara bağlandığı; bu bakımdan, Yargıtay tarafından, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasının, tapu kütüğünün ve burada yer alan kullanıcı tespitinin tescil edilmesi önünde bir engel olarak görülmediği;
    Bireysel işlem yönünden,
    Dava konusu işlemin Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı (işlemde ... olarak yazılmıştır) işlemine dayanılarak tesis edildiği, Milli Emlâk Genel Müdürlüğü işleminin yukarıda yer verilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunması nedeniyle Fethiye Milli Emlâk Müdürlüğünce tesis edilen dava konusu taşınmazın davacıya satılamayacağına ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı,
    Bununla birlikte, davacının dava konusu taşınmazı satın alabilmesi için 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesinde aranılan diğer şartları sağlaması gerektiğinde duraksama bulunmadığı; bakılan davada verilen iptal kararının, davacının doğrudan hak sahibi olmasını veya taşınmazın doğrudan davacıya satışını sağlamayacağı, davacının ve dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesindeki şartları sağlayıp sağlamadığının davalı idarece tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu; 6292 sayılı Kanun'un 6. maddesine göre, sadece güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesinde kullanıcı ve/veya üzerindeki muhdesat sahibi olarak gösterilen kişilerin hak sahibi olmasının mümkün olduğu; Kanun'un 9. maddesinde belirtilen davaların taşınmazın aynına yönelik olduğu, kullanıcı yahut muhdesat sahibi belirtmesine karşı açılan davaları kapsamaması gerektiği; 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'nin de bu hükümlere uygun olduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
    Üyeler ... ve ... 'nun; "dava dilekçesinin "Davanın Konusu" ve "Sonuç ve İstem" bölümlerinde Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin tamamının iptalinin istenildiği, dava dilekçesinde yer alan dava açma iradesinin en somut biçimde ortaya konulduğu bu bölümlerde, anılan işlemin herhangi bir kısmı belirtilmek suretiyle sınırlandırma yapılmamasına rağmen; davanın, dava konusu edilen işlemin bir kısmına hasren incelenmesinin mümkün olmadığı" yönündeki oylarına karşılık, dava dilekçesindeki davacı iddiaları dikkate alındığında, Dairece, Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin 2. maddesine hasren inceleme yapılarak karar verilmesinde, hukuka aykırılık görülmeyerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildi:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması"
    sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
    2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 18/02/2021 tarih ve E:2017/7481, K:2021/994 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 21/02/2022 tarihinde usulde ve esasta oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY
    X- Dava, Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkiinde bulunan, Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan, mülkiyeti Hazineye ait ... parsel sayılı taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında davacıya satılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair Fethiye Milli Emlâk Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Milli Emlâk Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
    6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un “Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış" başlıklı 6. maddesinde, "(1) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler, bu Kanuna göre hak sahibi sayılır. (2) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılır. (3) Hak sahiplerinden birinci fıkra kapsamında olanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, ikinci fıkra kapsamında olanlar ise, güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun'un "Davalar" başlıklı 9. maddesinde, "(1) 2/A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması ve tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar bu Kanuna göre yapılacak işlemleri durdurmaz. Bu konuyla ilgili davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemez. Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar davacılar lehine sonuçlandığında bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılır. Bu taşınmazlarda hak sahipliği iddiasında bulunanların itirazları ile rayiç bedellere itirazlar yapılan işlemleri durdurmaz, itiraz mahkemeye intikal etmiş ise kesinleşen mahkeme kararına göre işlem yapılır. (2) Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir." kuralı yer almaktadır.
    6292 sayılı Kanun'un 6. maddesine göre, 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler, bu Kanun uyarınca hak sahibi sayılmaktadırlar.
    Buna göre, hak sahipliğinin kesinleşmesi için, kullanıcı veya muhdesat sahibi belirtmesine karşı açılan davaların sonuçlanarak kesinleşmesi ve Hazine tarafından, bu doğrultuda işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
    Bu çerçevede, 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasına göre durma kararı verilecek davaların, taşınmazın aynına yönelik davalar olduğu; bu hükmün kullanıcı veya muhdesat sahibi belirtmesine karşı açılan davaları kapsamadığı sonucuna varılmış olup, Kanun'un amacına uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi